Davacılar vekili tarafından, hak sahiplerinden eş için 12.333,85TL maddi, 120.000,00TL manevi, çocuk için 21.720,71TL maddi, 100.000,00TL manevi tazminatların davalı ... Nakliyat Ltd. Şti.den, birleşen dosyada ise anne ve babadan her biri için 35.000,00TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilinin talep edildiği; Mahkemece eş lehine 12.333,85TL maddi, 80.000,00TL manevi, çocuk lehine 21.720,71TL maddi, 50.000,00TL manevi tazminatın davalı şirketten, anne ve babadan her biri lehine 20.000,00TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği anlaşılmaktadır. 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan ... kapsamında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden nispi olarak hesaplanması gerekir. Somut olayda, temyiz talebinde bulunan davalı şirket lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretinin takdiri isabetsiz olmuştur ve bozma nedenidir. O halde, temyiz talebinde bulunan davalı ......
Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak "takdiren" belirlendiğinden, manevi tazminata faiz uygulanmaması gerektiği oyu ile çoğunluk kararının bu kısmına katılmıyorum....
Mahkemece, maddi tazminat davasının kabulü ile, tarlada oluşan zarar tutarı olan 7585,82 TL maddi tazminatın ve davacının oluşan zarardan derin üzüntü duyması nedeniyle 1500 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, ,davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Maddi tazminat isteminin kabulü yönünden; Borçlar Kanununun 41.maddesinde deyimini bulan zarar, mal varlığında meydana gelen bir azalmayı eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir....
Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak "takdiren" belirlendiğinden manevi tazminata faiz uygulanmaması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum....
KARŞI OY (XX): Bir maddi zararın giderilmesine yönelik açılan tam yargı davalarında, tazminat kişinin mal varlığındaki zararın oluştuğu an itibariyle karşılanması gerektiğinden, istenilecek olan tazminatın gecikerek ödenmesi nedeniyle para değerinde enflasyondan dolayı meydana gelebilecek azalmayı karşılamaya yönelik olarak faize hükmedilmelidir. Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar ... ve diğerleri vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/11/2011 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; maddi tazminat talebinin davacılar ... ve ... yönünden reddine, ... bakımından kabulüne ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen 01/12/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar ... ve ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava; haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın giderilmesi istemine ilişkindir....
Maddi zararlar, mal varlığında meydana gelen ve para ile değerlendirilebilen bir azalmayı ifade ettiklerinden, bu azalma miktarının idare tarafından telafi edilmediği süre içinde ayrıca enflasyon nedeni ile de kayba uğrayacağı açıktır. Manevi zararlar ise, mal varlığında meydana gelen somut bir azalma olmayıp, kişinin manevi varlığında ortaya çıkan olumsuzluklar olduğundan, manevi tazminat değerinin yargılama sonucu para olarak belirlenmesi zarara uğrayanı tatmin ve de bu zararın meydana getireni cezalandırma aracı olarak kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Bu itibarla, ilk defa yargı kararıyla para olarak değerlendirilebilen bir manevi tazminatın önceden davalı idarece belirlenmesi ve de ödenmesinin mümkün olmaması nedeniyle, ödemede gecikmeden bahsedilemeyeceği gibi, manevi tazminat, esasen bütün hususlar dikkate alınarak "takdiren" belirlendiğinden manevi tazminata faiz uygulanmaması gerektiği oyuyla kararın bu kısmına katılmıyorum....
Dolayısıyla somut olayda tek eylemden hem maddi zarar hem de manevi zarar doğmaktadır. b) Site yöteminin sorumlu olacağı ve müteselsilen güvenlik şirketinin de sorumlu olacağı konusunda uygulamada "ittifak" söz konusudur. c) Sorun davalıların sorumluluk alanında kalan maddi ve manevi tazminat taleplerinden sadece maddi tazminat kısmının kat mülkiyeti hukuku kapsamında kaldığı, dolayısıyla sulh hukuk mahkemelerinin sadece maddi tazminat taleplerini inceleyebileceği ve ancak manevi tazminat talebinin MK'nın 24, BK'nın 58. maddeleri kapsamında olmakla sadece ve doğrudan Asliye Hukuk Mahkemesinde incelenebileceği yönündeki bazı Yargıtay Daire uygulamaları ve çoğunluk görüşüdür. Kuşkusuz bu yaklaşım aşağıdaki nedenlerle tercih edilmemelidir. 1) Öncelikle 634 sayılı Kanunun Ek 1. maddesine göre, bu Kanundan doğan bütün uyuşmazlıklar tartışmasız biçimde ve talebin maddi/manevi tazminat olmasına bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülür....
Davacı vekili; müvekkillerinden ...’ın, davalılar tarafından kerpeten ile ağzına ve kafasına vurulmak suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde kasten yaralanıp dişlerinin kırıldığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde, müvekkillerinden ... yönünden ise kardeşi olan davacı ...’ın gözü önünde dövülmesi ve evinde kaos ortamı yaratılması nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir....
İSTANBUL 4.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/110 Esas KARAR NO : 2023/182 DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Kaldırılması, Maddi ve Manevi Tazminat DAVA TARİHİ : 20/06/2022 KARAR TARİHİ : 20/06/2023 Mahkememizde görülmekte Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Kaldırılması, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin "..." markasının sahibi olduğunu ve ilgili markanın TPMK nezdinde ..., ..., ... ve ... tescil no ile tescil edildiğini, davalı ...'ın ... "..." markasının, tescil edilen hali ile kullanılmayarak iltibas yaratacak şekilde kullanılması nedeniyle, müvekkili markasına olan tecavüzünü kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....