WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...

    Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma açısından ise; borçlu, başkasına ait mal, alacak ve hakları kendisininmiş gibi veya kendisine ait mal, alacak ve hakları başkasına aitmiş gibi gösterir (beyan eder) veya saklar, ya da kendisine ait mal, alacak ve haklar üzerinde üçüncü şahısların mevcut haklarını bildirmez veyahut bildirdiği malların kıymetleri ve vasıfları hakkında icra müdürünü hataya düşürecek müspet beyanda bulunur veya bu hususta kasten sükut eder, beyan ettiğinden başka malları da mevcut halde yokmuş gibi beyanda bulunursa, gerçeğe aykırı (hakikate muhalif) beyanda bulunmuş olur. Somut olayda borçlu dilekçesinde, ipotekli taşınmaz dışında başkaca mal varlığı bulunmadığını açıkça beyan etmiştir. Beyan ettiği bu taşınmaz üzerinde şikâyet konusu icra takibi ile birlikte 11 adet, bildirmediği diğer taşınmazları üzerinde 10 ilâ 13’er adet haciz şerhleri bulunmaktadır....

      İCRA MAHKEMESİ Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan sanık ...’nun İİK’nun 338.maddesi gereğince 3 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: İcra ve İflas Kanununun “Beyanın muhteviyatı” başlıklı 74.maddesinde, “Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 24.07.2007 tarihli mal bildiriminde borcu ne şekilde ödeyeceğini belirtmemesi nedeniyle mal beyanının İİK’nun 74.maddesinde düzenlenen şartları taşımadığı...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak Davacı-birleşen dosya davalısı ... ile davalı-birleşen dosya davacısı ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasında davanın ve birleşen davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair...Aile Mahkemesi'nden verilen 05.12.2013 gün ve 896/871 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı-birleşen dosya davalısı vekili ile davalı-birleşen dosya davacısı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı-birleşen davalı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuş, birleşen davanın reddini savunmuştur. Davalı-birleşen davacı ... vekili, davanın reddini savunmuş, birleşen dava ile mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur....

          Gerçeğe aykırı mal beyanında bulunma açısından ise; borçlu, başkasına ait mal, alacak ve hakları kendisininmiş gibi veya kendisine ait mal, alacak ve hakları başkasına aitmiş gibi gösterir (beyan eder) veya saklar, ya da kendisine ait mal, alacak ve haklar üzerinde üçüncü şahısların mevcut haklarını bildirmez veyahut bildirdiği malların kıymetleri ve vasıfları hakkında icra müdürünü hataya düşürecek müspet beyanda bulunur veya bu hususta kasten sükut eder, beyan ettiğinden başka malları da mevcut halde yokmuş gibi beyanda bulunursa, gerçeğe aykırı (hakikate muhalif) beyanda bulunmuş olur. Somut olayda, borçlunun mal bildirimi dilekçesinde, adına kayıtlı hiçbir menkul ve gayrimenkul malvarlığı bulunmadığını beyan etmiş olması karşısında adına kayıtlı ... plakalı motosikletinden bahsetmeyerek alacaklıyı ve icra dairesini yanıltacak şekilde bildirimde bulunduğu saptanmıştır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının kabülüne dair ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur....

              Zira; alacaklı kamu idaresinin talebini borçluya ait mal, alacak ve hakla karşılayan üçüncü kişinin, asıl borçluya dönerek, "Kamu idaresine ödediğim meblağı bana iade et" demesi söz konusu olamaz. Bu sonuç, alacaklı kamu idaresinin haciz bildiriminde bulunmadan önce, üçüncü kişinin elinde ya da zimmetinde asıl borçluya ait mal, alacak veya hak bulunup bulunmadığı ve, varsa, miktarı konusunda tespit yapma zorunluluğu ile uyuşmayan bir durumdur. Eğer, kamu idaresi, haciz bildiriminde bulunmadan önce, üçüncü kişideki borçluya ait mal, alacak veya hakkı kesin miktarları ile tespit etmek zorunda ise; o zaman, maddede, asıl borçluya rücu olanağına yer verilmesinin anlamı kalmaz....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak ... ile ... aralarındaki mal rejiminden kaynaklanan alacak davasının reddine dair ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı ... vekili, dava dilekçesinde belirtilen banka mevduat hesabı nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, TMK'nun 178. maddesi uyarınca 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir(6100 s.lı HMK 33 m)....

                  Maddesinde ayıplı malın tarifi tüketiciye teslim anında taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan mal olarak tanımı yapılmıştır. Davacı almış olduğu koltuk berjerlerinin kendisine teslim edilmemesi nedeniyle ayıplı mal ifası kapsamında sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmektedir. Aldırılan bilirkişi raporunda berjerlerin teslim edilmemesi nedeniyle ayıplı mal olduğu yönünde görüş bildirilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça ayıplı mal kapsamında bedel iadesi istenilmiş ise de davalı taraf dava açılmazdan evvel davacının ihtarnamesine cevaben verdiği ihtarname ve cevap dilekçesinde berjerlerin teslime hazır olduğunu tutarlı şekilde bildirmiştir. O halde berjerlerin teslimi ile beraber ayıplı mal iddiası ortadan kalkmaktadır....

                  Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel(istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, usul ekonomisi ilkesi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) sonucunun bekletici sorun yapılması gerekir. Mal rejiminin tafiyesi kapsamında açılan alacak davasında, mal rejimi sona ermemiş veya evliliğin dolayısıyla mal rejiminin sona ermesini sağlayabilecek boşanma/evliliğin iptali davasının açılmamış olması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir. .//.....

                    UYAP Entegrasyonu