hesap özetinden de anlaşılacağı üzere bedel iadesi talebinin yerine getirilmediğini, hukuka aykırı olarak tahsil edilen ve iade edilmeyen 3.400,00 TL bedelin ihtarname tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
Tüketicinin; malın ayıplı olması halinde malın ücretsiz değiştirilmesi, bedel iadesi veya ayıp oranında bedel indirimi haklarından birini kullanabilmesi için ücretsiz onarım hakkını kullanmaması gerekir. Ücretsiz onarım hakkını kullanan tüketici, daha sonra bu hakkından vazgeçerek malın ücretsiz değiştirilmesi, bedel iadesi veya ayıp oranında bedel indirimini talep edemez. Somut olayda, 01.09.2009 tarihinde aracın triger kayışının kopması nedeniyle araç yetkili servise götürülmüş, yetkili servis tarafından garanti süresinin geçtiğinin belirtilmesi üzerine davacı tarafından ücret ödenmek suretiyle onarım gerçekleştirilmiş, müşteri memnuniyeti çerçevesinde 4.903,20 TL onarım bedelinin 3.365.84 TL’si davacı tarafından yetkili servise ödenmiştir....
KARAR Davacı; davalı Kurumun yaptığı ihale neticesinde 24 ay süreli tıbbi cihaz ve demirbaşların periyodik olarak bakım ve onarım sözleşmesi imzaladıklarını, ilk 8 aylık hizmet alımı tamamlandıktan sonra idarenin yasalara aykırı olarak 05/02/2014 ve 13/02/2014 tarihli yazılarıyla sözleşmenin 64, 65 ve 66. maddelerini feshederek iş eksilişine gittiğini, bu nedenle sözleşmenin tamamıyla feshini ve 4734 Sayılı Kanunun 24. maddesi v.s. yasal hükümler çerçevesinde bütün sözleşme bedelinin yüzde 80’inin (kdv hariç) ve giderlerinin, ayrıca sözleşme fiyatlarıyla, yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının ödenmesi ile sözleşme fiyatlarıyla yaptığı işin tutarı arasındaki bedel farkının %5 bedelinin de uzman bilirkişi tarafından hesaplatılarak tazminat olarak davalıdan tahsilini, bu taleplerinin kabul görmemesi halinde sözleşmenin 64, 65 ve 66. kısımlarının tutarından, ödenen tutar çıkartıldıktan sonra kalan 13.680,00 TL'nin yoksun kaldığı kar, giderleri, stok için aldığı malzemeler, bu iş nedeniyle...
Oto A.Ş vekili cevap dilekçesinde ; dava konusu araçta gizli ayıp olduğunu kabul etmemekle birlikte araçta gizli ayıbın mevcut olduğu kabul edilecek dahi olsa , hak düşürücü süreler aşıldığını, her ne kadar ayıp iddialarını kabul etmeseler de davacı tarafın, 6098 sayılı T.B.K.’Nunda sayılı seçimlik haklardan birini talep etmek zorunda olduğunu, zira bahse konu seçimlik haklardan birinin kullanılması ile diğer haklardan vazgeçilmiş olunacağını, araçta üretimden kaynaklanan gizli ayıp olduğu iddialarını kabul etmediklerini, davaya konu aracın ayıplı olmadığını, Yargıtay’ın emsal nitelikteki kararları doğrultusunda, aracın ücretsiz onarılmasına ya da bedel indirimine karar verilmesi gerekirken misliyle değişime yönelik karar verilmesi hakkaniyete aykırılık teşkil edeceğini, müvekkilinin şirket aracını 242.887-TL bedel ile sattığını, davacının EURO üzerinden bedel iadesi talebi ile icra inkar tazminat talebinin haksız ve yersiz olduğunu, bedel iadesi yönünde karar vermesi ihtimalinde davacı...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal nedeniyle bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, mesleki ve ticari faaliyeti gereği oto alım satımı yapan davalıdan toyota aracı noterde düzenlenen sözleşme ile satın aldığını, ancak hasarlı ve ayıplı satış yapıldığının ortaya çıktığını ileri sürerek, ödenen satış bedeli 32.000 YTL.nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Davalı vekili, zamanaşımı itirazında bulunarak müvekkilinin taşıma komisyoncusu sıfatıyla davacıdan alınan talimat doğrultusunda taşıma konusu eşyaların hava yoluyla taşındığını, davacının iddia ettiği aşırı yararlanma şartlarının mevcut olmadığını, davacının talebinin sebepsiz zenginleşme amacı güttüğünü, verilen hizmet nedeniyle düzenlenen faturalara da süresi içerisinde itiraz edilmeyip fatura bedellerinin ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Noterliğinin 07.08.2014 tarihli, 15468 yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, davalı tarafından bedel iadesi yapılmadığını ileri sürerek 6.300,00 TL'nin bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiziyle davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkiline ait tesislerde vaat edilen tüm özelliklerin dava konusu tesiste bulunduğunu, davacının ayıplı hizmet iddialarını ispat edemediğini, davacının talep ettiği faiz tutarının fahiş ve davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
HUKUK DAİRESİ Dava; ayıplı araç satışı nedeniyle bedel iadesi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 15/01/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Bilirkişi heyeti raporunda tüketicinin araçtan beklenen faydayı sağlamadığını açıklamışlarsa da, 14.11.2005 tarihli raporda imzası bulunan bilirkişi... arızaların ayıp niteliğinde olmadığı, kaldı ki oluşan bu arızaların araçtan sürekli faydalanamamayı arzeder nitelikte olmadığını, vurgulamıştır. 4077 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince ayıplı bir malın teslimi halinde tüketici bedel iadesi de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Aynı yasanın 13. maddesi tüketici onarım hakkını kullanmışsa ... süresi içinde sık sık arızalanma nedeniyle maldan yararlanamamanın süreklilik arzetmesi halinde 4. maddede yer alan diğer seçimlik hakların kullanılabileceği düzenlemesini getirmiştir. ......
(X) KARŞI OY : 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 20. maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu ve bedel deyiminin, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade edeceği hükme bağlanmış ve aynı Kanunun 24/c. maddesinde; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile servis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat, hizmet ve değerlerin katma değer vergisi matrahına dahil olduğu hüküm altına alınmıştır. 3065 sayılı Kanunun 29/2. maddesinde ise; "Bir vergilendirme döneminde indirilecek katma değer vergisi toplamı, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devrolunur...