Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava tarihinden sonra, dava konusu aracın devredilmiş olması nedeniyle, davacı artık misli ile değişim talep edemeyecek olup, ayıplı olduğu iddia edilen aracın, mevcut ayıp nedeniyle piyasa değerinin altında bir bedel ile satıldığını ileri sürerek, zararını talep edebilecektir. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın hissedarlar arasında fiili taksim edildiğini, her hissedarın belirlenen alan kadar yer kullandığını, davacının şufa davası açmakta kötü niyetli olduğunu, fiili taksimin uygulandığı taşınmazlarda kanuni ön alım hakkının kullanılamayacağını, tapudaki satış bedelinin fahiş olduğu ve bedelde muvazaa yapıldığı iddiasının mesnetsiz olduğunu belirterek davanın fiilen taksim nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise tapudaki bedel ve tapu harçlarından oluşan önalım bedelinin davacı tarafa tamamlattırılarak davalı müvekkiline ödenmesine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

sürerek, davalı adına kayıtlı payın önalım nedeniyle adına tescilini istemiştir....

    Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin tamamı parlak olacak şekilde seramik satın aldığını, ancak davacının mat ve parlak seramikler gönderdiğini, döşendikten sonra davacıya ayıbın bildirildiğini, davacının değiştirebileceğini beyan ettiği, ancak müvekkilinin maliyetin artmaması için bedelde indirim hakkını kullanmak istediğini, davacının da bunu kabul ettiğini, buna rağmen davacının kötüniyetli olarak cari hesap dökümüne dayanarak müvekkili hakkında icra takibi yaptığını belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.İhbar olunan şirket davaya katılmamıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ayıbın süresinde ihbar edildiğine ilişkin delil sunulamadığı, işsahibi davadışı üniversitenin ayıp nedeniyle davalının taşeronluk yaptığı davadışı temlik alan firmaya yaptığı ödemeden bir kesinti yapmadığı, malzemeyi satın alıp kullanan davalının fatura bedelini ödemesinin gerektiği, davalının...

      Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin tamamı parlak olacak şekilde seramik satın aldığını, ancak davacının mat ve parlak seramikler gönderdiğini, döşendikten sonra davacıya ayıbın bildirildiğini, davacının değiştirebileceğini beyan ettiği, ancak müvekkilinin maliyetin artmaması için bedelde indirim hakkını kullanmak istediğini, davacının da bunu kabul ettiğini, buna rağmen davacının kötüniyetli olarak cari hesap dökümüne dayanarak müvekkili hakkında icra takibi yaptığını belirterek, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.İhbar olunan şirket davaya katılmamıştır.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, ayıbın süresinde ihbar edildiğine ilişkin delil sunulamadığı, işsahibi davadışı üniversitenin ayıp nedeniyle davalının taşeronluk yaptığı davadışı temlik alan firmaya yaptığı ödemeden bir kesinti yapmadığı, malzemeyi satın alıp kullanan davalının fatura bedelini ödemesinin gerektiği, davalının...

        Arızanın daha sonra giderilmiş olması nedeniyle keşif yapılmasında yarar bulunmadığından keşifte zorunluluk bulunmamaktadır. Bu halde mahkemece konusunda uzman iki teknik ve yorumda yardımcı olmak üzere bir hukukçudan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulundan dosya kapsamındaki tutanaklar, servis raporları, delil tesbit dosyalarındaki bulgulara göre ayıbın, BK’nın 360/I. fıkrasında belirtilen şekilde kabule icbar edilemeyecek nitelikte ve davacının sözleşmeyi fesihle ödediği bedeli istemekte haklı olup olmadığı, yüklenicinin kusuru nedeniyle zarara uğrayıp uğramadığı, uğramışsa bunun miktarı ya da aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca bedelde indirim gerekip gerekmediği ve miktarı konusunda rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle davanın sonuçlandırılması gerekirken yanlış değerlendirme sonucu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

          Oysa BK'nın 360/II. maddesi hükmüne göre iş sahibinin eserdeki ayıp nedeniyle bedelde indirim talebine hakkı olduğu gibi, yüklenicinin kusurunun varlığı halinde oluşan diğer zararlarının tazminini de isteyebilir. Bu itibarla tarafların ayıplı olduğu konusunda ittifak ettikleri imalâttaki ayıpların giderilme bedeli ile buna bağlı mutat giderlerin eserin teslim edildiği 2007 yılı serbest piyasa rayiçleri ile hesaplatılarak bulunacak bedelin hüküm altına alınması yerine anılan husus nazara alınmaksızın yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 01.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davalı, dava konusu payı gerçek değerini ödeyerek satın aldığını, bedelde muvazaa yapılmadığını savunmuştur. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından tapuda gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları toplamı 255.170,00TL üzerinden önalım hakkının tanınmasına karar verilmiştir....

              Davacı bedelde muvazaa iddiasına dayanmış, mahkemece bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından ve davacının resmi satış bedelini depo etmediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Kural olarak davacının, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Keşif ile belirlenen bedel tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp davacının diğer kanıtlarını doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Bu sebeple davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayabilmesi için yapılacak keşif dışında delil sunması zaruridir. Ancak davacının ibraz edeceği deliller ve dinleteceği tanık beyanları ile davacının bedelde muvazaa iddiası değerlendirilebilir ve neticesine göre bir hüküm kurulabilir. Oysa ki davacının tanık deliline dayanmadığı ve başkaca delil ibraz etmediği anlaşıldığından, bedelde muvazaa iddiasını ispatladığından bahsedilemez....

              Ancak keşif bedelde muvazaa iddiasını ispatlamak için tek başına yeterli bir delil olmayıp ancak başka delillerin varlığı halinde anlam ifade edebilir. Davacı iş bu davayı bedelde muvazaa iddiasına dayanarak açmış ve mahkemece bedelde muvazaa iddiası yerinde görülmediğinden, resmi senetteki satış bedeli üzerinden satış bedeli ve masraflarını depo etmesi için davacıya kesin süre verilmiş ancak davacı tarafından ön alım bedeli depo edilmemiştir....

              UYAP Entegrasyonu