Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; sözleşme öncesi görüşmelerde gösterilen yerden nitelik olarak daha az değerli bir taşınmazın devredildiğinin satış sonrasında anlaşıldığı ve taşınmazın diğer hissedarı tarafından bu durum kabul edilip bedelden indirim yapılarak 25.000TL’nin geri ödendiği, davalı hissedarın ise bu bedeli ödemekten imtina ettiği iddiasıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasında; Mahkemece ilk karar ile, taşınmazın gerçek bedelinin çok üzerinde bir bedel ile satıldığı, taraflar arasında yapılan görüşmeler sonucu satışın iptal edilmeyip bedelde indirim yapılması hususunda anlaşıldığı ve davacının indirim bedeli olan 25.000TL’nin tahsili için başlattığı icra takibine davalı tarafça hakkaniyet ve nesafet ilkelerine aykırı şekilde itiraz edildiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Uyuşmazlık önalım nedeniyle önalıma konu payın iptali ve tescili istemine ilişkindir.Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı 17.9.2007 tarihli davasında önalım nedeniyle tapu iptal ve tescil istemiyle birlikte bedelde muvazaa iddiasında da bulunarak önalıma konu payların satım akit tablosunda toplam değerlerinin 115.000.TL olarak gösterilmesine rağmen gerçek değerinin 10.000.-TL olduğunu iddia etmiş ve bu bedel üzerinden önalım hakkının tanınmasını istemiştir. Bedelde muvazaa iddiası her türlü delille ispatlanabilir. Davacı delil listesinde yemin deliline de dayandığından davacıya yemin teklif edip etmeyeceği hatırlatılarak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
< Uyuşmazlık; 1987 yılı için yükümlü adına salınan Tapu Harcının kaldırılması istemiyle açılan davayı; dosyanın incelenmesinden, yükümlünün maliki bulunduğu taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle Tapu harcının davacı tarafından ödendiği, ancak ödenen harcın Maliye ve Gümrük Bakanlığı İç Genelgesi uyarınca istek üzerine iade edildiği, daha sonra kamulaştırmanın anlaşma yoluyla yapıldığından bahisle yeniden tarhiyat yapılarak harç istenildiğinin anlaşıldığı, 2942 sayılı kanunun 8.maddesinde, bedelde enlaşma suretiyle satın alınan taşınmazların kamulaştırma yolu ile satın alınmış sayılacağının kurala bağlandığı, bu durumda da anılan kanunun 29.maddesi uyarınca Tapu harcının idarece ödenmesinin gerektiği, her ne kadar idarece kamulaştırmanın anlaşma yoluyla yapılması dolayısıyla tapu harcının yükümlüce ödeneceği ileri sürülmekte ise de, yükümlü ile kamulaştırmayı yapan belediyenin sadece bedelde anlaşmaya varması karşısında yerinde olmadığı, bedelde anlaşmanın getirdiği sonuçların kanunda...
indirim olarak belirlediklerini ve ayıp sebebiyle bedelde indirim miktarı olan 6.627,66- TL'nin SADECE Murat Can Oruç'tan tahsiline ve 10.000- TL manevi tazminatın ise davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 30.11.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, bedelde muvazaa iddiasının reddine dair verilen 18.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin de paydaş olduğu 2161 ada 1 parsel sayılı taşınmazın dava dışı paydaşlarından .....'...
Davacı tanıklarının davalı ile pay satan arasındaki ilişkiye dair herhangi bir bilgileri olmaması nedeniyle bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamamıştır. Bu nedenle, mahkemece TMK'nın 734. maddesi uyarınca dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan ön alım bedelinin hükümden önce belirlenecek uygun bir sürede depo edilmesi için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hüküm bozulmuş, davacılar vekilinin karar düzeltme isteği reddedilmiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle resmi akitte gösterilen satış bedeli ve yapılan masraflar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir....
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır....
ın bir kısım paylarını satış yoluyla davalılara devrettiklerini, davalıların farklı oranlarda pay satın aldıkları halde satış bedelinin aynı olduğunu, önalıma engel olmak için bedelin yüksek gösterildiğini, gerçek bedelin keşifte belirleneceğini, bedelde muvazaa iddiasında bulunarak önalım hakkı nedeniyle davalılar adına tescilli payların adına tescilini istemiştir. Davalılar, davacının önalım bedelini depo etmesi gerektiğini, bedelde muvazaa bulunmadığını, keşifte saptanacak rayiç bedel üzerinden şufa hakkı tanınıması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, keşifte belirlenen pay değeri depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır....
Ancak; 1)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsa olarak tespit edilen değerinde indirim yapılmayarak bulunan karşılığına hükmedilmesi gerekirken, bu bedelden taşınmazın heyelan alanında kaldığı gerekçesiyle indirim yapılarak değer biçen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle aza hükmedilmesi doğru olmadığı gibi; 2)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı idare ile dahili davalı Hazine vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 12/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut uyuşmazlıkta, davacı, çekişme konusu payların gerçek değerinin 10.000,00 TL olduğunu, ancak önalım hakkının kullanılmasını önlemek amacıyla tapuda bedelin daha yüksek gösterildiğini bedelde muvazaa yapıldığını iddia etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır....