Mahkemece yapılan yargılama sonucu; "davanın kısmen kabul kısmen reddine" dair verilen 2017/398 Esas-2019/114 Karar sayılı ve 26/02/2019 tarihli karar, taraf vekillerince istinaf edilmekle, Dairemizin 2019/1230 Esas-2020/197 Karar Sayılı ve 28/01/2020 tarihli kararıyla özetle, "...Öncelikle davacı vekilinin ortak alanlarla ilgili bedelde indirim miktarına yönelik istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde, bilindiği ve Yargıtay 13....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, dava konusu bağımsız bölümün ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....
Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Somut uyuşmazlıkta, davacılar Ramazan ve Şaban Taşgın vekilleri, dava dilekçesinde, dava konusu payın değerini 15.000,00 TL olarak göstererek dava açtığı, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak 500.000,00 TL gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı paydaşlar satış sözleşmesinde taraf olmadığı için bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delil ile ispat edebilir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, bedelde muvazaanın ispatlanamaması nedeniyle, dava süresinde açıldığından tapuda gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları toplamı 515.000,00 TL dosyaya depo ettirilerek, eksik alınan harçlarda tamamlanarak resmi satış tutarları üzerinden, davacıların şufa hakkının tanınmasına karar verilmiştir....
Ayrıca kabule göre de; davacı dava dilekçesinde, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Önalım davalarında davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamadığı takdirde iddia ettiği bedel ile tapudaki satış bedeli arasındaki fark üzerinden davalı lehine, kalan kısım üzerinden de davacı lehine vekalet ücreti takdiri ve bu orana göre de harç dışında yargılama masrafının taraflar arasında paylaştırılması gerekir. Davacı, muvazaa iddiasında bulunmuş ancak bu iddiasını ispatlayamamıştır....
Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davacı, dava dilekçesi ile davaya konu taşınmazda hissedar olduğunu belirterek, davalıya yapılan satışlar nedeniyle yasal önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil talebinde bulunmuş olup, davalı taraf ise cevap dilekçesi ile davacının tapu iptal ve tescile ilişkin talep sonucunu kabul ettiğini açıkça dile getirmiştir. Davacı, tapu iptal ve tescil talebinin yanında davaya konu satışlarda bedelde muvazaa yapıldığını da iddia etmiş ancak iddiaya konu miktarı dava dilekçesinde açıkça belirtmediği gibi davayı da tapuda gösterilen satış bedellerinin toplamı olan 825.000,00 TL üzerinden harçlandırmıştır. Davalı taraf ise, bedelde muvazaa iddiasına itiraz ederek, önalım hakkını kullanan tarafın, resmi satış senedinde gösterilmiş olan, satış bedellerinin ve tapu masraflarının toplamını ödemesi gerektiğini savunmuştur. Kural olarak önalım bedeli, tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir....
Davacı vekili, dava dilekçesinde, ... ada ... parselin hissedarı olduğunu,davalının 1/18 payı tapuda yüksek bedel göstererek satın aldığını,bedelde muvazaa yapıldığını belirterek mahkemece belirlenecek değer üzerinden önalım bedeli belirlenerek önalım nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili,cevap dilekçesinde,bedelde muvazaa yapılmadığını,tapudaki satış bedeli üzerinden önalım bedelinin belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece Dairemizin bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonunda tapudaki satış bedeli üzerinden belirlenen önalım bedeli karşılığı davanın kabulüne karar verilmiştir....
Davalı taşınmazı 120.000,00 TL bedelle satın aldığını savunmuş ve bedelde muvazaa iddiasında bulunmuştur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı-alıcı tarafından ödenen tapu harç ve masraflarının toplamından ibarettir. Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı, 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ve resmi senet karşısında bedelde muvazaa iddiası dinlenemez. Tanık, keşif, bilirkişi vs. delillere dayanamaz. Davalının bedelde muvazaa iddiasına ilişkin tanık dinlenemez. Dinlenen tanık beyanları hükme esas alınmaz. Dava konusu payın 80.000,00 TL bedelle satışına ilişkin resmi senedin tarafı olan davalının bedelde muvazaa iddiası resmi senet karşısında dinlenemeyeceğinden yerel mahkemece davalının bedelde muvazaa iddiasının kabul edilmemesinde, bedelde muvazaa savunmasına ilişkin tanık dinlenmemesinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmamasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır....
O halde davacının banyonun yapılmaması ve eksik m2 nedeniyle bedelde indirim talepleri yönünden Dairemizin benimsediği nisbi metod uygulanmak suretiyle alınacak bilirkişi raporuna göre sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....