Davalılar, aracın ayıplı olmadığını, imalat hatası bulunmadığını, bedel iadesi koşullarının oluşmadığını ve manevi tazminat talebinin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini dilemişlerdir....
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda da arızaların kullanım hatasından kaynaklanmadığı açıklanmıştır. 4077 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince ayıplı bir malın teslimi halinde tüketici bedel iadesi de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Aynı yasanın 13. maddesi tüketici onarım hakkını kullanmışsa ... süresi içinde sık sık arızalanma nedeniyle maldan yararlanamama süreklilik arzetmesi halinde 4. maddede yer ... değer seçimlik hakların kullanılabileceği düzenlemesini getirmiştir. ......
Davacı kalorifer sisteminin değiştirildiği, ancak yeterli ısınma sağlanamadığı, işin ayıplı olduğu ayrıca sonradan istenen KDV nedeniyle fazla bedel istendiği iddiasıyla ödenen bedelin iadesi, bedel indirimi, ayıbın giderilmesi ve eserin değiştirilmesi talebiyle dava açmış, davalı Selahattin husumete ilişkin savunmada bulunarak davanın reddini istemiş, davalı şirket ise kesin hüküm, zamanaşımı ve aktif husumet nedeniyle usulden, olmadığı takdirde esastan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalı S.. Z.. bakımından pasif husumet yokluğu sebebi ile diğer davalı yönünden esastan olmak üzere davanın reddine karar verilmiştir. Tüketici mahkemesine açılan dava görevsizlik kararı verilerek sulh hukuk mahkemesine gönderilmiş olup, davanın gönderildiği sulh hukuk mahkemesince harç tamamlatılmaksızın esas hakkında karar verilmiştir. 492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre: Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tâbidir (2. md.)....
Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporunda ise, yapılan test sürüşünde araçta vites ile ilgili bir anormalliğin bulunmadığı bildirilmiş, ancak debriyaj diski ve baskı balata arızasının neden kaynaklandığı, kullanıcı hatası mı yoksa imalat hatasından kaynaklanan gizli ayıp mı olduğu, aracın kullanıldığı süre gözetilerek bu şekilde bir arızanın ortaya çıkmasının normal olup olmadığı hususları konusunda bir görüş bildirilmemiştir... 4077 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince ayıplı bir malın teslimi halinde tüketici bedel iadesi de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Aynı yasanın 13. maddesi tüketici onarım hakkını kullanmışsa ... süresi içinde sık sık arızalanma nedeniyle maldan yararlanamama süreklilik arzetmesi halinde 4. maddede yer ... değer seçimlik hakların kullanılabileceği düzenlemesini getirmiştir. ......
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/10 D.İş sayılı dosyası üzerinden tespit yaptırdığı ve asansörlerin ayıplı teslim edildiği iddiasıyla bedel iadesi talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Dava ve cevap dilekçelerine göre dosyadaki uyuşmazlık Mahkememizin yetkili olup olmadığı, asansörlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı ve davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep edip edemeyeceği noktalarındadır. 6100 sayılı HMK'nın 17. maddesinde "Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır." hükmü mevcut olup 18. maddesinde yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları düzenlenmiştir. HMK'nın 17. Maddesindeki yetki sözleşmeleri kamu düzenine ilişkin olmayan kesin yetkidir. Taraflarca ileri sürülmedikçe Mahkemece resen değerlendirmeye alınmayacaktır....
TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 09/04/2019 NUMARASI : 2017/674 ESAS, 2019/408 KARAR DAVA KONUSU : Sözleşmeden Dönme ve Bedel İadesi KARAR : Taraflar arasındaki sözleşmenden dönme ve bedel iadesi davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosya içeriğine göre incelemenin duruşmalı yapılmasına gerek görülmediğinden, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Sabiha Savaşçı tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra, yapılan müzakerede de ön inceleme ve usule ilişkin eksikliğin bulunmadığının anlaşılması üzerine, işin esasına geçilmek suretiyle dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkete 5.400,00- TL ödeme yaparak fazla kilolarından kurtulmak için hizmet satın aldığını, müvekkilini gerekli testleri yaptırarak davalı şirkete gönderdiğini, tahlillerde...
Kaçırılan fırsat nedeniyle menfi zarar da, fesihten itibaren makul sürede sözleşme konusu işlerin bedel dışında aynı şartlarda yapılacak sözleşme sonucu ödenecek bedel ile davalı yüklenici ile sözleşme yapılmamış olsaydı en yakın hangi fiyatla yapılabileceği bedel arasındaki farktır.Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde: davada sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle; iş başkasına daha yüksek fiyatla yaptırılmak zorunda kalındığından 9.020,00 TL olduğu belirtilen bu zararın tahsili de talep edilmiştir. 1086 sayılı HUMK'nın 76. maddesi hükmünce hakim re'sen Türk Kanunları gereğince hüküm vereceği, ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nın 33. maddesi hükmüne göre de hakim Türk Hukukunu re'sen uygulayacağından maddi vakıaları ileri sürüp kanıtlamak taraflara, hukuki vasıflandırma hakime aittir....
Mahkemece, satış bedeli olarak iadesi gereken 20.900,00 TL yönünden dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, kira tazminat talebi yönünden ise 1.800,00 TL' nin dava tar. it. Işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Somut olayda, davacının istediği kira tazminatı ifaya eklenen cezai şart hükmünde olup, bedel iadesi sözleşmeden dönmenin, geç teslim nedeniyle kira kaybı ve diğer tazminatları istemekte ifanın devamını istemenin sonuçlarından biridir. Dava konusu olayda davacı, satış bedeli olarak ödediği bedelin iadesini istemiş olmakla sözleşmeden dönmüş olup, artık sözleşme devam ediyormuş gibi kira kaybı isteyemez....
Davacının her ne kadar taşınmaz yönünden sözleşmeden dönme talebi tapu kaydının iptaline yönelik bir talep olsada “çoğun için de azda vardır” kuralı gereğince davacının taşınmazın gizli ayıplı olması nedeniyle uğradığı maddi zararın tazminini talep etmiş olması nedeniyle, gizli ayıp nedeniyle uğramış olduğu maddi zararın tespiti ile, gerekirse nisbi metod uygulanmak suretiyle tespit edilerek hüküm kurulması gerekirken, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, olup bozmayı gerektirmiştir....
Araçtaki ayıbın kullanıma engel olmaması nedeniyle davacı aracı kullandığına göre aracı iade etmeden alacağa faiz isteyemez" gerekçesiyle hükmü bozmuştur. Mahkeme kararında belirtildiği ve dairemizce de benimsendiği üzere aracın satış bedeli 24.500.00 YTL'nun tahsil edilebilmesi için aracın davalıya iadesi şarttır. Davacı aracı davalıya iade etmeden satış bedelini talep edemez. Asıl alacağın fer'i olan faizin istenebilmesi için aracın iadesi zorunlu olup, aracın davacı tarafça ayıp nedeniyle kullanılıp kullanılmaması faiz isteminde sonuca etkili değildir. Araç davacı tarafça kullanılmasa dahi iade gerçekleşmeden faiz istenemez. Bu nedenle sayın çoğunluğun (3) nolu bentte açıklanan faiz başlangıcını aracın kullanılıp, kullanılmamasına bağlayan bozma gerekçesine katılmıyorum....