Somut olayda davacının satın almış olduğu bilgisayarın, üretim hatası nedeniyle ayıplı olduğu, görüşüne başvurulan 8.7.2008 tarihli bilirkişi raporu ile anlaşılmış olduğundan, davacı tüketicinin talebi gibi, ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, az yukarda 1. bentte açıklandığı gibi miktar itibariyle Hakem Heyeti Kararının infaz kabiliyeti bulunmadığı halde, mahkemece bedel iadesi talebinde hukuki yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün, 1. bent gereğince davacı (birleştirilen davanın davalısı), 2. bent gereğince ise davalı (birleştirilen davanın davacısı) yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacı-karşı davalıya iadesine, 9.2.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklı ücret iadesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davaya konu satılan ürünlerin ayıplı olduğunun usulüne uygun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davacının talebinin ayıplı ürünün davalıya teslimi ile bedel iadesi talebine ilişkin olduğu, THK'nun 11/3....
Otomotivden satın alındığı , aracın davacı yan tarafından 13/09/2018 tarihinde dava dışı üçüncü bir kişiye 180.000,00 TL bedel ile satıldığı, davacı tarafından aracın kullanıldığı dönemde aracın arızalar nedeniyle birçok kez servise giriş çıkış kayıtlarının olduğu, serviste kaldığı süreler nedeniyle araçtan yararlanmanın sürekli olarak kesintiye uğradığı, araçtan beklenen faydanın elde edilemediği, araçtaki ayıpların imalat kaynaklı ve gizli ayıp niteliğinde olduğu, ayıp nedeniyle araçtaki bedel indiriminin 36.500,00-TL olduğu, serviste kaldığı süreler boyunca makul onarım süresinin 25 gün olabileceği, davacı tarafın sunduğu yazıya göre günlük ortalama kazancın 309,30 TL olduğu, 25 gün için iş gücü kaybının 7.732,50 TL olarak mahkememizce kabul edildiği, davalı ... firmasının aracın satıcısı, davalı ......
Bu itibarla, davacı yan vekilinin temyiz isteminin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin katılma yolu ile temyiz isteminin feragat nedeniyle REDDİNE, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 16/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Maddelerindeki hüküm ile ayıp kabul edilen hiçbir özelliğin dava konusu ürünlerde bulunmadığını, ürünlerin ayıplı olduğunu kabul anlamına gelmemekle birlikte tüm ürünlerin bedellerinin davacıya iadesinin müvekkili şirket yönünden hakkaniyetsiz olacağını, davacının somut olayda ücretsiz onarım hakkından faydalanabilecek iken bedel iadesi içeren sözleşmeden dönme talebinin kötü niyetli olduğunu, işbu davanın reddi gerektiğini bildirerek istinaf itirazında bulunmuştur. GEREKÇE: Dava, malın ayıplı olduğu iddiasıyla ayıplı ürünün iadesi ile ödenen bedelinin iadesi istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK nun 355.maddesindeki düzenleme gereğince; istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; pasif husumet yokluğu nedeniyle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, satıcının ayıptan sorumluluğunun Kanun'dan doğan bir borç olduğunu, dosyada mevcut raporlarda müvekkile yüklenebilecek herhangi bir kusurun bulunmadığını beyan ederek, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının ortadan kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ayıplı araç satışından kaynaklı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteğine ilişkindir....
(Yarg 3 HD 2020/6533 K) Bu bağlamda somut olay değerlendirildiğinde, davacı, 1- köşe takımının değiştirilmesi, 2- kitaplığın iadesi, 3- koltuk takımının onarılması taleplerinde bulunmuş olup akabinde davacı davasını ıslah ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine hasretmiş ise de, yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda talebin değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre dosyaya alınan bilirkişi raporu itibariyle koltuk takımının sırt dayama yastıklarının birbirinden farklı boyutta olduğu tespitinin yapıldığı, bu durumun ise malın taşıması gereken objektif özellikleri taşımaması nedeniyle ayıplı mal olduğu, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu, bu itibarla ilk derece mahkemesinin köşe takımı yastıklarının ayıpsız misli ile değişim kararının, satıcı yönünden orantısız güçlük doğuracak olması nedeniyle yerinde olmadığı görülmekle, davacının ilk derece mahkemesinin hükmünün a bendine yönelik istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir....
SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı vekili; davacının iddialarının doğru olmadığını mal teslimine dair sipariş verilmediğini mal teslimi devam ederken tek taraflı olarak bir kısım malların tesliminden davacının vaz geçerek bedel iadesinin istendiğini ve satıma konu teslim edilmeyen mal bedelinin davacının isteği üzerine 05.09.2020 tarihinde satın aldığını, davacının bu surette müvekkili şirketten buzdolabı ve dondurucu için bedel iadesi yapılmasını istediğini, bu surette davacıya bedel iadesinin 25.09.2020 tarihinde yapıldığını, teslim süreci devam eden cihazlara ilişkin davacıdan gelen talep nedeniyle bedel iadesi yapılırken davacının ödediği ücretin ortalama faizinin iade edildiğini, kusurlu olmayan ve temerrüde düşürülmeyen müvekkilinin söz konusu tutarın iadesinde faiz ödeme yükümlülüğü bulunmadığını ve sadece müşteri memnuniyeti gereği ortalama bir faiz bedeli ödenmiş olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece, davacının talebinin bedel indirimi değil, yalnızca bedel iadesi olduğu gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verilmiştir. Ancak mahkemenin de dayandığı bilirkişi raporunda, “dava konusu aracın motor kaputu ve sol arka çamurluktaki boya kalınlığının standart ölçülere uymadığı, gizli ayıp niteliğinde olduğu, ancak maldan sürekli yararlanmaya engel olmayıp yalnızca aracın değerinde 3000 TL Lik değer kaybı meydana getirdiği” tespit edilmiştir. Somut olayda aracın 2012 yılında satışının yapıldığı, dava tarihine kadar yaklaşık 1 yıl 5 ay boyunca kullanıldığı dikkate alındığında sözleşmenin feshi ve aracın bedeline hükmedilmesinin TMK 2. maddesindeki hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı açıktır. Bu durumda araçta oluşacak zararı telafi etmek için bedel indiriminin değerlendirilmesi gerekir. Dairemizin kural olarak uygulaması nispi metod yöntemi ile değer kaybının belirlenmesidir....
Tüketici yasasında düzenlenen ve talebe konu aracın bedel iadesi şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin olarak öncelikle ... Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. İlgili Yönetmeliğin 14. maddesinde “Tüketicinin onarım hakkını kullanmasına rağmen malın; Tüketiciye teslim edildiği tarihten itibaren, ... süresi içinde kalmak kaydıyla, bir yıl içerisinde en az dört defa veya imalatçı-üretici ve/veya ithalatçı tarafından belirlenen ... süresi içerisinde altı defa arızalanmasının yanı sıra, bu arızaların maldan yararlanamamayı sürekli kılması durumunda tüketici malın ücretsiz değiştirilmesini, bedel iadesi veya ayıp oranında bedel indirimi talep edebilir” hükmü mevcuttur....