Mahkemece, dava konusu aracın ayıplı olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK'nun 4/2 maddesi gereğince, tüketici, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Verilen kararın hak ve menfaatler dengesini aşırı ölçüde bozması halinde mahkemece, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme hakkının da değerlendirilmesi gerekecektir. Mahkemece yargılama sırasında alınan 30.04.2012 tarihli bilirkişi raporunda aracın boya kalınlığının genel üretim toleransları içinde ancak seri üretim kalınlık değerlerinin üstünde olduğu, boya tabakasındaki genel kalınlık dağılımının homojen olmadığı, kalın bölgelerin sonradan boyandığı, ancak sonradan boyama işleminin üretim tesisi içindemi yoksa dışında mı yapıldığının tespit edilemediği bildirilmiştir. Karara esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir....
Hukuk Dairesi'nin 2021/8941 Esas ve 2022/656 Karar numaralı ilamı; "Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine dair olarak tüketici hakem heyetinin başvurunun kabulüne yönelik verilen kararının iptali istemine ilişkindir. Davalı, tüketici hakem heyetine başvurarak malın ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuş, davacı üretici şirket ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin muhatabının tarafı olmadığını, üretici firma olduğunu ve satıcıya karşı ileri sürülmesi gerektiğini savunarak tüketici hakem heyeti kararının iptalini istemiştir. Uyuşmazlık; malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkının satıcı dışındaki üretici firmaya karşı ileri sürülüp sürülmeyeceği noktasında toplanmaktadır. 6502 sayılı yasanın 11....
Davacı iş sahibi şirket vekili, davacı müvekkili şirketin ofislerinde kullanmak üzere mobilya satış sözleşmesi ile 6 parça ürünü imal ederek teslimi karşılığı 5.000,00 TL bedel ödemek konusunda anlaştıklarını, 01.04.2015 olan anlaşma tarihinde 1.000,00 TL peşinat, 02.04.2015 tarihinde 4.000,00 TL kredi kartı ile ödeme yaptığını, davalının ürünleri 2 nisanda teslim edecekken, 1-2 gün süre uzatımı istediğini ve süreyi uzattıklarını, ancak ürünlerin 07 Nisan 2015’te teslim edildiğini, sipariş formunda siyah istenen ürünlerin en önemli parçaları olan masa ve etajerin beyaz getirildiğini, ayrıca dolabın rafı ve arka panosunun ayıplı teslim edildiğini, 07 Nisan 2015 tarihli teknik servis formunda ayıpların yazıldığını buna rağmen doğru ürünlerin teslim edilmediğini, geç ve ayıplı mal teslim edildiğinden dolayı bedel iadesi talep ettiklerini 5.000,00 TL'nin dava tarihinden ticari faizi ile tahsilini talep etmiş, davalı yüklenici şirket vekili; geç teslimin söz konusu olmadığını, yapılan ilk sevkiyatta...
karşılığında tamir edilebilen bu arızanın ayıp olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını, bir malın ayıplı olarak kabul edilebilmesi için, maldaki eksiklik ya da özrün maldan yararlanmayı önemli ölçüde azaltacak ya da ortadan kaldıracak nitelikte olması gerektiğini belirterek davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Somut uyuşmazlık incelendiğinde; davacı tüketicinin, davalı satıcıdan 17/09/2020 tarihli fatura ile; koltuk takımı, yemek masası takımı ve yatak odası takımı satın alarak toplam 29.000,00 TL ürün bedelini ödediği, davacı tüketicinin satın almış olduğu ürünlerden yatak odası takımı ve masa takımındaki ayıplar nedeniyle davalı satıcıya yasal süresi içerisinde ihbarda bulunduğu, mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu ürünlerin ayıplı olduğunun sabit olduğu, davacı tüketicinin davaya konu ürünleri evlenmesi nedeniyle birlikte satın aldığı, ayıplı ürünlerin bir kısmındaki ayıpların niteliği ve davacı tüketicinin ürünleri ayıplı haliyle kullanabileceği, bedel iadesi talebinin orantısızlık ve objektif iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil edeceği gerekçesiyle ayıp oranında bedelden indirime karar verildiği, davacı tüketicinin ayıplı olduğu sabit sayılan mobilyaları bedelden indirim yapılmak suretiyle ayıplı haliyle kullanmaya zorlanamayacağı, bu nedenle ayıplı olduğu sabit...
Bu tercihli hakları içeren taleplerin kullanılabilemesi amacıyla gereken zamanaşımı süresi ise aynı kanunun 12 madesinde; "(1) Kanunlarda veya taraflar arasındaki sözleşmede daha uzun bir süre belirlenmediği takdirde, ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile, malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda taşınmazın teslim tarihinden itibaren beş yıldır. (2) Bu Kanunun 10 uncu maddesinin üçüncü fıkrası saklı olmak üzere ikinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu bir yıldan, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallarda ise üç yıldan az olamaz. (3) Ayıp, ağır kusur ya da hile ile gizlenmişse zamanaşımı hükümleri uygulanmaz." şeklinde düzenlenmiştir....
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ayıplı araç satışından kaynaklı sözleşmede dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece açılan dava miktar itibariyle hakem heyetlerinin görev sınırında olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Somut dosyada, davacı tarafça 17.05.2021 tarihli noter sözleşmesiyle 34 XX 639 plakalı aracın davalı T3’dan 119.000 TL satış bedeliyle satın aldığı, araç satın alınmadan evvel diğer davalı firmadan Ekspertiz Raporu alındığı, oysa satış öncesi aracın ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde tazminat istemiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır....
Davacının dava konusu talebi ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi ve bedel iadesidir. Sözleşmenin feshi ve bedel iadesi önemli nitelikteki ayıplarda şayet alıcının maldan beklediği faydayı önemli ölçüde ortadan kaldıracak tür ve boyutta ise hükmedilmesi mümkün görülse de burada hakkaniyet çerçevesinde bir değerlendirme yapılması da gerekmektedir....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava; ayıplı maldan kaynaklanan rucüen alacak talebine ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Somut olayda iki tarafın tacir olduğu, davacının davalıdan satmak için cep telefonu aldığı, tarafların arasında ticari ilişki olduğu bu ilişkinin dosya arasına alınan fatura ile de sabit olduğu, alınan bu telefonlardan davaya konu olan telefonun arızalandığı ve servise gitmesine rağmen tamir edilememesi üzerine----------- fatura bedelinin tüketiciye iadesine; şikayet konusu ayıplı ürünün şikayet edilene iadesine karar verildiği, tüketici bu kararın kesinleşmesi ile satıcı davacı aleyhine ------- dosyası ile takip başlattığı ve alacağını davacıdan tahsil ettiği sabittir....
Satıcı, Tüketiciyi bu haklardan herhangi birini kullanmaya zorlayamaz. dava konusu olayda davacı tercih hakkını sözleşmeden dönerek bedel iadesi yönünde kullanmış olup, satın alınan koltuklardaki ayıpların davacının kullanımından kaynaklanmayıp fabrika çıkışlı imalat hatası olduğu anlaşıldığına göre mahkemece davacının talebi doğrultusunda, davanın bedel iadesi yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 14.7.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....