Mahkemece, davaya konu ürünün ayıplı olması nedeniyle davalıya iadesine ve ürün bedeli olan 1.940 TL’nin davacıya ödenmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı davalıdan satın aldığı ürünün ayıplı olması nedeniyle alım satım akdinin feshini, ödeme yaptığı miktar ile bakiye borcuna ilişkin düzenlenen senetlerin iadesini istemiştir. Davaya konu ürün üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ürünün ayıplı olduğu ve ürün bedelinin iadesine ilişkin yasal şartların oluştuğu sabittir. Dava dilekçesi içeriği itibariyle davacının satın aldığı televizyonun bedeline karşılık bir kısım ödemelerinin olduğu, miktarı belirtilmeyen bakiye bedel yönünden davacıyı borç altına sokan kıymetli evrak düzenlendiği anlaşılmaktadır....
-K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıdan satın alınan mısır kurutma makinesinin 25.09.2004 tarihinde teslim edileceğini taahhüt ettiğini müvekkilinin karşılığında 36.000,00 USD ödemeyi kabul ettiğini, davalı tarafından teslimin süresinde yapılmadığı gibi makinenin ayıplı olduğunu 2000 ton civarınca mahsulün zarar gördüğünü bu nedenle doğan zararı 65.520,00 TL olduğu ve makinenin geç teslim edilmesi ve ayıplı olması nedeni ile alınmayan üründen kaynaklı kazanç kaybının 40.000,00 TL olduğunu belirterek anılan tutarlarda tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleştirilen davada, davacı vekili, makine bedeli olarak 36.000,00 USD kararlaştırılan tutardan makinenin ayıplı olması nedeniyle indirim yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Ayıplı imalât nedeniyle üniversiteye hazırlatılan rapor bedeli ile ayıplı rotobar takozların nakliye bedeli 990,00 TL harcama istemi yerinde ise de gelir kaybının ayıplı imalât nedeniyle illiyet bağı usulen kanıtlanamadığı gibi esasen karşı davacının bu miktar zararı olduğuna dair bilirkişinin görüşü dışında bilgi ve belge de dosyada bulunmadığından, ayrıca taraflar arasında rotobarlara ilişkin yazılı sözleşme de yapılmadığından gecikmeye bağlı gelir kaybına ilişkin zararın kanıtlandığı kabul edilemez. O halde, nakliye ve üniversiteye harcanan 1.640,00 TL zararın karşı davada hüküm altına alınması, fazla istemin reddine karar verilmesi gerekirken bilrikişi görüşü ile bağlı kalınarak hüküm kurulması doğru olmadığından karar bozulmalıdır....
Davadan önce alınan tespit bilirkişi raporunda eserin ayıplı olduğu kabul edilemeyeceği, yatak odası sürgülü dolabının tehlike arzettiği belirtilmiş, mahkemece alınan bilirkişiler kurulu raporunda ise önce eserin reddi gerektiği belirtildiği halde sonradan verilen raporda ayıplı olmadığı açıklanmıştır. Oysa davalı yüklenici 01.03.2004 tarihli dilekçesinde portmanto sürgülü dolabı ile radyatör kapamasının davacıya teslim edilmediğini kabul ettiği gibi bilirkişiler tespit raporunda ayıplı olduğu anlaşılan yatak odası sürgülü gardrobunu incelemediklerini belirtmişlerdir. Bu haliyle yapılan incelemenin hüküm tesisine yeterli olmadığı ortadadır. O hâlde mahkemece gerektiğinde keşif yapılarak yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınmalı, imalâtın ayıplı olup olmadığı bilirkişilere açıklattırılıp davacıya teslim olunmayan mamüller de dikkate alınarak dava sonuçlandırılmalıdır....
numarası (cep telefonu numarası ) ile kullanılmasına izin verilen cihazların ayıplı mal olarak değerlendirilemeyeceği, söz konusu cihazın yapılan eşleştirme sonucunda ... ve ... numaraları ile kullanılabildiği başka numaralarla kullanılamadığı,ayıplı mal olarak kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayanmaktadır. Bu durumda mahkemece dava konusu malın ayıplı olup olmadığının saptanması yönünden konusunda uzman bir bilirkişiden ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilince davalı şirketten 31.860 YTL ödeme karşılığında beş adet akaryakıt tankı satın alındığını, tankların monte edilme işlemleri sırasında ayıplı olduklarının anlaşıldığını, bu ayıbın değişik iş tespit dosyası üzerinden aldırılan raporla da sabit olduğu halde davalının malını geri almadığı gibi mal bedeli olarak ödenen parayı da iade etmediğini belirterek, satış bedeli 31.860 YTL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı duruşmadaki beyanında satmış oldukları malların ayıplı olmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda satıma konu malların ayıplı olduğunun kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, 31.860 YTL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
Davalı vekili cevabında, davacıdan alınan ipliklerle örülen kumaşın ayıplı çıktığını, ipliklerin ayıplı olduğuna ilişkin alınan raporun davacıya bildirildiğini, takip ve davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre davacı tarafından satılan ipliklerin ayıplı olduğu, iade faturası bedelinin alacaktan mahsup edileceği gerekçesiyle davalının itarazının kısmen iptaline, takibin 3.019.550.053 TL üzerinden devamına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle malların ayıplı olduğunun sabit olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Ayıplı olduğu tespit edilen ipliklerin ekonomik değer ifade etmesi halinde davacıya iade edilmesi gerekir. Mahkemece bu yön üzerinde durulmadan hüküm kurulması isabetli görülmemiştir....
A.Ş' ye dava dışı şirket tarafından da tüketicilere satıldığını, malların ayıplı olması nedeniyle tüketicilerin dava açtığını, davanın kabul edilmesi üzerine dava dışı şirketin ayıplı malların bedelini ödediğini, müvekkili şirkete rücu ettiğini ve davacı şirketinde bu bedeli ödediğini, davalı ithalatçı firmanın davacı şirketin ayıplı ürünler sebebiyle ödemiş olduğu bedeli karşılamakla sorumlu olacağını, müvekkilinin davalıya faturaları gönderdiğini, ancak davalının almaktan kaçınmış olduğunu ve bedeli ödemediğini iddia ederek 7.959,30 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının ayıplı olduğunu ve ödeme yaptığını iddia ettiği ürünün müvekkilden satın alındığı iddiasını kabul etmediklerini, bununla birlikte ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, dava haklarının düştüğünü, müvekkiline hiçbir ihtar ya da fatura tebliğ edilmediğini savunarak davanın reddini talep etmiştir....
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre aracın garanti süresi içerisinde 2007-2008 ve 2009 yıllarında defaten arızalanarak servise götürülmek suretiyle bakımlarının yapıldığı, davacının aracında üretimden kaynaklanan problemlerin oluştuğu, bu sebeple aracın ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ayıplı aracın aynı model ve nitelikte olan yeni bir araç ile değiştirilmesine, ayıplı otonun davalı ... Motorlu Araçlar Ticaret Ltd. Şti'ye iadesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava ayıplı aracın yenisi ile değiştirilmesi istemine ilişkin olup davalı yan süresi içerisinde ikametgahlarının ... olduğunu bildirerek yetki itirazında bulunmuştur. Dosya içerisindeki belgelerden akdin ifa yerinin de ....olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davalı tarafın yetki itirazının kabulüne karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle bu talebin reddinde isabet görülmemiştir....
Mahkemece benimsenen 23.02.2009 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda TTK.nun 25/4.maddesinde B.K.nun 207.maddesinde müruru zaman müddeti tüccarlar arasındaki ticari satışlarda 6 aydır şu kadar ki bu müddet azaltılabilir” hükmünü getirdiği,davacıya en son olarak 04.07.2007 tarihinde teslim edilen 311.90 metre mine iplik perdenin ayıplı olmadığı, ancak gizli ayıplı olduğu anlaşılan 3.894.80 metrelik yarım organize tüller dahil 6.299.20 metre tülün 19.08.2006 ile 23.02.2007 tarihleri arasında faturalandırılarak davacıya teslim edildiği, ayıplı olmayan malların teslim tarihi olan 23.02.2007 tarihi dikkate alınsa dahi TTK.nun 25/4.maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı sürelerinin dava tarihi itibarıyla dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....