Toplu Konut Projesinden” 22.12.2006 tarihli gayrimenkul satış sözleşmesi ile C 2-1 Blok, 10 no’lu daireyi satın aldığını, taşınmaz teslim edildiğinde tüm imalatın arızalı, boyaların bozuk, işçiliğin kalitesiz ve malzemelerin standart dışı ve ayıplı olduğunun anlaşıldığını, teslim tutanağında eksikliklerin tespit edildiğini, kullanımla birlikte de pek çok ayıpların ortaya çıktığını, eksik ve ayıpların giderilmesi için davalılara yapılan müracaatın ise sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, daire içindeki ve bloklardaki eksik ve ayıplı işler ile site ortak alanlardaki ayıplı ve eksik imalatlar nedeni ile ortaya çıkan bedel farkının ( semen tenzilinin ) tespit edilerek, teslim tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Kabule göre de her bir davada ayrı ayrı değerlendirme yapılması gerekirken kararın gerekçe kısmında yüklenici alacağının mahsubu sonucu birleşen davada alacaklı kalmayacağından sözedilmesi doğru olmadığı gibi, ayıplı kalemlerin bedeline asıl davada hükmedildiği halde, ayıplı kalemlerin davalı yükleniciye iadesine karar verilmemiş olması da doğru olmamıştır....
Ne var ki, bilirkişi eserde kullanılan malzemenin davacı tarafından seçildiğini ve eserdeki ayıpların bu malzemenin kötü olması sebebiyle ortaya çıktığını belirterek, ayıplı işlerin toplamında indirim yapılması gerektiğini kabul etmiş, bu görüş mahkemece de benimsenmiştir. ./.. 2011/8890 - 2011/9630 -2- Borçlar Kanununun 361.maddesine göre yapılan şeyin ayıplı olması, yüklenicinin açıkça beyan ettiği mütalaaya aykırı olarak iş sahibinin verdiği emir sonucu meydana gelmişse veya ayıbın nedeni herhangi bir sebeple iş sahibine ait ise “iş sahibi o şeyin kusurlu (ayıplı) olmasından mütevellit haklarını dermeyan edemez.” Yasada “iş sahibinin verdiği emirlerden” söz edildiği için işin seyri sırasında iş sahibinin olası tavsiyeleri yükleniciyi bağlayıcı bir talimat sayılmaz....
den 13.10.2010 tarihinde devraldığını, daire, site ve ortak alanda eksik ve ayıplı imalatlar olduğunun anlaşıldığını, 30.11.2010 tarihli ihtarla ayıpları ihbar ettiğini bildirerek eksik ve ayıplı işlerin taşınmazda sebep olduğu değer kaybı hesaplanarak kıymet noksanı mukabilinde semen tenziline karar verilerek bilirkişi raporundaki miktarın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 4.822 TL nin dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı,5.10.2007 tarihinde “....“ ... numaralı daireyi ...'den satın alıp 28.10.2007 tarihinde teslim alan dava dışı ...'den 13.10.2010 tarihinde devraldığını, daire, site ve ortak alanda eksik ve ayıplı imalatlar olduğunun anlaşıldığını, teslim aldığı daire,blok ve ortak alanlardaki eksik ve ayıplı işler nedeniyle semen tenzili için eldeki davayı 29.12.2010 tarihinde açmıştır....
Gizli ayıplı işler bakımından da, gizli ayıbın ortaya çıkmasından sonra ayıp ihbarında bulunmak şartıyla kesin kabulden sonra dahi ayıbın gideriminin istenmesi mümkündür. Kesin kabulün yapılması, yükleniciyi eksik iş ve gizli ayıplı imalat nedeniyle var olan sorumluluğundan kurtarmaz. Buna karşılık, işin kabulü gerçekleşmiş olduğundan açık ayıplı işler bakımından bir istemde bulunulması mümkün değildir. Somut olayda; mahkemece eksik ve ayıplı işlerin mevcudiyeti konusunda herhangi bir araştırma yapılmamış, davalı tarafın eksik ve ayıplı imalat savunmasına karşılık, konusunda uzman bilirkişi marifetiyle mahallinde keşif icra edilmeden konuyla ilgili herhangi bir uzmanlığı bulunmayan emekli Sayıştay Denetçisi'nden dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde alınan bilirkişi raporu ile yetinilip, bu rapora da uygun düşmeyen şekilde, sözleşmenin garanti hükümlerini değerlendirmede hataya düşülerek davanın kabulüne karar verilmiştir....
Tüm bilirkişi raporlarında ajandaların ayıplı ve ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu konusunda görüş bulunmaktadır. Birinci ve üçüncü raporlar birbirini doğrulamakta olup, ajandaların kabul edilemeyecek nitelikte ayıplı olduğu konusunda uyuşmaktadır. İkinci bilirkişi raporunda da ajandaların ayıplı olduğu kabul edilmiş, %15 nefaset uygulanmasının yerinde olacağı bildirilmiştir. Dosyadaki bilgiler ve bilirkişi raporları ile yapılan eserin niteliği dikkate alındığında, davalı yüklenici tarafından imâl edilen ajandaların kabul edilemeyecek nitelikte ayıplı olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacı şirketin ajanda imali için verdiği bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tesbiti isteminin kabulüne ve davacı şirketin elinde olduğu anlaşılan ajandaların davalı yükleniciye iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....
Müh.Ltd.Şti. vekili cevabında,dava konusu jeneratörün ayıplı olmadığını, bir an için ayıplı olduğu kabul edilse bile yasal süre içerisinde bir ayıp ihbarı olmadığı gibi, 6 aylık zamanaşımı süresinde de davanın açılmadığını, malın satışından itibaren yaklaşık olarak 2 yıl geçtiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
İş dosyasında alınan bilirkişi raporu ile taşlarda gözle görülür imalat hatalarının bulunduğu, davacının ayıplı taşlar nedeniyle malzeme, sökme, tekrar döşeme ve nakliye olmak üzere toplam 22.873,6.- TL zararı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın takas talebine istinaden tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucu tespit edilen 3.855,84.-TL davalı alacağı, 22.873,6.-TL tazminattan mahsup edildiği gerekçesiyle 19.017,76.-TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ticari satımdan kaynaklanan ayıplı mal nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. T.T.K.’nun 23/c maddesi hükmü uyarınca, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise, alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür....
Davacı, davalı tarafından imâl edilerek kendisine teslim edilen villa ve eklentilerinde ayıplı işlerin bulunduğunu ileri sürerek ayıpların giderim bedelini dava etmiştir. Yanlar arasındaki sözleşmenin 5. maddesi hükmünde, yapının statik ve demir yapısına ilişkin yer tesliminden itibaren 10 yıl, diğer yapı malzemeleri için ise 5 yıl garanti süresi kabul edilmiştir. Dava ise, garanti süresi içinde açılmıştır. Ayıp, yasa ve sözleşme hükümleri gereğince, eserde bulunması gereken niteliklerin bulunmaması; bulunmaması gereken bozuklukların ise bulunmasıdır. Sözleşme konusu işlerin ayıplı yapılması durumunda, 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi gereğince, iş sahibi, ayıplı işlerin giderim bedelini dava edebilir. 20.01.2011 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile bu rapora ek 27.06.2011 tarihli rapor incelendiğinde; villadaki ayıplı işlerin giderim bedelinin 21.700,00 TL tutarında olduğu sonucuna varılmaktadır....
KARAR Davacı yönetim, kat maliklerinin davalıdan satın aldıkları binada eksik ve ayıplı imalatların ortaya çıktığını, ileri sürerek, binaya ait ortak yerlerdeki eksik ayıplı imalat nedeni ile 40.361 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 32.208 TL.nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, Canbey Apartmanı Yönetim Kurulu Başkanlığı adına yöneticiler tarafından binalarındaki ortak bölümlerdeki ayıplı imalat ve eksik ... bedellerinin tahsiline ilişkindir. Diğer bağımsız bölüm maliklerinin, kat malikleri kurulu kararı ile de olsa yöneticiye yetki vermesi ve yöneticinin kat malikleri adına dava açması hukuken mümkün değildir. Bu şekilde açılan davaya muvafakat vererek taraf teşkili sağlanması da mümkün değildir. Bu tür davaların bizzat kat malikleri tarafından açılması gerekir....