onay verilmediği için cihaz işlemsiz olarak geri iade edildiğinin, yazdığını, daha sonra işbu uyuşmazlığın çözümü için dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, burada da anlaşma sağlanamadığını, müvekkil şirket tüm bu nedenlerle çok mağdur olduğunu, müvekkilin ödediği bedelden her iki davalıda müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, tüm bu nedenlerle, ayıplı mal (cep telefonu) satışından kaynaklı sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanılması ile satılanı iade ederek; 13.395,01 TL ödenen bedelin iadesi istemi ile başvuru zorunluluğu hasıl olduğunu, ayıplı mal (cep telefonu) satışından kaynaklı sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanılması ile satılanı iade ederek; şimdilik 100,00 -TL ödenen bedelin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir....
Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin yapılmış olduğu tarihte davaya konu olan mobilyanın satıcısı olan Hasan T3 yerine İlknur Cici kristal mobilya hakkında hüküm kurulmasının gerekçesi olarak; sigortalı işçinin aynı işyerini bu kez işyeri sahibi olarak açmasının makul olmadığı, aynı işkolunda ve aynı işyerinde faaliyet gösterildiği, davalı tarafça ileri sürülen iddia doğru olsa dahi ilişkinin işletme devri niteliğini taşıdığından TBK. 202. maddesi uyarınca davalının sorumluluğunun bulunduğu yönünde olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu olan mobilyanın üretimden kaynaklı ayıplı olduğunun bilirkişi raporu ile sabit olduğu, davacının 6502 sayılı Kanunun 11. Maddesinde belirlenen ve tüketicinin seçimine bırakılan haklardan sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep ettiği, bilirkişi raporuna göre sözleşmeden dönme ve bedel iadesi koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır....
in sözleşmeden dönme seçimlilik hakkını kullanarak ödemiş olduğu bedelin iadesini gerçekleştirdiği, tüketicinin üretici ve ithalatçıya herhangi bir ödeme yapmadığı ve satın aldığı ürünün bedelini satıcıya ödediği, dolayısı ile bu bedelin üretici veya ithalatçıdan talep edilmesinin hukukun genel ilkeleri ve hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, müteselsil sorumluluk hükümleri gereğince rücu imkanının kullanılabilmesi için öncelikle davanın tarafları arasında müteselsil sorumluluk olması gerektiği, ancak TKHK hükümleri gereğince sözleşmeden dönme seçimlilik hakkının kullanıldığı durumda satıcı, üretici ve ithalatçının müteselsil sorumluluğunun olmadığı, buna göre davacı satıcının bedel iadesi yapmış olmasından dolayı uğradığı zararı, davalıdan ayrıca taahhüdü olmaması durumunda rücu edemeyeceği kanaati belirtilmiş ise de; tüketicinin sözleşmeden dönüp bedel iadesini aldığı, tüketici kanuna göre onarım ve bedel iadesi halinde müteselsil sorumluluk düzenlenmiş ise de, bu sorumluluğun tüketiciye...
Tüketicinin 6502 Sayılı Kanunun II.maddesi seçimlik haklarından 1.fıkrası a- bendinde belirtilen "Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme" hakkını kullanmış olduğu görülmüştür. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından: Ayıp gizlenmek suretiyle satışı yapılan telefon sebebiyle ayıplı mal ve ayıplı ifa hükümlerince alacak talebinden ibarettir....
Sözleşmeden dönme halinde tüketicinin bundan elde edeceği yarar ile bunun satıcıya getireceği zarar arasında bir oransızlık varsa ve ayıplı mal çok az giderle onarılabiliyorsa artık sözleşmeden dönmenin amaca aykırı olduğu kabul edilmektedir. (Aynı yönde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2020/3717 E. Ve 2020/4435 K. Sayılı kararı) Hal böyle olunca mahkemece, davacının seçimlik haklarından misli ile değişim içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK'nın 2. ve TBK'nın 227/3. maddeleri uyarınca hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olacağından, araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik hakkından ayıp oranında bedelden indirim uygulanmasının uygun olacağı değerlendirilerek sonucuna gidilmesi yerinde görülmüştür. Mahkemenin dosyada toplanan delillere göre, vermiş olduğu kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf talebinde bulunanın istinaf başvurusunun HMK.'...
Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı onarım bedeli istemlidir. Davacı vekili; davacının, davalı galericiden satın aldığı aracın sonradan gizli ayıplı olduğunu öğrendiğini, ayıbın giderilmesi için 22.495,00 TL bedel ödediğini ileri sürerek 22.395,00 TL araç onarım bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı; aracın gizli ayıplı olarak satılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Mahkemece, tüketicinin onarım hakkını kullandığı ve araçtaki arızanın giderildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. 4077 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince ayıplı bir malın teslimi halinde tüketici bedel iadesi de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme hakkına sahiptir. Aynı yasanın 13. maddesi tüketici onarım hakkını kullanmışsa ... süresi içinde sık sık arızalanma nedeniyle maldan yararlanamama süreklilik arzetmesi halinde 4. maddede yer alan değer seçimlik hakların kullanılabileceği düzenlemesini getirmiştir. ......
Bir taşıt aracı arızalarında alıcısına hemen sözleşmeden dönme hakkı verilmesi işin tabiatına aykırıdır. En fazla ücretsiz onarım talep edilebilir. Ancak onarımların istenen sonucu vermemesi, aracın sürekli aynı arızayı tekrarlaması ve bu arıza-tamir sürecinin maldan yararlanmayı önemli ölçüde ortadan kaldırması halinde alıcının kullanacağı başka haklar devreye girer. Bunların başında malı iade ederek sözleşmeden dönme, yani bedel iadesi gelir. Alıcı malın misliyle değiştirilmesini veya ayıp oranında bedel indirimi yapılmasını da isteyebilir. Burada asıl olan hakların makul ölçüde ve dürüstlük kuralına uygun biçimde kullanılmasıdır. Somut olayda davacı taraf öncelikle aracın onarılmasını talep etmiş, araç bir kaç kez onarılmasına rağmen arıza tekrarlamıştır....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle sözleşmeden dönme, araç bedeli ile sigorta primi, vergi bedellerinin tahsili ve araç değer farkı, ikame araç bedeli zararlarının tazmini istemlerine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle yargılama sırasında ödenmiş olup konusuz kalan araç bedeli ve sigorta primi, vergi bedelleri talepleri yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. Davacı 25/08/2017 tarihinde teslim edilen aracın 14/11/2017 ve 24/11/2017 tarihlerinde arızalandığını ve davalı ......
Sayılı kararı) Buna göre 6502 sayılı TKHK'nın yukarıya alınan maddeleri kapsamında; denetime ve hüküm kurmaya elverişli uzman bilirkişi raporları ile dava konusu aracın üretimden kaynaklı ayıplı mal niteliğinde olduğu ve gizli ayıbın imalattan kaynaklandığı, değişim talebi yerine getirilmeyen davacının ayıplı malı kabul etmeye ve kullanmaya zorlanamayacağı ve üründen beklenen faydayı sağlamasının da mümkün olmadığı, bu nedenle, davacı tüketicinin seçimlik haklarını kullanabileceği ve ayıplı aracın ayıpsız misli ile değişimini davalıdan isteyebileceği anlaşılmış olduğundan ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararda usul ve yasaya aykırı yan bulunmamaktadır. Mahkemenin dosyada toplanan delillere göre istinaf talebinde davalının istinaf başvurusunun HMK.'nun 353/1- b-1 maddeleri uyarınca reddine dair aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir....