- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında bayilik sözleşmesi bulunduğunu, müvekkilinin davalının ürünlerini sattığını, davalıdan temin edilen malın ayıplı çıkması üzerine dava dışı tüketici tarafından müvekkili aleyhine dava açıldığını, yargılama sonunda satım bedelinin müvekkilinden tahsil edildiğini, ayıplı malın da davalıya iade edildiğini, müvekkilince yapılan ödemenin rücu için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, % 20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını, satıma konu maldaki ayıp ve zararın giderildiğini, malın davacı tarafından teslim alınmadığını bildirerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalı tarafından satılan oturma grubunun .... 1....
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 sayılı Kanunla değişik "Ayıplı mal" başlıklı 4. maddesinde; "Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tesbit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir. Tüketici, malın teslimi gününden itibaren otuz gün içinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....
Davacı, davalıdan satın aldığı bilgisayarın ayıplı olduğunu ve ödediği bedelin iadesi talebi ile eldeki davayı açmıştır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4.maddesinde ayıplı mal tanımı yapıldıktan sonra, malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde tüketicinin süresinde ayıbı ihbar etmek suretiyle, satıcıdan malın yenısı ile değiştirilmesini veya ödediği bedelin iadesini veya ayıbın neden olduğu değer kaybının bedelden indirilmesini ya da ücretsiz olarak onarılmasını isteyebileceği hükme bağlanmıştır. Satılan malda açık ayıp bulunması durumunda, tüketici malı teslim aldığı tarihten itibaren otuz gün içerisinde ayıp ihbarında bulunmak şartıyla, tercih haklarından birisini kullanabilecektir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı malın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmanın Erzurum mağazasından 14.08.2007 tarihinde satın aldığı cep telefonunun klonlanmış olması nedeniyle ayıplı olduğundan davalı firmadan telefonun değiştirilmesi veya ayıbın giderilmesi talep edilmesine rağmen talebinin yerine getirilmediğini bildirerek ayıplı malın geri alınarak davalı firmaya ödenen bedelin faiziyle birlikte davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesi kapsamında herhangi bir hakkın doğmayacağını, kaldı ki bir malın ayıplı sayılabilmesi için belirli koşulların bir arada gerçekleşmiş olması gerektiğini, buna göre; hasarın geçtiği anda, yani malın tüketiciye teslimi anında satılan ayıplı olmalıdır, ayıp önemli olmalıdır, alıcı, satın alma esnasında ayıbın varlığını bilmemelidir, sorumluluk kaldırılmamış olmalıdır şeklindeki dört koşulun varlığı halinde dava konusu cihazın ayıplı olduğundan bahsedilebileceğini, 6502 Sayılı Kanun'un 8. maddesine göre de ayıplı malın; tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan mal olduğunu, 6502 sayılı Kanunun, bir malın ayıplı sayılabilmesi için, söz konusu ayıbın teslim anında malda var olması gerektiği esasını kabul ettiğini, bu itibarla, cihazda teslim anında var olmayan ve ayıp niteliğinde bulunmayan, sonradan ortaya çıkan arızaların "ayıp" kavramı...
İlk derece mahkemesi yapılan yargılama sonucunda, ürünler teslim alındıktan 2 yıllık zamanaşımı süresinde davanın açıldığını, davalı tarafın ürünlerin ayıplı olmadığına ilişkin olarak dosyaya delil sunamadığını, davacının seçimlik haklarını kullanmakta haklı olduğunu gerekçe göstererek açılan davayı kabul etmiş ve ürün bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesine karar vermiştir. 6502 Sayılı Kanunun 8. Maddesinde ayıplı malın tanımı "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır....
Madde gereğince ayıbın açık ya da gizli olduğu husususun bir öneminin bulunmadığı , malın teslim ya da taşınmazın devir tarihinden itibaren zamanaşımı süreleri içinde 6 ay içinde bildirilen ya da dava açılan uyuşmazlıklarda malın ayıplı olmadığının isbat yükünün satıcıda, 6 ay sonra bildirilen ya da açılan davalarda da malın ayıplı olduğunun isbatının alıcıda olduğunun kabulü gerekmiştir. Zamanaşımı sürelerinin değerlendirilmesinde de aynı kanunun 12/3 maddesinde açıklanan şekilde ayıbın ağır kusur ya da hile ile gizlenmesi durumunda satıcının zamanaşımı hükümlerinden yararlanamayacağının da gözden kaçırılmaması gerekecektir....
Bu durumda malın ayıplı olmadığının ispatı satıcıya aittir. Bu karine, malın veya ayıbın niteliği ile bağdaşmıyor ise uygulanmaz. (2) Tüketicinin, sözleşmenin kurulduğu tarihte ayıptan haberdar olduğu veya haberdar olmasının kendisinden beklendiği hâllerde, sözleşmeye aykırılık söz konusu olmaz. Bunların dışındaki ayıplara karşı tüketicinin seçimlik hakları saklıdır. (3) Satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına, üretici, ithalatçı veya satıcı tarafından tüketicinin kolaylıkla okuyabileceği şekilde malın ayıbına ilişkin açıklayıcı bilgiyi içeren bir etiket konulur. Bu etiketin tüketiciye verilmesi veya ayıba ilişkin açıklayıcı bilginin tüketiciye verilen fatura, fiş veya satış belgesi üzerinde açıkça gösterilmesi zorunludur. Teknik düzenlemesine uygun olmayan ürünler ise hiçbir şekilde piyasaya arz edilemez....
“Ancak satılan malın ayıbı tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmiş ise” demek suretiyle, satıcının malı satarken malın bildiği bir ayıbını ağır kusur veya hile ile tüketiciden gizlediğinin anlaşılması (sabit olması) halini, bunun içinde satıcının mal satarken malın ayıplı olduğunu bildiğinin, bilmesine rağmen bu ayıbı ağır kusur veya hile ile tüketiciden gizlediğini iddia eden davacı tüketici tarafından kanıtlanması halinde zaman aşımından yararlanamayacağını düzenlemiştir. Sanırım gerek dairemizin ve gerekse Hukuk Genel Kurulumuzun çoğunluğunun bana göre yanlış karar ve uygulaması 4077 Sayılı Yasa’nın 4/4. maddesinin son cümlesindeki “ayıp, ağır kusur veya hile ile gizlenmişse” cümlesindeki gizlenmişse kelimesine yanlış anlam verilmesinden kaynaklanmaktadır....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalıdan satın alınan ve uygulaması yapılan seramiklerin zeminde duruşunun eğimli olduğunu, ayıplı olan malın iadesi ve ayıpsız olanları ile değiştirilmesi için davalıya keşide edilen ihtarnamenin semeresiz kaldığını, malın ayıplı olduğunu ileri sürerek, seramiklerin ayıpsız misli ile değiştirilmesine, masrafları davalıya ait olarak mevcut seramiklerin sökülerek yenilerinin davalı tarafından uygulama yapılarak döşenmesine, olmadığı takdirde seramiklerin satış bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu ürünlerin ayıplı olmadığını, ortaya çıkan sorunun montaj ve kullanım hatasından kaynaklandığını, davacının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....