Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

sonra iki kere ek bilirkişi raporunu aldıran mahkemece ıslah yapılamayacağına neticeten karar vererek usul ekonomisine aykırı davrandığını, ayıp oranında bedelden indirimin de hatalı olarak çıkarıldığı, müvekkilince yapılan masraf kalemlerinin ısrarla hatalı olarak indirim miktarından düşüldüğünü, aracın değişen parçaları ayıplı kısımlarının da bedelde indirim miktarına yükseltecek nitelikte olmasına rağmen bu konuda itiraz ve taleplerine rağmen bilirkişiden rapor alınmadığı gerekçeleriyle ıslah doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına istemiştir....

Öte yandan; ayıp oranında bedelden indirim taleplerinde bu bedelin nasıl hesaplanacağı ise Yargıtay içtihatlarıyla kabul edilen ve uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemiyle yani satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmelidir. Diğer bir ifadeyle tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeri ile ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanmalıdır. ( Ödenecek indirilmiş ücret = ( Kararlaştırılan ücret x Ayıplı ücret) / Ayıpsız değer). Mahkemece kararda nispi metoda göre ayıp oranında bedelde indirim tutarı belirlendiği kabul edilmiş ise de rapordaki belirlenen tutarın yukarıda gösterilen hesaplamaya uygun olduğu kabul edilemez....

Somut olayda; ikinci el aracın ayıplı çıktığı iddiasına dayalı ayıp sebebiyle bedelde indirim talebine ilişkin davacı vekili tarafından istinafa konu edilen 6.627,66- TL'lik miktar hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen ve yukarıda belirtilen 17.830,00- TL'lik kesinlik sınırının altında kalması sebebiyle yerel mahkemece verilen karar ayıp sebebiyle bedelde indirim talebi yönünden hüküm tarihinde miktar itibarı ile kesin niteliktedir. Hükmün verildiği tarih itibarı ile miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen bu karara karşı taraflar istinaf kanun yolu başvurusunda bulunamaz....

Davalı yan ise taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, 2015 yılına ait EMO fiyat tarifesi üzerinden sözlü olarak anlaşmaya vardıklarını, talep edilen tutarın fahiş olduğunu, davacının bağlantı anlaşmasına aykırı ve ayıplı hizmet verdiğini, onaylı proje ve dosyalarının kendilerine teslim edilmediğini, projenin ayıplı olduğunun ve revize edilmesi gerektiğinin davacıya bildirildiğini, revize işlemleri için başka bir firmaya ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, anahtar teslimi iş yapılması konusunda anlaşmadıklarını, proje bedelinin Euro olarak talep edilmesinin mümkün olmadığını, ayıplı hizmet nedeniyle ayıp oranında bedelden indirim talep ettiklerini savunmuştur....

    Davalı yan ise taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığını, 2015 yılına ait EMO fiyat tarifesi üzerinden sözlü olarak anlaşmaya vardıklarını, talep edilen tutarın fahiş olduğunu, davacının bağlantı anlaşmasına aykırı ve ayıplı hizmet verdiğini, onaylı proje ve dosyalarının kendilerine teslim edilmediğini, projenin ayıplı olduğunun ve revize edilmesi gerektiğinin davacıya bildirildiğini, revize işlemleri için başka bir firmaya ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, anahtar teslimi iş yapılması konusunda anlaşmadıklarını, proje bedelinin Euro olarak talep edilmesinin mümkün olmadığını, ayıplı hizmet nedeniyle ayıp oranında bedelden indirim talep ettiklerini savunmuştur. Taraflar arasında hizmet alımı konusunda sözlü anlaşma yapıldığı ancak gerek sözleşmenin kapsamı ve gerekse sözleşmenin bedeli ile para biriminin uyuşmazlık konusu olduğu anlaşılmıştır....

    Davacı bozma sonrası 07.01.2021 tarihli 3. celsede seçimlik hakkına yönelik talebini ayıp oranında bedelde indirim olarak açıklamıştır. Mahkemece davacının bu beyanı ve Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarih ve 2016/17248 Esas ve 2019/9117 Karar sayılı bozma ilamının 1. bendinde yer alan davacının seçimlik hakkı konusunda aldırılan bilirkişi raporu denetime elverişli olmamakla birlikte davalıların itirazlarını da karşılar nitelikte değildir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen bozma ilamında belirtilen hususlar ve özellikle ayıp oranında bedelde indirime yönelik seçimlik hak kullanıldığından nispi metoda göre satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeriyle, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanarak hesaplama yapılması dikkate alınmamıştır....

      Davacı bozma sonrası 07.01.2021 tarihli 3. celsede seçimlik hakkına yönelik talebini ayıp oranında bedelde indirim olarak açıklamıştır. Mahkemece davacının bu beyanı ve Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 30.09.2019 tarih ve 2016/17248 Esas ve 2019/9117 Karar sayılı bozma ilamının 1. bendinde yer alan davacının seçimlik hakkı konusunda aldırılan bilirkişi raporu denetime elverişli olmamakla birlikte davalıların itirazlarını da karşılar nitelikte değildir. Mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen bozma ilamında belirtilen hususlar ve özellikle ayıp oranında bedelde indirime yönelik seçimlik hak kullanıldığından nispi metoda göre satılanın, tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin, satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız rayiç değeriyle, ayıplı haldeki rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, bu iki değerin birbirine bölünmesi suretiyle elde edilecek oran, satış bedeline uygulanarak hesaplama yapılması dikkate alınmamıştır....

        Bilirkişi raporunda yakıt depolarının kabul edilemeyecek nitelikte ayıplı olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılmadığı gibi, bilirkişi raporu içeriğinden sadece ... adet otobüsün incelenerek rapor verildiği anlaşılmaktadır. Eser kabul edilmeyecek nitelikte ayıplı değilse o zaman Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi uyarınca iş sahibinin bedelden indirim yapılmasını isteme hakkı mevcuttur. Ayrıca bilirkişi raporunda eser sözleşmesi hükümlerinin tam olarak uygulanmadığı, ilişkinin satım olarak değerlendirildiği görülmektedir. Mahkemece, eser sözleşmesi hükümlerine göre düzenlenmeyen, gerekli değerlendirmeleri içermeyen ve sadece ... adet otobüs incelenerek düzenlenen rapora dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....

          Davacının , taşınmazın ayıplı olmasından dolayı dava tarihine kadar kiraya verememesinden uğramış olduğu zarar ile satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden talep ettiği indirim olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 30.000,00- TL'nin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili ıslah dilekçesiyle özetle, taleplerini kiraya verememeden kaynaklı olarak 17.552,01- TL.'na; satılanı alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim talebini 36.157,39- TL'na arttırarak toplam taleplerini 53.709,40- TL'na yükseltmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; aleyhine ve şirketin aleyhine açılmış olan bu davanın tamamen yersiz olduğunu, zira taraf kendilerinden T.C....

          Dava; davacı tarafça davalıdan 2. el olarak satın alınan aracın kilometresi ile oynanmış olması sebebiyle ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu