Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının takibe dayanak faturaya konu malların davacının verdiği servis hizmeti sırasında kullanıldığı ve taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi gereğince hizmet sırasında parça değişikliği halinde bedellerinin ayrıca ödeneceğinin kararlaştırıldığı, takipten önce davalının temerrüde düşürülmediği gerekçesi ile davalının ... 4. İcra Müdürlüğü'nün 2010/17322 E. sayılı takibinde asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin asıl alacak üzerinden devamına, işlemiş faize ilişkin istemin reddine, asıl alacağın % 40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    İtirazın iptali davalarına ilişkin özel bir düzenleme bulunmadığından itirazın iptali davasının ıslah ile alacak davasına dönüştürülmesi mümkündür. İtirazın iptali davaları, itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Davacı takip alacaklısına itirazın tebliğ edildiğine dair dosyada kayıt bulunmadığına göre, davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir. Bu durumda davanın alacak davasına ıslah edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak davalı taraf teslim edilen ürünlerin ayıplı olduklarını savunmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 23/1- c maddesi; "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....

    İtirazın iptali davalarına ilişkin özel bir düzenleme bulunmadığından itirazın iptali davasının ıslah ile alacak davasına dönüştürülmesi mümkündür. İtirazın iptali davaları, itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılmalıdır. Davacı takip alacaklısına itirazın tebliğ edildiğine dair dosyada kayıt bulunmadığına göre, davanın süresinde açıldığının kabulü gerekir. Bu durumda davanın alacak davasına ıslah edilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davaya konu ürünlerin davalıya teslim edildiği hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak davalı taraf teslim edilen ürünlerin ayıplı olduklarını savunmuştur. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)'nun 23/1-c maddesi; "Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/242 Esas KARAR NO : 2022/331 DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 30/06/2020 KARAR TARİHİ : 04/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil kompresörün arızalanması sonucu davalı şirketle tamir için görüşmüş, ... tarihinde değişecek parçaları gösterir proforma fatura düzenleyerek toplam parça ve işçilik ücretinin ... TL + KDV olduğunu müvekkile bildirildiğini ve sözde tamir işlemi gerçekleştirildiğini, ancak davalı şirket ... tarihinde ... seri numaralı KDV dahil toplam ......

        Uyuşmazlık Uyuşmazlık, davacının satın aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki Tüketiciyi Koruma Kanunundan kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı ... Sitesinde bulunan taşınmazın ayıplı olduğunu, ayıpların giderilmesi yönünde gönderilen ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek ayıptan doğan zararın tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, taşınmazda ayıp bulunmadığını, değer azalması oluşmadığı gibi ihbar sürelerine de uyulmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

            KARAR Davacı, davalılardan satın aldığı evin imar planının idari yargı kararı ile iptal edilmesi nedeniyle yıkım kararı alındığını ileri sürerek bu suretle ayıplı olan taşınmazın satış sözleşmesinin feshi, tapu kaydının davalılar adına tescili ve satış bedeli 370.000,00 TL nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayıp iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, 04.12.2013 tarihinde verilen davanın kabulüne ilişkin karar dairemizce bozulmuş bu sefer mahkemece bozma kararına uyulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu 9 adet faturanın taraf defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının kanunda yazılı muayene süreleri içerisinde üründeki ayıbı usulen davacıya ihbar ettiğini ispat edemediği gibi iade faturasıyla birlikte malların davacıya iade edilmek istendiğini de ispat edemediği, takipten önce temerrüdün oluşmadığı gerekçesiyle asıl davanın 10.708,50 TL alacak üzerinden kısmen kabulüne ve davacı lehine icra inkar tazminatına, karşı dava yönünden, asıl davada savunma konusu yapılarak ileri sürülebilecek olan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Her ne kadar mahkemece, “davacı yanlarla hem yüklenicinin hem de arsa sahiplerinin arasında oluşan ihtilafın çözümü için Tüketici Mahkemeleri'ne başvurulması mevcut yasa hükümleri karşısında yanlış bir tercih olarak davacı yanca ortaya konulmuş olmakla” görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de; davacı, dava dışı arsa sahibi ile davalı yüklenici şirket arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden davalı yüklenici tarafından inşa edilen siteden satın aldığı bağımsız bölümünde ayıplı ve eksik iş nedeniyle uğradığı zararın tazmini iddiasına dayalı alacak isteminde bulunduğundan, davalı yüklenici ile tüketici davacılar arasındaki ilişkinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Bu Kanuna göre, bu Kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür....

                  Mahkemece, dava konusu maldaki ayıbın açık ayıp olduğu, TTK. m. 25/3’de öngörülen 2 ve 8 günlük sürelerde ayıp ihbarında bulunulmadığı, davacının dava konusu malı kabul etmiş sayılması gerektiği, sonradan bu malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak davalılardan zarar, tazminat ve alacak talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine dair hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu