Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Müvekkilinin ürünlerin kendisine tesliminden sonra ürünlerin satıcının anlattığı özellik ve kalitede olmadığını ayrıca eşyalar kendisine teslim edildikten sonra ürünlerdeki çizilmeleri ve deformasyonları gördüğünü,satıcının sattığı ürünler ayıplı mal olup onarımla giderilebilecek ayıplardan olmadığını, hüküm eksik ve yeterli olmayan bilirkişi raporuna göre kurulmuş olup, karara konu olan bilirkişi raporuna ve karara bakıldığında ortopedik yatakla ilgili bir tespit yapılmamış, satın alınan ortopedik yatakta orta tarafındaki çökme nedeniyle ayıplı mal konumunda olduğunu, son bilirkişi raporunda yatağın çöküp çökmemesiyle alakalı bir tespit bulunmamakta, yatağın çökmesine ek olarak bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere baza takımındaki paslanmalar nedeniyle ürünün ayıplı olduğu gerçeği de bulunmakta, baza takımı ile yatak bir takım halinde olup bazanın ayıplı olması nedeniyle ve yatağın baza olmadan kullanılması mümkün olamayacağından...

İş bu sebeple davalının ürünün ayıpsız olduğu iddiasını ispatlayamadığı, yerleşik Yargıtay uygulamalarında da belirtildiği üzere, kural olarak tarafların ayıplı ürün ve bedeline ilişkin iadeye yönelik edimlerini karşılıklı olarak yerine getirmeleri gerekmektedir. Somut olayda, satın alınan buzdolabının halen davacının elinde olduğu sabittir. Davacı ayıplı buzdolabını iade etmeden bedel iadesini talep edemez....

    Davaya konu bilgisayar davacı yedinde olup mahkemece bedelin iadesine, işlemiş faizin yerinde olduğuna karar verilmesine rağmen bilgisayarın iadesine karar verilmemiştir.4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi gereğince ayıplı mal satışı nedeniyle tüketici sözleşmeden dönerek bedel iadesini istediğinde satıcı bedelini iade ederken, alıcının da satışa konu ayıplı ürünü aynı anda iade etmesi gerekir. Ayıplı ürün iade edilmedikçe, satıcı ürün bedelini iade etmekte temerrüde düşmez. Somut olayda da ayıplı ürünün davalı satıcıya iade edilmediği anlaşıldığından faiz başlangıcının ayıplı ürünün iade tarihinden başlaması gerekir. Aksi düşünce, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olur. Mahkemenin bu yönü göz ardı ederek bilgisayarın iadesine karar vermemesi ve takip tarihinden itibaren faiz talebinin yerinde olduğuna hükmetmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

      İç ve Dış Ticaret A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu ürünün ayıplı olmadığını, bu nedenle tüketici hakem heyeti tarafından verilen kararın hatalı olduğunu, davacının satın aldığı ürünlerin müvekkili tarafından sorunsuz bir şekilde kendilerine teslim edildiğini, davacı ürünü satın aldıktan sonra iki kez ürünün arızalandığını iddia ettiğini, arızanın giderilmediğini öne sürerek ürün bedel iadesini talep ettiklerini, davacının iddialarına karşı tespit edilen hasarların tamir edildiğine dair servis raporlarının dosyaya sunulduğunu, bu hususun bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, ürün üzerinde olduğu iddia edilen arızaların müvekkili tarafça giderilmesine izin verilmeksizin ürün bedelinin iadesinin talep edildiğini, müvekkili şirketin ürünü onarabileceğini belirtmesine rağmen haksız kazanç elde etmek amacıyla ürün bedelinin iadesini talep ettiğini, yetkili servis raporlarından da anlaşılacağı üzere herhangi bir mekanik hasar veya üretimden kaynaklı ayıp tespit edilemediğini...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı Samsung S8300 marka cep telefonu için 1705,00 Tl ödeme yaptığını, telefonun ekranında görüntü kararması ve kaybolması nedeniyle ayıplı olduğunu, ayıplı malın iadesi ile bedelinin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıdan satın aldığı telefonun ayıplı olduğunu belirterek, iadesi ile bedelin tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, dosya üzerinden yapılan bilirkişi incelemesine dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir....

          Davacı istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporuna itirazındaki beyanları tekrar ederek, talebinin dava konusu ürünün tarafından kaynaklı hasar görmüş olması nedeniyle hasar bedeli de kendisi tarafından ödenmek üzere tamir edilmesi yönünde olduğunu, ancak davalı firma yetkili servisinin artık bu ürünün üretimi olmadığından tamir edemeyeceklerini, ancak 3.000,00 TL bedel mukabilinde bir alt model yeni ürün verebileceklerini söylediğini, ayrıca bilirkişi raporu düzenlenirken bilirkişinin ürünü eve gidip incelemeden rapor düzenlediğini, ayrıca bunlara ek olarak bir de aleyhine vekalet ücretine hükmedildiğini, beyanla karara itiraz ettiğini ve haklılığının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; davacının talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve HMK 341.maddesi gereğince dava değerinin düşük olması nedeniyle istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ayıplı ürünün bedelinin iadesi istemine ilişkindir....

          Öğretide ve uygulamada yasanın davacı tüketiciye tanıdığı seçimlik haklar inşai nitelikte olup ikinci fıkrada izah edilen bedel iadesini de iceren sözlesmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi hakları bozucu nitelikli inşai haklardan olup kullanılmakla son bulduğundan bundan rücu edilemez. 2009/15622-2010/5824 Dava konusu olayda da davacı ,ayıplı olduğunu ileri sürdüğü ürünün ücretsiz onarımı talebiyle eldeki davayı açmış olup, seçimlik hakkını “ücretsiz onarım ” yönünde kullandığından, daha sonra bu hakkını 4. maddede açıklanan bir diğer seçimlik hak olan “bedel iadesi” istemiyle değiştiremez....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı şirket vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davacının davalı ...’dan kalorifer kazanı satın aldığını, bu kazanın davalı şirketten temin edildiğini, kazanın binayı yeterince ısıtmaması nedeniyle davalı şirket yetkilisinin incelemesi ve tavsiyesi sonrasında kazanın daha yüksek kapasiteli yeni bir kazanla değiştirildiğini, yeni kazanın da binayı yeterince ısıtmadığını, sonradan temin edilen kazanın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek, ürünün davacıdan alınmasını, kazanlar için ödenen bedelin ve ürün montajı için yapılan masrafın temerrüt tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....

              Davacı, kendisine teslim edilen televizyonun ayıplı olduğunu 30 günlük yasal süre içerisinde yetkili servise bildirmiştir. Davacı, üretim ayıplı ürün tesliminden dolayı 4077 sayılı Yasanın 4. maddesinde belirtilen seçimlik hakları kullanmakta serbesttir. Ve bu hakkını mahkeme aracılığıyla sözleşmeden dönerek bedel iadesi şeklinde kullanmıştır. O halde mahkemece, davacının ayıplı televizyonun iadesi ile ödediği bedelin tahsili isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucunda yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 06.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi talep ettiği, davalının malların ayıplı olmadığını ve ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını belirterek davanın reddini istediği, mahkememizce 03/09/2021 tarihinde keşif yapıldığı, 13/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda, malın ayıplı olduğu, ayıbın önceden tespitinin mümkün olmadığı kullanmakta ortaya çıkabilceği, kullanıcı hatasında kaynaklanmadığının belirtildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK'nın 23-(1)-c) maddesi uyarınca; alıcı, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise (2) gün içinde, açıkça belli değil ise malı teslim aldıktan sonra (8) gün içinde incelemek veya incelettirip mal ayıplı çıkar ise bu süre içinde ayıbı ihbar etmelidir. İhbar ise aynı kanunun 18-(3) maddesi uyarınca, noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemiyle yapılmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu