Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

oranında indirim bedeli 2.740,00 TL olarak hesaplandığını, ancak bugüne oranla yazılan fiyatların çok altında parça fiyatları çıktığını, tutanağın hiçbir dayanağı olmadığını ve yerel mahkemece bu tutanak doğrultusunda verilen kararı kabul etmediklerini, kaldı ki 6098 Sayılı TBK'nun 227/3 maddesine göre, "aşırı bir masraf gerektirmediği taktirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere, satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkı bulunduğunu" yerel mahkemece hükmedilen onarım bedelinin aracın satış bedeli 24.000,00 TL olduğu gözetildiğinde, çok yüksek bir rakam olduğunu, bu nedenle alıcının seçimlik haklarından yalnızca bedelde indirim isteme hakkı bulunduğunu, bu bedelin de davacı tarafça düzenlenen tutanak esas alınsa dahi bilirkişi tarafından 2.740,00 TL olarak belirlendiğini, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf isteminde bulunmuştur....

Borçlar Yasası’nın 360. maddesi uyarınca eserin ayıplı olması halinde iş sahibi eserin reddi ile bedelin iadesini isteyebileceği gibi ayıbın derecesine göre bedelde indirim yapılmasını isteyebilir. Oysa bilirkişi raporunda bu hususta bir inceleme yapılmış değildir. Sözleşmede ayıplar için garanti verildiğinden garanti süresince iş sahibinin ihbar yükümlülüğünden sözedilemez. O halde mahkemece yapılması gereken iş ayıbın derecesini bilirkişiye yeniden incelettirmek, eserin tümüyle reddi gerekiyorsa davanın kabulüne, bedelden indirim gerekiyorsa bu miktar kadar bedelinin iadesine karar vermek olmalıdır. Hukuki değerlendirmede yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır....

    Bu durumda mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi kurulundan alınacak ek raporla üzerinde inceleme yapılan ve davalı elinde bulunan az yukarıda kod numaraları belirtilen toplam 1285 adet üründeki ayıpların, işin yapıldığı ileri sürülen 2011 yılında yürürlükte bulunan ve somut olayda uygulanması gerekli 818 sayılı BK'nın 360. maddesi gereğince niteliği kabule icbar edilemeyecek ve eserin reddini gerektirecek derecede olup olmadığı, bu derecede değilse bedelde tenzil gerekip gerekmediği, aşırı masraf gerektirmiyorsa onarımının mümkün olup olmadığı ve bedelde tenzili gereken miktar ile onarım masrafları, kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı olması halinde yüklenicinin bu kısım için hak etmediği iş bedeli miktarı ve 1285 adet ürünle ilgili ayıplı imalâtta yüklenicinin kusuru bulunduğundan ayıp sebebiyle uğradığı zarar miktarı hesaplattırılıp iş bedeli, ayıp nedeniyle uğranılan zarar ve menfi tespit istemli olarak ayrı ayrı karar verilmesi gerekmiştir...” denilmiş olup,...

      Davacı söz konusu seçimlik haklarından ayıp oranında indirim bedelini tercih etmiştir. Yargıtayın istikrar kazanmış uygulamasında ayıp oranında indirim bedelinin nispi metoda göre (satış bedeli-[ayıplı değer/ayıpsız değer x satış bedeli]) hesaplanması gerektiği kabul edilmektedir. Ayıp oranında indirim bedelinin hesaplanmasında esas alınacak satış bedeli hususunda ise taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı satış bedelinin 55.500,00 TL olduğu iddiasındayken davalı taraf noter satış senedinde yazıldığı gibi satış bedelinin 47.000,00 TL olduğunu savunmuştur.Noter satış senedindeki satış bedelinin aksini iddia ettiğinden davacı, satış bedelinin 55.500,00 TL olduğu yönündeki iddiasını ispatla yükümlüdür....

      Dava, araç satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup aracın ayıplı olması nedeniyle ödenen satış bedelinin iadesi olmadığı takdirde ayıp oranında bedelde indirim yapılarak aradaki farkın ödenmesine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK’nun 6. maddesine göre genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Bir başka özel yetkiye ilişkin düzenleme ise, 6502 sayılı yasanın 73/5. maddesinde düzenlenmiş olup, bu düzenlemeye göre de, tüketici davalarının tüketicinin ikametgahı mahkemesinde de açılabileceği belirtilmiştir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. Somut olayda, davacının yerleşim yeri ... ilinin ... İlçesi sınırları içerisindedir. Davalının yerleşim yeri ise ... İlinin ... İlçesi’nde bulunmaktadır....

        Davacı vekili ıslah dilekçesinde özetle; taşınmazın ayıpsız misli ile değişme imkanının bulunmama gerçeği ile taleplerinin satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme şeklinde değiştirilmesi, taşınmazın teslim tarihi olan 26/04/2006 tarihi itibari ile satış bedelinin 53.272,00- TL olduğu ve o tarih itibari ile mevcut ayıp nedeni ile %25 değer kaybının olduğu belirlenmiş olmakla, 13.318,24- TL değer kaybı mevcut olup bu bedelin taşınmazın teslim tarihi olan 26/04/2006 tarihinden itibaren (bu tarihte ödenmemesi gerekir iken fazladan ödenmiş olması sebebiyle) davalının tacir olması sebebiyle işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline dair ıslah dilekçesi sunmuş olduğu görülmüştür. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle: TKHK'nın 12....

        Tüm bu nedenlerle; dosyadaki yazılara, toplanan delillere, mahkemece kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, aracın gizli ayıplı olarak davacıya satıldığının dosya kapsamı ile sabit olmasına, mahkemenin gerekçeli kararında ayrıntılı olarak ve Yargıtay içtihatlarına uygun düşecek şekilde nispi metoda göre hesaplanan ayıp oranında indirim bedelinin hukuka uygun ve yerinde olmasına, ayıp oranında indirim bedelinin miktarı, ayıbın önem ve mahiyeti birlikte gözetildiğinde davacıya seçimlik haklarından ayıp oranında indirim bedelinin kullandırılmasının hakkaniyete daha uygun düşmesine, mahkemenin takdirine dayalı olarak davacıya seçimlik haklarından ayıp oranında indirim bedelinin kullandırılmış olması sebebiyle yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesinin gerekmesine, davalının ticari şirket ve dolayısıyla tacir olması hasebiyle hüküm altına alınan ayıp oranında indirim bedeline talep...

        kabulüne, aracın onarımı sebebiyle uğramış olduğumuz zararların ve 499,71TL noter masrafının, masrafların ve bedelde indirim talebinin şirketin temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile tahsiline, mümkün olmayacak ise "Aracın Ayıpsız Misli İle Değiştirilmesinin" ülkemizde yaşanan ağır enflasyon artışı karşısında paranın gün geçtikçe değer kaybetmesi ve azalması ve pandemi sebebiyle işlerin durma aşamasına gelmiş olması sebebiyle daha hakkaniyetli olacağını düşünmemiz gerekçesiyle; dava konusu aracın ayıpsız misli ile değiştirilerek, aracın onarımı sebebiyle uğramış olduğumuz zararların temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile beraber, 499,71TL noter masrafının, masrafları tazmin talebimizin şirketin temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile tahsiline, Mahkemece uygun görülmez ise "sözleşmeden dönerek" sunmuş olduğumuz dekontlardan ve satış sırasındaki rayiç emsal araç bedellerinden de anlaşılacağı üzere aracı iade...

          İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, ağır kusur yada hileyle gizlenen ayıp nedeniyle satılanın ayıpsız misliyle değişimi bunun mümkün olmaması halinde sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim ve üreticiye karşı da yine dava ve sair talep hakları saklı kalmak kaydıyla aynı sebeple uğranılan maddi zararların tazminine ilişkindir. Davacı, davaya konu olan Seat Ibıza 1.2 TSI hp style marka aracı 17/12/2015 tarihinde satın aldığını, aracın tesliminden hemen sonra sıkıntıların başladığını, birkaç gün içerisinde araçta sağa çekme ve ön taraftan sesler gelmeye başladığını, ön camlarda buğulanma olması sebebiyle defalarca aracın servise gittiğini ve servisin bu tip sıkıntıların normal olduğunu belirterek mevzuata aykırı beyanda bulunduğunu, bu sebeplerle bu davayı açmak zorunda kaldığını beyan etmişlerdir....

          Somut olayda, eldeki uyuşmazlığa konu malın ayıplı olmasından kaynaklanan ayıp sebebiyle bedelde indirim ve tazminat talepli davaların ise 6502 sayılı Yasa'nın 73/A maddesinde sayılan arabuluculuğa başvurmaktan muaf tutulan istisnalar kapsamında bulunmadığı anlaşılmaktadır....

          UYAP Entegrasyonu