Bu nedenle, yerel mahkemece ayıp sebebiyle sözleşmenin feshi ve ayıplı ürünlerin satıcı olan davalıya iadesi ve ürünlerin satış bedelinin ürünlerin satıcı olan davalıya iade tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine yönelik yerel mahkeme kararında gerek yasal düzenlemelere ve gerekse de yerleşik Yargıtay uygulamalarına aykırı bir durumun bulunmadığı gibi, yine 6100 sayılı HMK'nun 357/1. maddesinde "...Bölge Adliye Mahkemesince resen gözönünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz." şeklindeki düzenleme gereğince, ilk derece mahkemesinde usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen delillere dayanılamayacağı gibi, ilk derece mahkemesinde usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen iddiaların istinaf aşamasında ileri sürülmesi ve dinlenilmesinin de mümkün olmaması karşısında, dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, bilirkişi raporuna ve gerekçe içeriğine...
Bu durumda mahkemece, satış sözleşmenin feshi şartlarının oluştuğu gözetilerek davacının öncelikli olan bu talebinin gözetilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve teslim olmadığı halde teslimden itibaren ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesiyle davacının terditli taleplerinden yoksun kalınan kira tazminatına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....
dört yıl kullandıktan sonra sözleşmenin feshi ve ödenen 18.000,00 TL'nin iadesi talebinin TMK'nın 2.maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle birleşen dosyadaki davacı iş sahibinin taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile taşınmazın onarım bedeli olarak hesaplanan 13.723,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, gizli ayıp nedeniyle taşınmaz satış sözleşmesinin feshi ile bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, yargılama aşamasında keşif yapılmış ve uzman bilirkişiden rapor alınarak, dava konusu taşınmazdaki gizli ayıp niteliğinde olan hususların onarımı için yapılması gereken masraf hesaplattırılarak bu bedel üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki malın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, Finansal Kiralama Sözleşmesi gereğince davalıya teslim edilen malın sözleşmenin feshi nedeniyle iadesi istemine ilişkindir. Davalı vekili davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporuna göre kira bedelleri ödenmediği için sözleşmenin davacı yanca fesholunduğu davalının kiralananı elinde bulundurmasını gerektirir hukuki dayanağın ortadan kalktığı gerekçesiyle malın aynen iadesine, aynen teslimi mümkün olmadığı takdirde İİK.nun 24.maddesi gereğince icra memurluğunda gerekli bedel takdirinin yapılarak davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, ayıplı olduğu iddia edilen araç nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacı tarafından aracın ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmenin feshi ile bedelin iadesi isteminde bulunulmuş, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda aracın ayıplı olmadığı ancak davacı tarafından davalıya ödenen 3.400,20 TL'nin aracın garanti kapsamında olduğu gerekçesiyle davanın bu miktar yönünden kısmen kabulüne, araç bedelinin iadesi talebinin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığını, davacı alacağını satmak isterken kaputunun değişmiş olduğunun tespit edildiğini ileri sürdüğünü, bunu hangi tarihte öğrendiğine ilişkin belge ibraz etmediğini, araçta tekrarlayan, giderilmeyen ve araçtan faydalanmayı ortadan kaldıran kusuru ayıp üretim ya da servis hatası bulunmadığını, bedel iadesi talebinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı iddialarının kabulü halinde, araç değişimi veya bedel iadesi yerine, ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım yönünden karar verilmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Somut olayda, davacı taraf ayıp sebebiyle bedel iadesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında da, dava konusu aracı başkasına satmış ve ayıp oranında bedel indirimi olarak devam edilmesini istemiş olup, davacı tarafın bu talebi ıslah olarak değerlendirilemez. Bu durumda, davacının malı ayıp nedeniyle eksik bedel ile sattığı kabul edilerek, mahkemece, gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, gerektiğinde konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınarak, ayıp nedeniyle satıma konu aracın değerinde azalma olup olmadığı, var ise ne miktarda azalma olduğu tespit ettirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalı ... Tic. ve San. A.Ş.’nin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, ayıplı imalât nedeniyle sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi ile bu yüzden uğranılan zararın giderilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece ileri sürülen hususların açık ayıp niteliğinde olup, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Yanlar arasında imzalanan 16.06.2005 tarihli sözleşme ile davalı yüklenici 128.000,00 TL+KDV bedelle davacının sipariş ettiği 8-15 ton/h kapasiteli pelet presi ünitesi makinelerinin yapımı üstlenmiş, sözleşmede yapımı kararlaştırılan eserin teknik özellikleri ve kazanın kapasitesi belirtilmiştir....
Davalı vekili, yurtdışından ithal edilen enerji içecekleri konusunda mevzuat krizi yaşandığını, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan tebliğlerin Danıştay tarafından iptal edildiğini en son Danıştay'ın yürütmeyi durdurma kararı verdiğini, yani konu hakkında nihai karar olmadığını kaldı ki, müvekkili şirketin bir kusurunun bulunmadığını, her türlü nef'i ve zararın davacının uhdesinde bulunduğunu, bir an için ayıp kabul edilse bile süresinde ayıp ihbarının bulunmadığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....