Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda maddi ve şekli şartların gerçekleşmiş olduğu anlaşılmakla diğer ihtilaf konusu olan davacının sözleşmeden dönme ve zararların tazmini talebine ilişkin değerlendirme yapılmıştır. Sözleşmeden dönme --------- düzenlenmiş olup, alıcı satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönebilir, eğer durum sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasını haklı göstermiyorsa hakim satıcının talebi üzerine satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Bu hususta da sözleşmenin kurulması değil sözleşmeden dönme anındaki durum göz önünde tutulmalıdır. Böyle bir durumda da alıcı dönme veya ayıpsız misli ile değişim hakkını kullanamaz....

    TSE tarafından yapılan incelemede, granitlerin yüzey kusurları nedeniyle TSE standartlarına uygun olmadığı tespit edilmekle davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, yanıltıcı beyanda bulunduğu ve ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. (TBK m. 231/2.). Satıcının ağır kusurlu olarak malı devretmesi (alıcının iğfali) halinde TBK m 225'e göre, satıcı, ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz. TBK'nun 231/2'ye göre de 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davacı alıcı yasadan doğan haklarını kullanabilir. Davacı, ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve zararlarının tazminini istemiştir. Mahkemece, satış konusu malın ayıplı olduğu kabul edilmiş, bedelden indirime karar vermiştir. Satış konusu granitler davacı tarafından, TSE garantili, I. sınıf ürün kabul edilerek turizm sektöründe faaliyet gösteren otelin kahvaltı salonu, restaurant kafeterya olarak hizmet veren teras zemininde kullanıldığı anlaşılmaktadır....

      Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı Yasa 11/3. maddesinde "Ücretsiz onarım veya ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır." düzenlemesi mevcuttur....

        Davacı-birleşen dosya davalısı tarafından bakiye iş bedelinin tahsili talep edilmiş, davalı-birleşen dosya davacısı tarafından ise davaya cevap dilekçesinde ayıplı ifa iddiasında bulunulmuş, birleşen dosya da ise ayıplı ifa nedeniyle semenin iadesi talep edilmiştir.TBK’nın 475. maddesi gereğince eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hallerde, iş sahibi seçimlik haklardan birisini kullanabilir. Bu seçimlik haklar da yine aynı maddede, sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme hakkı, eseri alıkoyup bedelde indirim isteme, eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı olarak sayılmıştır. Birleşen dosya da davacının ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi talebinin bulunduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Asıl davada ayıplı ifaya ilişkin itiraz ve birleşen dosyadaki talep dikkate alındığında, eserin ayıplı olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir....

          KARAR Davacı, davalı General Motors Türkiye Ltd.Şti’nin ithalatçısı olduğu Opel marka aracı, 10.04.2007 tarihinde diğer davalı Odak Pazarlama A.Ş’den satın aldığını, mekanik ve elektronik pek çok arıza nedeniyle defalarca servise başvurduğunu, aracın birçok parçasının değiştirildiğini, ancak arızanın halen giderilemediğini, aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, bu mümkün olmazsa araç bedeli olan 36.045 YTL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, 04.05.2009 havale tarihli ıslah dilekçesi ile, araç bedelinin faiziyle ödetilmesini talep etmiştir. Davalılar, araçtaki arızaların kullanımdan kaynaklandığını, araçta ayıp bulunmadığını, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını, araç değişikliği yada bedel iadesi isteminin şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 13/10/2022 tarih ve 2021/162 Esas 2022/573 Karar sayılı kararı ile; "Ayıbın öneminin aracın kullanımına ve beklenen faydaya bir etkisinin olmaması, aracın ayıplı ve ayıpsız değeri arasındaki farkın araç bedeli nazara alındığında azlığı yani karşılıklı menfaatler dengesi ile hukukun temel prensibi olan hakkaniyet kuralları değerlendirilerek ayıp nedeni ile hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda sözleşmeden dönmeyi gerektirecek boyutta olmadığı, gizli ayıp niteliğinde olup, davalının iradesinin zararını karşılanması olup, alınan rapor doğrultusunda sözleşmeden dönme koşullarının oluşmadığı, yukarıda belirtilen ilke ve kurallar ışığında denetime ve hüküm kurmaya elverişli olması, dosya münderecatı ile de uyumlu olması nedeniyle sözleşmeden dönme talebini içerir asıl davanın reddi gerekmiş, karşı dava bakımından da dava konusu araçta gizli ayıp olduğu ve oluşan zararının 11.000 TL olup, ödenen 9.000 TL'nin mahsubu ile 2.000TL olup sözleşmenin tarafı...

            Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; yerel mahkemece bilgisayar mühendisi bilirkişiden alınan 16/05/2022 tarihli raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olmasına, satın alınan cihazdaki ayıbın açık ayıp niteliğinde olmasına, ayıp ihbarının süresinde yapılmasına, davacının ayıplı ifa nedeniyle ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı olarak sözleşmeden dönme hakkının bulunmasına, sözleşmeden dönülmesi nedeniyle tarafların sözleşme gereğince aldıklarını iade etmelerinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Dava konusu araçta açık ayıp veya olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılabilecek bir ayıp değil, gizli ayıp yani kullanımla ortaya çıkan bir ayıp söz konusu olduğundan ayıp ihbar süreleri bakımından TTK’nIn 23. maddesi hükmü değil, yine TBK’nın 223. ve 225.madderi hükümleri dikkate alınacaktır. TBK’nın 223/2.maddesi “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir. Öte yandan, TBK’nIn 227.maddesi, "(1)Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3....

              Alıcı ayıbı ihbar etmek suretiyle satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir. Somut olayda, davacı, 27.12.2010 tarihinde satın aldığı aracının kilometresi ile oynanmış ve hasarlı olması nedeniyle ayıplı olduğunu iddia ederek satış bedelinin iadesi ya da ayıplı araç satılması nedeniyle 4.000,00 TL. nin davalıdan tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı bedel iadesi şartlarının oluşmadığını savunmuştur....

              Davalı Elis Tic AŞ vekili; mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğunu, 4077 sayılı Yasanın yürürlükte olmadığını, davacının terditli olarak talepte bulunamayacağını, satış tarihinde araçta ayıp bulunmadığını, dış etkenler nedeniyle araçta boya atmasının meydana geldiğini, bilirkişi raporuna yapmış oldukların itirazların karşılanmadığını, belirlenen değer kaybının somut veriye dayanmadığını, piyasa araştırması ve emsale ilişkin bilginin mevcut olmadığını, mahkeme kararının gerekçesiz ve yetersiz olduğunu, kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE: HMK 353 maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır. Dava, ayıp nedeniyle, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, ayıpsız misli ile değişim, ayıbın giderilmesi-onarım ve değer kaybı taleplerine ilişkindir....

                UYAP Entegrasyonu