Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilirkişi raporuna karşı davacı ve davalı vekili tarafından sunulan itiraz dilekçesi doğrultusunda otomotiv alanında uzman bilirkişi tarafından 04/04/2022 tarihli , dava konusu aracın üretimden kaynaklı ayıp bulunup bulunmadığı, varsa ayıbın gizli ya da açık ayıp olup olmadığı, ayıp nedeni ile aracın değerinin azalıp azalmadığı veya ayıbın aracın kullanımına yönelik elverişliliği etkileyip etkilemediği ve sonucuna göre aracın ayıp nedeni ile misli ile değiştirilme koşullarının bulunup bulunmadığı hususu ile davacı vekillinin itirazlarını karşılar şekilde ek rapor düzenlendiği anlaşılmıştır....

    Somut olayda, aracın 2015 yılında satışının yapıldığı, satın almadan kısa bir süre sonra arızaların meydana geldiği ancak tamir hakkı kullanılarak radyo/navigasyon arızası hariç diğer arızaların giderildiği, bu arızanın da donanım parçası değişimi ile giderilebilecek olduğu dikkate alındığında sözleşmenin feshi ve aracın bedeline hükmedilmesinin TMK 2. maddesindeki hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı açıktır. Bu durumda, araçta oluşacak zararı telafi etmek için bedel indiriminin değerlendirilmesi gerekir. Dairemizin kural olarak uygulaması nispi metod yöntemi ile değer kaybının belirlenmesidir. Bu metoda göre, zararın tazmini için, ayıplı değer ile ayıpsız değer arasındaki farka hükmetmek gerekir....

      Maddesine göre imalata dayalı satış sırasında basit bir inceleme ile anlaşılamayacak ve aracın kullanılması ile ortaya çıkacak tüketiciden kaynaklanmayan gizli ayıplı mal niteliği taşıdığı --’ gerekçesiyle ‘’1-6502 sy. 8/1. Maddesi gereği dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespitine, 2-6502 sy. 11. Maddesi gereği davacı ve davalı arasındaki satış sözleşmesinin feshi ile araç satış bedeli olan 114.017,50-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Ayıplı aracın davalıya üzerinde herhangi bir sınırlama olmaksızın ayıpsız olarak davalıya iadesine..’karar verilmiş; karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge adliye mahkemesince; ‘--davalının araçta ayıp bulunmadığına ilişkin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir....

        Maddesine göre imalata dayalı satış sırasında basit bir inceleme ile anlaşılamayacak ve aracın kullanılması ile ortaya çıkacak tüketiciden kaynaklanmayan gizli ayıplı mal niteliği taşıdığı --’ gerekçesiyle ‘’1-6502 sy. 8/1. Maddesi gereği dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespitine, 2-6502 sy. 11. Maddesi gereği davacı ve davalı arasındaki satış sözleşmesinin feshi ile araç satış bedeli olan 114.017,50-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Ayıplı aracın davalıya üzerinde herhangi bir sınırlama olmaksızın ayıpsız olarak davalıya iadesine..’karar verilmiş; karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge adliye mahkemesince; ‘--davalının araçta ayıp bulunmadığına ilişkin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir....

          Maddesine göre imalata dayalı satış sırasında basit bir inceleme ile anlaşılamayacak ve aracın kullanılması ile ortaya çıkacak tüketiciden kaynaklanmayan gizli ayıplı mal niteliği taşıdığı --’ gerekçesiyle ‘’1-6502 sy. 8/1. Maddesi gereği dava konusu aracın ayıplı olduğunun tespitine, 2-6502 sy. 11. Maddesi gereği davacı ve davalı arasındaki satış sözleşmesinin feshi ile araç satış bedeli olan 114.017,50-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Ayıplı aracın davalıya üzerinde herhangi bir sınırlama olmaksızın ayıpsız olarak davalıya iadesine..’karar verilmiş; karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge adliye mahkemesince; ‘--davalının araçta ayıp bulunmadığına ilişkin istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir....

            -TL bedel karşılığında davalıdan satın aldığını, müvekkilinin 2013 yılının Nisan aylarında bu daireyi satmak istediğini, kendilerine satılan dairelerin 130 m² olduğu belirtilmiş ise de dairenin aslında 57 m² olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını bildirerek ayıplı ev satışı nedeniyle sözleşmenin feshi ve ödenen bedelinin iadesi ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir. HSYK genel kurulunun 19/03/2014 tarih ve 129 sayılı kararı ile ... Tüketici Mahkemelerinin yargı alanı ... Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi ile aynı olarak belirlenmiştir. Buna göre; ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ilçelerinin ... Tüketici Mahkemelerinin yetki alanında bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, ... Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......

              Otomotiv A.Ş.den 31.8.2005 tarihinde satın ve teslim aldığını,araçta 15.1.2005 tarihinden 28.1.2006 tarihine kadar çeşitli arızaların meydana gelmesi ile toplam 7 kez servise başvurulduğunu,aracın ayıplı olduğuna dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinin tespit raporu ile belirlendiğini,ayıplı aracın iadesi ile araç için ödediği bedel ile aracı kullanamamaktan dolayı uğradığı zararlarının tahsilini istemiştir. Davalılar ,davanın reddini dilemişlerdir....

                Dava, araçtaki gizli ayıp iddiası nedeniyle, aracın yenisi ile değiştirilmesi veya sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebiyle birlikte manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili araç satıcısı ve ithalatçısı olan şirketlere karşı açtığı davada, araçtaki gizli ayıp nedeniyle aracın misli ile değiştirilmesini, olmadığı takdirde de sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiş, ilave olarak da manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı şirketler vekilleri ise ayrı ayrı sundukları cevap dilekçeleri ile, ayıp iddialarını kabul etmediklerini, talebin zamanaşımına uğradığını, araçtaki ayıp nedeniyle ithalatçı firmadan bedel iadesi talebinde bulunmanın mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava finansal kiralamaya konu malın ayıplı olması nedeniyle ödenen kiralama bedelinin iadesi ve uğranılan gelir kaybının tazmini istemine ilişkindir Davalı vekili, finansal kiralama sözleşmesine göre müvekkilinin ayıptan dolayı sorumlu tutulamayacağını, sadece davacının kullanımında olan malın finansmanını sağladığını, davacının müvekkilini ayıba karşı tekeffül borcu nedeni ile ibra ettiğini, malın ayıp nedeni ile öngörülen amaca tahsis edilememesi durumunda dahi finansal kiralama sözleşmesinden doğan tüm edimleri yerine getireceğini kabul ve taahhüt ettiğini belirterek husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

                  Noterliği kanalıyla, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4. maddesine göre sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin haklarını kullandığına ilişkin ihtarın gönderildiğini, araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunu ileri sürerek, araç için ödenen 32.300,00 TL'nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ve 5.000,00 TL manevi tazminatın ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu