Eser sözleşmesinde iş sahibi sözleşmeden dönerek bedelin iadesini istese de, eser kabule zorlanamayacak derecede ayıplı değilse, hakim bilirkişiye ayıp giderim bedelini belirleterek bedelde indirim yapabilir. Ayrıca, dava konusu pistonun davalı tarafça, kendisinin taktığı piston olmadığı, fatura dayanak gösterilerek itiraz edilmiş olmasına karşın bu husus da yargılama sırasında açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; alanında uzman bilirkişi veya bilirkişiler belirlenerek, eserin kabule zorlanamayacak derecede ayıplı olup olmadığını tespit ettirmek, kabul edilemeyecek şekilde ayıplıysa bedele hükmetmek, aksi takdirde ise, ayıbın giderim bedeline hükmetmekten ibarettir. Ayrıca alınacak bilirkişi raporunda, davalı tarafın bilirkişi incelemesine konu pistonun kendileri tarafından düzenlenen faturada yer alan piston olup olmadığının tespiti de gerekmektedir....
Yargıtay içtihatlarına uygun olarak nispi metoda göre araçtaki ayıp nedeniyle ayıp oranında indirim bedeli hesaplandığında; sözleşme bedeli x ayıplı değer /ayıpsız değer formulünden ulaşılan 34.000,00 TL'nin satış bedeli olan 38.000,00 TL'den tenzili ile ayıp oranında indirim bedelinin 4.000- tl.olması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Hesaplanarak belirlenen ayıp oranında indirim bedelinin tutarı ile araçtaki ayıpların mahiyeti ve önemi gözetildiğinde davacı alıcıya seçimlik haklarından ayıp oranında indirim bedeline ilişkin seçimlik hakkının kullandırılmasının hakkaniyete daha uygun düşeceği sonucuna ulaşılmıştır....
Mahkemece davalının ayıp ihbarını yaptığını ispat edemediği kabul edilmiş ise de; ayıp ihbarının yapılması herhangi bir şekle bağlı olmayıp, şahitlerin ifadesiyle de ispatlanabilen bir husustur. Davalı tanıklarınca ayıp ihbarının süresinde yapıldığı belirtilmiştir. Ancak bu beyanlar sadece ayıp ihbarının süresinde yapıldığını ispatlayabilir. Somut olayda ürünlerin ayıplı olup olmadıklarına dair dosyada davalı şirketin kendi kayıt ve tutanakları dışında objektif mahkeme tespiti vs. delil bulunmamaktadır. Ürünlerin de davalının iddiasına göre tamiratı yapıldığından yargılama sırasında keşifle ayıbın tespit edilemeyeceği, sonuçta ayıpların varlığı ve niteliği ispatlanamadığından kanıtlanamayan ayıp savunması reddedilerek davanın kabul edilmek sureti ile itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken mahkemenin bilirkişi raporunu hükmüne esas alarak davanın reddine karar vermesi doğru olmamış kararın bozulması uygun bulunmuştur....
Davacı tarafından bedelde muvazaa iddiasını ispata yarayan başka bir kanıt sunulmamıştır. Soyut tanık anlatımları ve keşfen belirlenen değer bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya tek başına yeterli bulunmadığından, davacının muvazaa iddiasına itibar edilmemelidir. Mahkemece, bedelde muvazaa iddiası ispatlanamadığından dava konusu payın tapuda gösterilen satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin TMK'nın 734. maddesi uyarınca hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava; satılandaki ayıp nedenyle bedelde indirim istemine ilişkindir. Anayasanın 141/3.maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK'da da yer verilmiştir....
Dava konusu yeşil alana ilişkin ayıplı ifaya dayalı husus dairemizin bozma kararı gerekçesinde belirtildiği üzere açık ayıp niteliğinde olup,davacının 4077 sayılı yasanın 4. maddesinde yer alan seçimlik hakları kapsamında değer kaybına dair tazmin talebinde bulunabilmesi için bu ayıbın malın Tesliminden itibaren 30 gün içinde davalı tarafa ihbar edilmesi gerekir. Davaya konu taşınmaz davacıya 12.12.2009 tarihinde “konut teslim Tutanağı” ile teslim edilmiş olup, davacı bu teslimatın yapılmasından sonra 11.01.2010 tarihinde davalıya tebliğ edilen ihtarname ile ayıp ihbarında bulunarak “klima alt yapısının ve akıllı ev sisteminin yapılmadığı, elektrik ve ısınma konusunda tasarrufa yönelik işlerin yapılmadığı, yeşil alanın 2.000-2.500 m2 kısmının site dışında bırakıldığı, yeşil alanın % 40 civarına düştüğü, bunun düzeltilmesi aksi halde bedelde indirim talep edileceği “hususu ihtar edildiği anlaşılmaktadır....
GEREKÇE: Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan ayıp iddiasına dayalı sözleşmeden dönme, satım bedelinin ve ayıba dayalı fazla yapılan su bedeli ödemesinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı tarafça zamanaşımı definde bulunulmuş ise de satım sözleşmesinden kaynaklanan ayıp iddiası nedeniyle 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı definin reddi gerekmiştir. Ankara ... . Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2017/45 D.iş sayılı dosyasında davacı talebi ile cihaz üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış, dava konusu cihazın tahliye hortumundan sürekli su tahliye edildiği bu hususun servis onarımına rağmen değişmediği bu nedenle cihazın arızalı olduğu fazla su sarfiyatına neden olduğu belirtilmiştir....
KARAR Davacı, Kat Malikleri Kurulunda alınan kararla verilen yetkiye dayanarak davalılarca inşaa edilen taşınmazlarda ayıp ve eksik işlerin bulunduğunu ileri sürerek tüm malikler adına değer kaybının tespiti ile davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, satın alınan taşınmazlar yönünden ayıp ve eksik iş iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı ... tüm kat malikleri adına dava ettikleri taleplerinin Kat Mülkiyeti Kanuna dayalı olduğunu ileri sürmüşler ise de, ihtilaf mahkemenin de kabulünde olduğu üzere 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalmaktadır. Bu halde davanın tüketici mahkemelerince karara bağlanması gerekir. Görev kamu düzeninden olup davanın her aşamasında re'sen gözetilir ve husumet ehliyeti de görevli mahkeme önünde değerlendirilmelidir....
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda da, araçta gizli ayıp bulunduğu tespit edilmiş olup, Yargıtayca benimsenen nispi metoda göre davacı tarafından bilinen ayıplar nazara alınmaksızın yapılan hesaplamaya göre bedelde indirim tutarının 10.904,00 TL olduğu tespit edilmiş olup, mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Somut olayda eserin tesliminden sonra davalının herhangi bir şekilde ayıp ihbarında bulunmadığı, iş bedelinin tahsili istemi ile yapılan takipten sonra yaptırdığı tespitte saptanan ayıpların varlığını ileri sürerek bedelin indirilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır. Hükme dayanak bilirkişi raporunda da tespitteki nefaset oranına göre bedelden indirim yapılmıştır. Oysa, nefaset gerektiği saptanan hususlar açık ayıp niteliğinde olup, işin tesliminden sonra derhal yükleniciye bildirilmesi gerekir. Ayıp ihbarının sürede yapıldığı tanık anlatımları ile de kanıtlanamadığına göre davalının iş bedelinden indirim yapılması savunması kabul edilemez. O halde 22.957,42 EURO iş bedelinden yapılan ödemenin mahsubu ile kalanı üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmadan bedelden indirim yapılması usul ve yasaya aykırı olmuş, bozulması uygun bulunmuştur....