CEVAP: Davalı ---- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ------- çerçevesinde işlem yaptığını, davada, daha önce ihyasına karar verilmiş ancak tasfiye memuru atanmamış dava konusu şirkete tasfiye memuru atanması talebinden ibaret olduğunu, dava konusu ------dosyası ve dava dilekçesindeki açıklamalar incelendiğinde dava konusu şirketin, ------ -----dava dosyasının sonuçlandırılabilmesi için ------------karar verildiği ve tasfiye memuru atanmadığı; ------ dava konusu şirkete tasfiye memuru atanması gerektiği nedeniyle bozma kararı verildiğinin anlaşıldığını, dava konusu şirkete tasfiye memuru atanması talepli huzurdaki davada müvekkil ------ kusur ve sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekâlet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, tasfiye memuru atanması talep edilen şirketin; ihyasına karar verilen davada da ------ müvekkil aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmediğini, Müvekkil...
Kabule göre de; Somut uyuşmazlıkta, atanma şartları ile kayyımlığın sona ermesinin de farklı hükümlere tabi olan TMK'nin 427.maddesi ile 3561 sayılı Kanunun kapsamında Defterdarın yönetim kayyımı atanması gerekirken, temsil kayyımı atanması yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Defterdarlık vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca KABULÜNE, Kocaeli 4....
Toplanan tüm deliller karşısında; her ne kadar yargılamanın ilerleyen aşamalarında dilekçelerde yönetim kayyımı atanması şeklinde talepte bulunulmuşsa da davamızın konusunun dava dilekçesinde bildirildiği üzere davalı şirkete temsil kayyımı atanması talebini oluşturduğu bu kapsamda yapılan değerlendirmede; davalı şirketin müdürü ...'in görev süresinin 24/06/2020 tarihinde sona erdiği, şirketin temsil organında yoksun kaldığı, İzmir ... ATM'nin ... esas sayılı aynı zamanda şirket aleyhine açılan davada şirketin temsilinin gerektiği, bu yönüyle temsil kayyımı atanmasının yasal gereklilik olduğu ve temsil kayyımı atanması talebinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davalı ... kendisinin kayyım olarak atanmasını talep etmiş ise de şirketin diğer ortağı davacı ile aralarındaki husumet ve ...'in İzmir ... ATM'nin ... esas sayılı davasında şirket yanında davalı olduğu dikkate alındığında davalı ...'...
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olayda özel denetçi atanması şartlarının oluşup oluşmadığı değerlendirildiğinde; Davacının 08/09/2022 tarihli genel kurulda özel denetçi atanması için talepte bulunduğu, davacının özel denetçi atanması talebinin 660 olumlu oya karşılık 2340 olumsuz oyla oy çokluğuyla reddedildiği, davacının davasını TTK 439.maddesinde belirtilen üç aylık sürenin bitiminden sonra 09/12/2022 tarihinde açtığı anlaşılmakla davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığı kanaatine varılarak talebin hak düşürücü süre nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Yine 24/03/2021 tarihli ara karar ile," Davanın konusu genel kurul toplantısında alınan kararların iptali davası olup bu dava ile şirkete tedbiren kayyum atanması talebi arasında bir ilinti olmadığından tedbiren kayyum atanması talebinin reddine, -Davacı vekilinin dava dilekçesinde talep etmiş olduğu, genel kurul toplantısında alınan kararlara uyulmamasının tedbiren durdurulması talebinin ibraz edilen deliller ile davacının davasında haklı olduğu yaklaşık ispat kuralı uyarınca bu aşamada ispat edilemediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine," şeklinde karar verilmiştir....
Yine 24/03/2021 tarihli ara karar ile," Davanın konusu genel kurul toplantısında alınan kararların iptali davası olup bu dava ile şirkete tedbiren kayyum atanması talebi arasında bir ilinti olmadığından tedbiren kayyum atanması talebinin reddine, -Davacı vekilinin dava dilekçesinde talep etmiş olduğu, genel kurul toplantısında alınan kararlara uyulmamasının tedbiren durdurulması talebinin ibraz edilen deliller ile davacının davasında haklı olduğu yaklaşık ispat kuralı uyarınca bu aşamada ispat edilemediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine," şeklinde karar verilmiştir....
MAHKEMENİN GEREKÇESİ: Dava, anonim şirkete özel denetçi atanması talebine yöneliktir. Dava dilekçesi, şirketin ticaret sicil kaydı ile tüm dosya kapsamı dikkate alındığında; Davacı, eldeki dava ile anonim şirkete özel denetçi atanması talebinde bulunmuş olup, yapılan araştırma ve inceleme neticesinde; şirketin 22.12.2023 tarihinde yapılan 2022 Yılı Olağan Genel Kurul toplantısının 9. gündem maddesinde "Şirketin son beş yıllık faaliyet dönemine ilişkin hesap ve defterlerin incelenmesi adına Şirkete özel denetçi atanması hususunun görüşülmesi ve bu hususta karar alınmasına ilişkin gündem maddesinin görüşülmesine geçildi....
Dava dilekçesinde, nerede olduğu, yaşayıp yaşamadığı ve mirasçısı olup olmadığı belirlenemeyen malikin hak ve menfaatlerinin korunması bakımından 3561 sayılı Kanun'nun 2. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'nun 427. maddesi gereğince taşınmaz malın kayyım marifeti ile idaresinin sağlanabilmesi için yönetim kayyımı atanması talep edilmesi nedeniyle, 3561 sayılı yasa uyarınca mahallin en büyük mal memurunun yönetim kayyımı olarak atanması gerekirken, T3 T3 kayyım olarak atanması doğru olmadığından ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM :YUKARIDA AÇIKLANAN GEREKÇELERLE 1- Kayyım vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Aliağa Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 16/04/2019 tarih 2019/90 Esas 2019/219 Karar sayılı kararının HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- Davanın KABULÜ ile, Aliağa 1....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/697 KARAR NO : 2021/934 DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) DAVA TARİHİ : 20/10/2021 KARAR TARİHİ : 29/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili 20/10/2021 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin derdest ---sayılı dosyasında kendilerine verilen yetki gereğince kayyım atanması için dava zarureti doğduğunu, şirketin hisselerine dair--kaydını ekte sunduklarını, ortaklar arasında herhangi bir itiraz olmadığını, şirket vekaletinin kendisine tüm ortakların kararı ile verildiğini,---hiç bir gelirinin kesinlikle olmadığı gibi, dava masraflarını da belirttikleri üzere şirket ortağı ... tarafından şahsen karşılandığını, mahkemece uygun görülürse hiç bir ücret talep etmeden bu işlerde tecrübeli olan --- ücret takdirine gerek olmadan kayyım tayin edilmesini talep ettiklerini belirterek---- kayyımı olarak...
Maddesi gereğince kayyım atanması gerektiği, ancak bu davada şirketin temsil edilmesi mümkün olmasa da şirketin diğer ortağının taraf gösterilerek, açıkça bu şirkete kayyım atanmasının talep edilmesi gerektiği halde, davanın hasımsız olarak açıldığı tespit edilmiştir. Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda;Davacı tarafından dava dışı şirkete temsil kayyum atanmasına ilişkin işbu davada, davalı tarafta kayyum atanması istenilen şirket veya diğer şirket ortaklarının taraf olarak göstermediği anlaşılmakla, hasımsız olarak açılan davada kararın infazının sağlanması mümkün bulunmadığı tespit edilmekle 6100 sayılı HMK.nın 114/1-d ve 115/2. Maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle usul yönünden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....