Mahkemece tenfizi istenen kararın tenfize elverişli olduğu ve temyiz koşullarının bulunduğu gerekçesiyle yabacı mahkeme kararının tenfizine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle tebliğ işleminde usulsüzlük bulunmamasına, davalının ödemeyi usulüne uygun delillerle kanıtlayamamış olmasına, yabancı mahkeme kararının tenfizi için gerekli koşullarının oluştuğunun kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 24.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davacı, kardeşi hakkında Tongoren bölgesince verilen gaiplik kararının, versat ilamı alabilmek, gayrimenkuller üzerinde işlem yapabilmek, bankadaki hesabından aktarma işlemi yapabilmek için tenfizi isteminde bulunmuştur. Buna göre MÖHUK'un 51. maddesi uyarınca uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.'nın 22. ve 23. maddeleri gereğince İzmir 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde vasiyetnamenin tenfizi ve tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, vasiyetnamenin tenfizi ile davacı adına tapuya kayıt ve tescili talep edilmiştir. Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş, mahkemece yetki itirazı kabul edilmeyerek davanın kabulüne karar verilmiştir.Vasiyetnamenin yerine getirilmesine yönelik davaya miras bırakının yerleşim yeri mahkemesinde bakılması gerekir. Bu yetki kesindir. Yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması da zorunludur (TMK.m.576, HUMK. 1.md.) Vasiyetname, ... Noterliğinde düzenlenmiştir. Adres olarak da Ankara gösterilmiştir....
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve tenfizi istenen kararı, yerel mahkemenin kararının bozulması mahiyetinde olup, tenfizi mümkün bir karar bulunmamasına göre davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK’nın 442. maddesi gereğince REDDİNE, alınması gereken 52,40 TL karar düzeltme harcı peşin ödenmiş olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına, 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK'nın 442/3. maddesi hükmü uyarınca, takdiren 228,00 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyenden alınarak gelir kaydedilmesine, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tenfizi istenen mahkeme kararı belirli bir alacağın tahsiline yönelik olduğundan dava nispi harca tabidir. O halde tenfizi istenen kararda hükmedilen alacak miktarı üzerinden Harçlar Kanunu'na göre nispi karar ve ilam harcı alınması gerekirken maktu harca hükmedilmesinde isabet görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, tenfizi talep olunan yabancı ülke tahkim kararının apostille şerhli kesinleşmiş aslı ve noter tercümesi ile tüm dosya kapsamına binaen; tenfizi talep olunan yabancı tahkim ilamının ülkemiz kamu düzenine aykırı bir yönünün bulunmadığı, yabancı mahkeme tarafından dava dilekçesi ve kararının davalıya tebliğ usulünün Türk kamu düzenine aykırı bulunmadığı, yargılama sırasında tenfizi talep olunan ülkenin usül hükümlerinin uygulanmasının doğal ve yargılama safhasında adil yargılama hakkının ihlal edilmediği, usulüne uygun kesinleştiği ve 5718 Sayılı Kanunu'nun 54. maddesinde belirtilen tüm tenfiz şartlarının gerçekleşmiş olduğu anlaşılmakla aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir....
Vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) davasının görülebilmesi için, vasiyetnamenin açılıp okunmasından sonra itiraza uğramaması veya itiraz edilmiş ise buna ilişkin vasiyetnamenin iptali veya tenkisine yönelik davaların kesinleşmesi gerekir. Bu nedenle, aynı dava dosyası içinde hem vasiyetnamenin iptali veya tenkisi ile birlikte vasiyetnamenin tenfizi davasının birlikte görülmesi mümkün değildir. ( Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/1595 Esas 2013/5942 Karar ) İlk derece mahkemesince, vasiyetnamenin tenfizi talepli ile açılan davanın vasiyetnamenin iptali davası kesinleştikten sonra görülebileceği gözetilerek tenfiz talebine yönelik davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi, vasiyetnamenin iptali talebi ile açılan dava hakkında karar verilerek bu karar kesinleştikten sonra vasiyetnamenin tenfizi davasına devam edilmesi gerekir....
(YİBGK 10.2.2012 gün 2010//1- 2012/1 sayılı kararından) Bölge Adliye Mahkemesinin kararında da açıkça belirtildiği üzere tanınması ve tenfizi istenen Batum Şehir Mahkemesinin D.No:2- 566/15 sayılı dosyasında DNA incelemesi yapılmadığı, bu durumun açıkça kamu düzenine aykırı olduğu anlaşılmaktadır. Yine Bölge Adliye Mahkemesinin kararında atıf yapılan Yargıtay 8 Hukuk Dairesinin 09/11/2017 tarih, 2017/6033 Esas tarihli ilamında da işaret edildiği üzere, tenfizi istenen yabancı mahkeme ilamında DNA incelemesi yapılmamasının açıkça Türk kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği bu nedenle tanıma veya tenfizinin mümkün olmadığı, davanın reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Dava, vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Gerede Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/116 Esas. 2006/321 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; Üsküdar 6.Noterliğinin 26/11/1997 tarih ve 36338 sayılı Hafize Şimşek'in vasiyetnamesinin açılıp okunduğunun tespitine, şeklinde karar verildiği, verilen bu kararın tarafların temyiz etmemesi üzerine 06/07/2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Vasiyetnamenin açılması ve mirasın kazanılması TMK'nın 596. maddesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre vasiyet alacaklısının vasiyetin açılmasından sonra vasiyetnamenin tenfizi isteminde bulunma hakkı doğmaktadır. Yapılan incelemede TMK'nın 559. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürelerde açılan ölüme bağlı tasarrufun iptali davasının da bulunmadığı anlaşılmıştır....
Dava, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 60-63. maddeleri arasında yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi düzenlenmiştir. Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası antlaşmalar kapsamında bulunmayan uyuşmazlıklarda adı geçen kanun hükümlerinin uygulanması söz konusu olmakla birlikte, “Türkiye’de Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki 10 Haziran 1958 tarihli New York Sözleşmesi” 08.05.1991 tarih ve 3731 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olduğundan ve yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde, bu sözleşme hükümlerinin öncelikle uygulanması gerekli olduğundan, MÖHUK kapsamına giren hakem kararlarının alanı oldukça daralmıştır....