"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 17/07/2008 gününde verilen dilekçe ile yabancı ülke mahkemesi kararının tenfizi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 03/02/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ile davalı ... vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ...'ün tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince: Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir....
Dava; vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; muris A. F. in, adına kayıtlı taşınmazları 15.07.2003 tarihli vasiyetname ile davacılar ve bir kısım davalılar adına vasiyet ettiği, A. F. 'in ölümünden sonra vasiyetnamenin açılıp okunduğu, vasiyetnameye ve davaya konu taşınmazların, 04.02.2008 tarihinde murisin yasal mirasçıları adına intikallerinin yapıldığı, bu arada murisin oğlu olan davacı Namık adına da intikal işleminin yapıldığı, eldeki tenfiz davasının 09.06.2010 tarihinde açıldığı, vasiyetnamenin tenfizi davasının açıldığı tarih itibariyle muris adına kayıtlı taşınmaz bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu bağlamda mahkemece verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, vasiyetnamenin tenfizi (yerine getirilmesi) istemine ilişkindir. Vasiyetnamenin tenfizi davaları (tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini de kapsadığından) nisbi harca tabidir. 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun “Harcı Ödenmeyen İşlemler” başlığını taşıyan 32. maddesi; “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmünü içermektedir. Yukarıda belirtilen madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktar ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır....
Kararı, davacı vekili ile davalı şirket vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı şirket vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere mahkemece tenfizi istenilen kararın ve bu karara ilişkin dava dilekçesinin davalılara Lahey Sözleşmesi uyarınca tebliğ edildiği, ancak duruşma çağrısının posta yoluyla tebliğ olunduğu, davalıların yabancı mehkemedeki duruşmaya çağrılmamaları ve alınan gıyabi kararın tenfizine de itiraz edilmesi karşısında tenfiz şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenilen kararın posta yoluyla tebliğ edildiği, Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun biçimde tebliğ edilmemiş olan söz konusu kararın kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Yabancı bir mahkeme kararının tenfizine karar verilebilmesi için yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleşmiş olması gerekmektedir. 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri Adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Lahey Sözleşmesi'nde sözleşmeye taraf olan ülkeler arasında yapılacak tebligatların hangi makam tarafından ve hangi usul çerçevesinde yerine getirileceği belirlenmiş olup, hem ......
- K A R A R - Davacı vekili,taraflar arasında pamuk alım satımına ilişkin 10/03/2011 tarihli bir sözleşme akdedildiğini, sözleşmede uyuşmazlıkların uluslararası Pamuk Birliği Hakem Mahkemesi tarafından karara bağlanacağının kararlaştırıldığını, davalı tarafça mal bedelinin ödenmemesi ve bu suretle sözleşmenin ihlal edilmesi üzerine zararın tazmininin sağlanabilmesi için müvekkilinin tahkim başvurusunda bulunduğunu, tahkim yargılaması neticesinde müvekkilinin talebinin kabulüne ve 657.409,08 USD'nin faiz ve masraflarla birlikte müvekkiline ödenmesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, İngiltere ve Türkiye'nin Yabancı Hakem Kararlarının Tenfizi Hakkındaki New York Anlaşması'na taraf olduklarını, tahkim kararının bu anlaşma hükümlerine uygun olduğunu belirterek 06/02/2012 tarihli kesinleşmiş hakem kararının Hakem Kararlarının Tenfizi Hakkındaki New York Anlaşması'na göre aynen tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1129 Esas sayılı dosyasında vasiyetnamenin tenfizi (vasiyetname uyarınca tescil) talep edilmiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile 3.209,49 TL'nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bedel ödendiğinde mirasbırakan adına olan tapu kaydının iptali ile 3472833333/20920000000 payın davacı ... adına 17447166667/20920000000 payın elbirliği ile mülkiyet halinde davacı ve davalı adına tesciline karar verilmiştir.Karar, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 19/01/2009 tarih ve 2007/19537 E.-2009/125 K. sayılı ilamı ile; “1- ...asıl dava dosyası ile birleştirilen Kuşadası Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/1129 sayılı vasiyetnamenin tenfizi davası hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu, 2- Davalı vasiyet alacaklısı vakıf, tercihini; kendisine para ödenerek, vasiyete konu taşınmazın davacıya bırakılması şeklinde kullanmıştır....
Dava; vasiyetnameye konu taşınmazın vasiyet alacaklısı olan davacı adına intikali ile vasiyetnamenin tenfizi istemine ilişkindir. Vasiyetnamenin tenfizi davaları, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13.02.1991 gün, 648-65 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir ayni hakkın tesisi için değil, yalnızca Sulh Hukuk Mahkemesi'nce açılan vasiyetnamenin, TMK'nın 595 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tebliği işlemlerinin tamamlanmasından ve gerekli yasal sürelerin geçmesinden sonra herhangi bir itiraza uğramadığı ve iptalinin istenmediği bu nedenle de kesinleşmiş olduğunun tespiti içindir. Diğer bir anlatımla, vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyetnamenin açılıp itiraza uğramadığı veya yapılan itirazların sonuçsuz kaldığının tespitinden ibarettir. Bu tespit başlı başına ayni bir hakkın geçirimini sağlamaz. Vasiyetnamenin yerine getirilebilmesi için vasiyetnamenin açıldığının ve iptali için yasada öngörülen sürenin geçtiğinin belirlenmesi gerekir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; vasiyetnamenin tenfizi davasının süresinde açılmadığını, zamanaşamı itirazında bulunduğunu, Kastamonu 1. Noterliğinin 17/12/1992 tarihli 20924 yevmiye nolu vasiyetnamenin tarafına tebliğ edilmediğini, bu nedenle kabul etmediğini, tebliğ edildiğinde ayrıca beyanda bulunacağını, vasiyetnamenin iptali davası açma hakkını saklı tuttuğunu, açılan davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, kabul etmediğini, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile; müteveffaya ait düzenleme şeklinde vasiyetnamenin tenfizi ile, bilirkişi raporlarında belirtilen taşınmazların davacılar adına 1/2 hisse oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, vasiyetnamenin tenfizi ve vasiyetnamede bahsi geçen taşınmazların davacılar adına yine vasiyetnamede belirtilen oranlarda tescili talebine ilişkindir....
Asıl ve birleşen dosyalarda davalı vekili, davacının yabancı olduğunu, davacının teminat göstermesinin gerektiğini, 5718 sayılı Kanun’un 54-c maddesine göre “hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması” gerektiğini, asıl ve birleşen davada tenfizi istenen hükmün ..... Mahkemesinin yaptığı yargılamadan doğan ve verilen red kararının itirazını inceleyen .......