Asıl dava, T.M.K.’nın 166/1. maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasıdır. Birleşen dava, hakimin evliliğe müdahalesi kapsamında kadına ayrı yaşama hakkı verilmesi ve TMK 197.madde gereğince önlem nafakası davasıdır. Dosya kapsamına göre, tarafların 06.05.2014 tarihinde evlendikleri, müşterek çocuklarının olmadığı görülmüştür. İlk derece mahkemesince kadının ağır kusurlu olduğu belirtilmiş ancak erkeğe kusur verilmediği dikkate alındığında ilk derece mahkemesince kadının tam kusurlu erkeğin kusursuz olduğu kabul edilerek asıl davanın kabulüne karar verilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/10/2018 NUMARASI : 2018/528 ESAS 2018/108 KARAR DAVA KONUSU : Tedbir Nafakası KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı davalı asıl tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla HMK’nın 353. maddesi gereğince duruşma yapılmadan incelenmesine karar verilerek HMK’nın 355. maddesi gereğincede; istinaf dilekçesinde yazılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak dosya incelendi, TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı asıl 29.05.2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; kendisi ve müşterek çocuk lehine aylık 1.000'er TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı asıl cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini savunmuştur....
Somut olayda; ayrı yerlerde açılan davaların; evlilik birliğinin korunması hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 197.maddesine göre açılan tedbir nafakası davası ile boşanma hükümlerine dayalı olarak TMK.nun 166. maddesine göre açılan boşanma davasından ibaret olduğu, buna göre davaların aynı sebepten doğmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, taraflar arasında boşanma davası olsun yahut olmasın, eşler evlilik birliğinin ayrı bir dava ile korunmasını isteyebilir (TMK. md 195-201). Diğer bir anlatımla, tedbir nafakası isteğinin boşanma davasında istenilmesini zorunlu kılan bir hüküm yasada yer almamaktadır. Bu durumda, davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunmadığı da ortadadır. Hal böyle olunca mahkemece, davanın esasına girilerek ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Dairemizin 10/12/2018 tarih, 2018/3595 esas ve 2018/14175 karar sayılı kararında "Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, özellikle boşanma davasından bağımsız açılan birleşen tedbir nafakası davasında kendisi için istedği tedbir nafakası (TMK m. 197) talebinin de kabulü gerekirken; reddine karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir" yazılacak iken sehven "Temyiz ilamında bildirilen gerektirici sebeplere, özellikle boşanma davasından bağımsız açılan birleşen tedbir nafakası davasında kendisi için istedği tedbir nafakası (TMK m. 197) talebinin de kabulü gerekirken; karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi isabetsiz olmuş, bozmayı gerektirmiştir" yazılmasının maddi hata olduğunun anlaşılmasına göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440.maddesinde sayılan sebeplerden hiçbirine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı kanunun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından...
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince tarafların TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile davacı-karşı davalı kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminata karar verilmiş, davacı-karşı davalı kadın tarafından, nafakalar yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurması üzerine Dairemizin 2015/23246 esas, 2017/2550 karar sayılı kararı ile Nüfus Hizmetleri Kanunununa muhalefet nedeniyle bozma kararı verilmiş, ilk derece mahkemesince bozma sonrası, tarafların TMK 166/1 maddesine dayalı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulü ile davacı-karşı davalı kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminata karar verilmiş, hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından nafakaların miktarları, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının kabul edilen boşanma...
ın karar tarihinden sonra 15.02.2017 tarihinde ergin olduğunun anlaşılmasına göre davacı-davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Ayrı yaşamada haklı olan davacı-davalı kadının bağımsız tedbir nafakası davasının kabulü ile kadına boşanma davasında hükmedilen tedbir nafakası (TMK m. 169) ile mükerrer olmayacak şekilde uygun miktarda tedbir nafakası takdir edilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir (TMK m. 197) 3-Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. (TMK m.175) Toplanan delillerle, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir....
Asıl dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma, karşı dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'ilerine, birleşen dava ise tedbir nafakası talebine ilişkindir. 1- Davalı-karşı davacı kadının asıl dava ve karşı davaya yönelik istinaf itirazlarının incelenmesinde; Dava dosyası içeriğine ve dosyadaki yazılara göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın ret gerekçesinin doğru olduğu, davalı tanıkları, erkeğin birlik görevlerini yapmadığını beyan etmiş iseler de, davalı-karşı davacı kadının boşanma dava dilekçesinde bu vakıaya dayanmadığı, bu durumda davalı-karşı davacının davasını ispat edemediği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, davacı-karşı davalının davasında, davalı-karşı davacının ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, davalı-karşı davacının boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, ilk derece mahkemesi kararında...
ın diğer tanıkların beyanları ile çelişkili beyanına itibar edilmediğini, davalı kocanın başka kadınlarla karı-koca hayatı yaşadığı iddiasının duyuma dayalı beyanlar olup; ispat edilemediğini, davacının 2012 yılından bu yana ayrı yaşamakta haklı olduğunun dosya kapsamındaki deliller ile ispat edilemediğini, evden ilk ayrıldığında haklı sebebi olsa bile bu durumun davacı kadına ilelebet ayrı yaşama hakkı tanımayacağını, eş ve özellikle anne olarak üzerine düşen sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınamayacağını, TMK.197.madde uyarınca davacı kadın lehine tedbir nafakasına karar verilmesi için gerekli koşulların oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Dava, tedbir nafakası talebine ilişkindir. TMK.nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; onanmasına dair Dairemizin 02.11.2017 gün ve 2016/6609 esas, 2017/12138 karar sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; Erkek tarafından açılan boşanma davası (TMK m. 166/1-2) ile kadın tarafından açılan bağımsız tedbir nafakası davasının (TMK m. 197) birleştirilerek yapılan yargılaması sonunda mahkemece erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiş, verilen bu karara davalı-davacı kadın tarafından boşanma davası ve ferileri ile tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 02.11.2017 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir. Davalı-davacı kadın tarafından süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/02/2022 NUMARASI : 2021/629 ESAS 2022/77 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; TMK.'nun 197. maddesine dayalı tedbir nafakası istemine ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; tarafların, 28/07/1989 tarihinde resimi olarak evlendikleri, üç ergin müşterek çocuklarının olduğu, davacı kadın tarafından TMK.'nun 197....