Adalet Komisyonu'nun 55. madde gerekçesine göre; “sosyal güvenlik ödemelerinin, denkleştirme (indirim) işlevi görebilmesi, onun sorumluluğu doğuran olaya sebebiyet verenlere rücu edilebilmesine bağlıdır. Bu kural gereği, rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri; teknik arıza, tam kaçınılmazlık hallerindeki ödemeler, bu tazminatlardan indirilemez. Bağlanan gelirlerin, işçinin kusuru ve kaçınılmazlık gibi nedenlerle rücu edilemeyen kısmı da indirilemez. Bir kısmı rücu edilemeyen miktar dahi denkleştirilemeyeceği gibi, zarar görenin kusuruna (müterafik kusura) yansıyan sosyal güvenlik ödemeleri, tahsis tarihinden sonra meydana gelen sosyal güvenlik ödemelerindeki artışlar, kısmi kaçınılmazlık ve teknik arıza halindeki ödemeler ve benzerleri rücu edilemediğinden bu miktarlar dahi denkleştirilemez.” Öte yandan, 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiştir....
Aşağıdaki gerekçele ile Sayın çoğunluk görüşüne iştirak edilmemiştir. Sosyal Güvenlik hukukunun kapsamı, Kurumu'nun prim alacağının hukuki niteliği, uyuşmazlığın çözümünde uygulanacak yasa hükümleri, zamanaşımının başlangıç tarihinin hangi tarih olacağı noktasında Sayın çoğunlukla görüş ayrılığına düşülmüştür. Sayın çoğunluk onama görüşünü; kanunların geriye yürümeyeceği ilkesinden hareketle oluşturmuş; 506 sayılı Kanun'un 80. maddesindeki düzenleme kapsamında prim borcunun ait olduğu ayı takip eden ayın sonunda muaccel hale geleceğinden bahisle zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren başlayarak dava konusu prim alacağının zamanaşımına uğradığı yönündeki mahkeme hükmünü onamıştır. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle sosyal güvenlik hukukunun, kamu hukuku mu, yoksa özel hukuk alanına mı girdiği ve primin hukuki niteliğinin ne olduğu hususlarının tespit edilmesi gerekmektedir. Sosyal güvenlik hukuku çerçevesinde oluşturulan sigortalılık ilişkisi bir kamu hukuku ilişkisidir....
Mahkemesi BİRLEŞEN DAVA : MAHKEMESİ : ... 4. ... MAHKEMESİ Asıl ve birleşen davada taraflar arasındaki işkolu tespitine itiraz davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararın asıl ve birleşen davanın davacıları tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davanın davacıları tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1.Asıl davada davacı ... Sendikası vekili dava dilekçesinde; Aile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, 23.12.2021 tarihli ve 31698 sayılı Resmî Gazete'de yayımladığı 2021/165 sayılı kararında ......
İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz. (3) İşkolu değişikliği yürürlükteki toplu ... sözleşmesini etkilemez.” 5. 19.12.2012 tarihli ve 28502 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren İşkolları Yönetmeliği’nin 4 üncü maddesinin birinci fıkrası da şu şekildedir: “(1) Bir işyerinin hangi işkoluna girdiği konusunda anlaşmazlık çıkması halinde, ilgililerin başvurusu üzerine, işkolu, o işyerinde yürütülen işin niteliğine göre Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca belirlenir. Bakanlık tespit ile ilgili kararını Resmî Gazete’de yayımlar. Bu tespite karşı ilgililer, Sendikalar ve Toplu ......
Müdürlük ve bağlı işyerlerinde çalışan işçiler adına bankacılık İşkolunda kurulu Öz Flnans-İş Sendikası İle imzalanmış ve yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin de bulunduğunun yine müfettişlerce tespit edildiğini, söz konusu dava ile ilgili en önemli hususun alt işveren İlişkisinin bulunup bulunmadığı olduğunu, güvenlik görevlilerinin alt İşveren ilişkisi dışında doğrudan asıl işverene bağlı olarak çalıştırıldıkları durumlarda asıl işverenin girdiği İşkoluna bakılmaksızın 19 nolu işkolunda tescil edileceklerini, fakat söz konusu dava da asıl-alt işveren ilişkisinin olduğunu ve bu hususun müfettiş raporlarınca da tespit edildiğini, bu durumda da güvenlik görevlilerinin 19 nolu işkoluna tescil edilmelerinin söz konusu olmayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....
XVII No.2 (2020). s: 665 vd., Aydın, Ufuk (2017), Yargıtay'ın İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Kararlarının Değerlendirilmesi Semineri 2015-İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Derneği, ...: ... Yayıncılık, s. 557- 868). 6.Maddi hukukta iş kazası ve meslek hastalığı kavramının iki boyutu ele alınmaktadır: İlk olarak ikili ilişkinin tarafları arasında meselenin iş hukuku ve iş sözleşmesi boyutudur. İkinci olarak ise denetleme ve gözetleme yükümlülüğü çerçevesinde sosyal güvenlik hukuku bakımından konu ele alınmaktadır. Türk hukukunda TBK, İş Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu başta olmak üzere pek çok hukuki düzenlemede işçinin, işveren tarafından korunması ve gözetilmesine ilişkin hükümler kabul edilmiştir. İş Sağlığı ve İş Güvenliği hükümlerinin de doğrudan uygulanan kurallar olduğu unutulmamalıdır. 7.Türk Sosyal Güvenlik mevzuatına göre sözleşme ile kayıt ettirilmeyen ve sigorta ettirilmeyen bir çalışanın meydana gelen kaza sonrasında ......
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Sosyal güvenlik hukuku ile ilgili tespit davaları İLK DERECE MAHKEMESİ : ... İş Mahkemesi Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı, 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı Yasa'nın 8.maddesi ile değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi gereğince Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 30/01/2019 gün ve 2019/1 sayılı kararı ile belirlenmiştir. İnceleme konusu karar, işçilik alacağına ilişkin olup, belirgin şekilde Dairemizin iş bölümü alanı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının 23/07/2016 tarih ve 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/2. maddesi gereğince Yargıtay 22. Hukuk Dairesi'ne GÖNDERİLMESİNE, 09.10.2019 gününde oybirliği ile karar verildi....
Gelinen noktada sosyal güvenlik destek primi ve yaşlılık aylığı ile ilgili yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar bulunmaktadır. 31. 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 14. maddesinin 1. fıkrasında; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi veya sigortalı olanlar, vazife malûllüğü, malullük ve yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlar ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında; bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya başlayanlar hariç olmak üzere sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilir…” yönünde düzenleme bulunmaktadır. 32. Bu durumda dava konusu uyuşmazlık 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanun (506 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanması gerekecektir. 33....
Gelinen noktada sosyal güvenlik destek primi ve yaşlılık aylığı ile ilgili yasal düzenlemelerin açıklanmasında yarar bulunmaktadır. 31. 1 Ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun geçici 14. maddesinin 1. fıkrasında; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçi veya sigortalı olanlar, vazife malûllüğü, malullük ve yaşlılık veya emekli aylığı bağlananlar ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaya devam edenler hakkında; bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında çalışmaya başlayanlar hariç olmak üzere sosyal güvenlik destek primine tabi olma bakımından bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edilir…” yönünde düzenleme bulunmaktadır. 32. Bu durumda dava konusu uyuşmazlık 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanun (506 sayılı Kanun) hükümlerinin uygulanması gerekecektir. 33....
Müdürlük ve bağlı işyerlerinde çalışan işçiler adına bankacılık İşkolunda kurulu Öz Flnans-İş Sendikası İle imzalanmış ve yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin de bulunduğunun yine müfettişlerce tespit edildiğini, söz konusu dava ile ilgili en önemli hususun alt işveren İlişkisinin bulunup bulunmadığı olduğunu, güvenlik görevlilerinin alt İşveren ilişkisi dışında doğrudan asıl işverene bağlı olarak çalıştırıldıkları durumlarda asıl işverenin girdiği İşkoluna bakılmaksızın 19 nolu işkolunda tescil edileceklerini, fakat söz konusu dava da asıl-alt işveren ilişkisinin olduğunu ve bu hususun müfettiş raporlarınca da tespit edildiğini, bu durumda da güvenlik görevlilerinin 19 nolu işkoluna tescil edilmelerinin söz konusu olmayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....