Somut olayda; yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların sosyal- ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, yaşı küçük çocuğun ihtiyaçları, önceki iştirak nafakasının üzerinden geçen süreç, bu süreçteki TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince aylık 250 TL iştirak nafakasının aylık 750 TL artırımı ile aylık 1.000 TL'ye çıkartılmasının miktar itibariyle fazla olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının iştirak nafakasının artırımı talebinin tam kabulü yönünden tüm sonuçları ile kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2 m. sine göre bu konuda yeniden düzenleme yapmak gerektiğinden, iştirak nafakası artırımı talebinin kısmen kabulü ile, ortak çocuk Yağmur İlke yararına daha önce hükmedilen aylık 250 TL iştirak nafakasının takdiren aylık 350 TL artırımı ile aylık 600 TL'ye çıkartılmasına oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Kemik kırığına neden olacak yaralama suçundan verilen hükümde kem,k kırığı nedeni ile ceza artırımı yapılırken 5237 sayılı TCK'nin 87/3.maddesine göre ceza artırımı yapılması yerine ''kemik kırığı nedeni ile TCK'nin 87/1-d maddesinden bir kat artırılarak'' denilmesi mahallinde düzeltilebilecek maddi hata olarak kabul edilmiştir. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanığın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün isteme uygun ONANMASINA 08.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı Kurumun, sözleşmesinin değiştirilmesine Sanayi ve Ticaret Bakanlığının 16.7.1990 günlü oluru ile izin verildiği, sermaye artırımı için genel kurul toplantısını 19.7.1990 gününde yaptığı ve bu konudaki ticaret mahkemesi kararının 24.6.1990 tarihini taşıdığı, 20.8.1990 günlü Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde yayımlanan duyurudan anlaşılmaktadır. Diğer taraftan bu artırımın teşvik belgesini düzenleyen Devlet Planlama Teşkilatı, Teşvik ve Uygulama Başkanlığınca süre yönünden uygun bulunarak sermaye artırımı koşulunun yerine getirildiğinin belge üzerine kaydedilip onaylandığı saptanmaktadır. Bu saptamalar, sermaye artırımının belgede öngörülen sürede gerçekleştirildiğini gösterdiğinden, sermaye artırımının süresinden sonra yapıldığı yönündeki iddia, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir....
Ltd.Şti. vekili, şirketin borca batık durumda olduğunu, hakediş alacağı ve sermaye artırımı ile mali durumunu iyileştirebileceğini ileri sürerek iflasın ertelenmesi talebinde bulunmuş, mahkemece iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı gerekçesiyle iflasa karar verilmiş, bu karar Dairemizce incelemenin yetersiz olduğu belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yaptırılan bilirkişi incelemesinde şirketin sermaye artırımı sonucu borca batık olmaktan kurtulduğu, ancak talep tarihi itibariyle borca batık olduğu, iyileştirme ümidinin bulunduğu gerekçesiyle iflasın 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiş, hüküm erteleme talebinde bulunan şirket tarafından temyiz edilmiştir. İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için erteleme talebinde bulunan sermaye şirketinin borca batık durumda olması gerekir....
nin sermaye artırımının dış kaynaklı bir sermaye artırımı şeklinde icra edilmiş olduğu ancak iç kaynaklı sermaye artırımı gibi gösterilmiş olduğunun tespit olunduğu, dava dışı şirket tarafından davalı şirkete yapılan ödemeden karşılanması ön görülmek suretiyle şirkette pay sahibi olan ortakların ve bu arada azlık pay sahibi konumundaki davacının müktesep hakları olan rüçhan haklarını kullanmalarının kısıtlanarak rüçhan hakkı kullanımı da engellenmek suretiyle payının % 3,42'ye düşürüldüğü gerekçesiyle dava konusu genel kurul kararının 2 no'lu kararının iptaline karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. İstinaf mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili temyiz etmiştir....
Bilirkişiler 05/09/2023 Tarihli raporunda; Davacının, 7326 sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamında, kurumlar vergisi yönünden matrah artırımı, KDV yönünden ise vergi artırımında bulunduğu, ----------- düzenlenen ödeme planları doğrultusunda, 30.11.2021 tarihinde, 3.028,80 TL ve 36.855,52 TL olan matrah ve vergi arttırımı yapılandırma 2. taksit ödemeleri için -------- ------ yazılı talimat ile ödeme talebinde bulunduğu, davacının hesabında yeterli miktarda paranın bulunmasına rağmen Bankaca davacının talimatının gereğinin yerine getirilmediği vevergi ödemeleri ikinci taksitlerin ödemesinin zamanında yapılamaması nedeniyle davacının vergi yapılandırmasının iptal edildiği ve 7326 sayılı Kanunun 9/6. maddesi uyarınca matrah artırımı ile vergi artırımı hükümlerinden yararlanma hakkını kaybettiği, Davacının 7326 sayılı Kanunun 9/6. maddesi uyarınca matrah artırımı ve vergi artırımı hükümlerinden yararlanma hakkını kaybetmesinde; davalı----------- kusurunun, ihmalinin ve sorumluluğunun bulunduğu...
Aile Mahkemesinin 2017/169 Esas 2017/1124 karar sayılı ilamıyla kendi lehine hükmedilen aylık 250 TL yoksulluk nafakasının aylık 250 TL artırımı, müşterek çocuklar için 200'er TL takdir edilen iştirak nafakasının ise 200'er TL artırımı talep edilmiştir. Dava tarihi itibariyle boşanma ve ferileri kesinleşmediğinden ilk derece mahkemesince dava tedbir nafakasının artırımı olarak nitelendirilip görülmüştür. Mahkeme tarafından çocuklara hükmedilen tedbir nafakası aylık15'er TL, kadına hükmedilen tedbir nafakası ise aylık 25 TL arttırılmıştır. Kabul edilen tedbir nafakası arttırım miktarı yıllık 5.880,00 TL nin altında olduğundan karar davalı açısından HMK'nın 341/4. maddesi hükmü gereği kesin niteliktedir. HMK'nın 346. maddesi gereğince kesin olan karara karşı istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352. madde gereğince Bölge Adliye mahkemesince de istinaf isteminin reddine karar verilebilir....
DAVA TÜRÜ :Boşanma - Nafaka Artırımı Taraflar arasındaki "boşanma" ve "nafaka artırımı" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 103.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.02.2013 (Çar.) .......
sayılı kararının; sermaye artırımı işleminin serbest bölge dışında yer alan noterlikçe gerçekleştirildiği; bu nedenle, 3218 sayılı Kanunun olaya uygulanamayacağı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir. Tetkik Hakimi ...'in Düşüncesi : Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığın, serbest bölgede faaliyette bulunan davacı şirketçe gerçekleştirilen sermaye artırımı işleminin damga vergisine tabi tutulmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanununun 6'ncı maddesi incelendiğinde, vergiyi doğuran olayın bu bölgelerde gerçekleşmesi şartıyla muafiyet tanınacağı sonucuna varılmaktadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Artırımı - Boşanma Taraflar arasındaki "nafaka artırımı" ve boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, kadının nafaka davası, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 79.50 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23.10.2012 (Salı)...