Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış nafakanın arttırımı istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararda usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davacı kadının tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Mahkemelerinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile "matrah arttırımı koşulları oluştuğu ve davacının matrah arttırımından yararlandırılması gerektiği halde ilk taksidi ödenmiş olan matrah arttırımının iptali yönünde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından davanın kabulüne" karar verildiğinden, matrah arttırımının hukuka uygun olduğu, hukuka uygun bir matrah arttırımının mevcudiyeti halinde vergi incelemesi yapılamayacağı, ayrıca 7143 sayılı Kanun ve Kanunun uygulanmasına ilişkin tebliğde, inceleme sonucu bulunan matrah farkı ile yükümlünün arttırdığı matrah birlikte değerlendirilerek işlem yapılması gerekmekte iken, davacının yaptığı matrah arttırımı gözardı edildiği dikkate alındığında cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne, cezalı tarhiyatın kaldırılmasına karar verilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...tarafların yaptırılan ekonomik ve sosyal durum araştırma sonuçlarına, gelir durumlarına, sosyal durumlarına göre mevcut nafakanın makul bir miktar olduğu, yeniden nafaka arttırımı yapılsa dahi daha fazla olamayacağı kabul edilerek davacının davasının reddine." karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış yoksulluk nafakasının arttırımı istemine ilişkindir....

    Bu itibarla kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bozma sebebi ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3/2 maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK'un 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Sermaye arttırımı için taşınmazın değer tesbiti istemine ilişkin olarak açılan davada ... Asliye Ticaret ve .... Asliye Hukuk (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacı şirketin sermaye arttırımı yapacağını ve sermayenin ''.......

        Sermaye arttırımı kararı sonrası davalının 129.300 TL sermaye borcunun doğduğu taraflar arasında uyuşmalık dışı olup, davacı şirketin kendi ticari defter ve kayıtlarına göre davalı 2004 yılında 27.750 TL, 2005 yılında 84.326 TL olmak üzere toplam 112.076 TL sermaye ödemesi yapmasına rağmen davacı şirket tarafından 2011 yılında 129.300 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatılmıştır. Davacının kendi kayıtları ile dahi takip tarihi itibariyle davalının borcu 17.224 TL olduğu halde takipten önce yapılan ödemeler düşülmeksizin tüm sermaye borcu üzerinden takip başlatmasında davacı şirket kötüniyetli olup takipten önce yapılan ödemelerin toplamı üzerinden davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmolunması gerekirken davacının sadece 32.325 TL tutarındaki takip için kötüniyetli olduğu kabul edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

          Bu itibarla kıdem tazminatı dışındaki alacaklar bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Davacı dava dilekçesinde 500 TL. işe başlatmama tazminatı ile 500 TL. boşta geçen süre ücreti talep etmiş olup, 03.11.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle bu taleplerinden işe başlatmama tazminatını 18.355,05 TL. ve boşta geçen süre ücreti alacağını ise 11.005,16 TL. olarak artırmıştır. Bu nedenle mahkemece usulüne uygun olarak harçlandırılmış ıslah dilekçesi de dikkate alınarak faiz başlangıcı yönünden dava tarihi ve ıslah(talep arttırımı) tarihi ayrımı yapılmaksızın faize hükmedilmesi hatalıdır. 3- İşe iade davası ile tespit edilen en çok dört aya kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer haklar için de 4857 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde sözü edilen özel faiz türü uygulanmalıdır....

            Elektrik A.Ş. tarafından kamulaştırılması sonucunda taşınmaz malikinin açmış bulunduğu bedel arttırımı davasında taşınmazın arsa vasfında olduğunun tespit edildiği ve mahkemenin 2002/11 Esas-2003/291 Karar sayılı kararının 26.08.2003 günü kesinleştiği, davalı vekilinin karar düzeltme istemi üzerine yapılan inceleme ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığından Dairemizin 03.05.2010 günlü 2010/4442 Esas-2010/6734 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına, Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 07.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi...

              Bu nedenle; 1-Dava konusu edilen ... parsel nolu taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle adli yargı mercilerinde bu davadan sonra, idari yargı mercilerinde ise bu davadan önce veya sonra açılmış dava (kamulaştırmanın iptali, bedel arttırımı ya da indirimine ilişkin) bulunup bulunmadığı, varsa sonuçlanıp sonuçlanmadığı hususunun davacı idareden ve ilgili mahkemesinden sorulup belgelerinin ve alınacak cevap yazılarının temin edilmesinden, 2-Dava konusu taşınmazın kamulaştırılması nedeniyle davacı idarece bankaya yatırılan çekişmesiz kamulaştırma bedelinin davalının kendisi veya yetkili temsilcisine hangi tarihte ödendiğinin davacı idareden ve ilgili bankadan sorularak alınacak cevap yazılarının dosya içerisine konulmasından, Sonra istenilen hususların yerine getirildiğinin mahkeme hakimince bizzat denetlenmesi ve dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için mahkemesine bir kez daha GERİ ÇEVRİLMESİNE, 05.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik 27. maddesine dayalı olarak yapılan tespitteki maddi hataların düzeltilmesi ve bedel arttırımı istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 06.06.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5766 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Yasanın 11. maddesinin (d) bendinde Yargıtay'a yapılacak temyiz başvurularında 60 YTL temyiz harcı alınmasına karşın, ayrıca alınması gereken (14,00) YTL temyiz harcının alındığına dair herhangi bir belge dosyada bulunmamaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu