Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 Sayılı Kanun'da kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak, araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir. Somut olayda davacı, davalı yüklenici şirketten bağımsız bölüm satın alan kişi olup davalı yüklenici şirket ile aralarındaki satış sözleşmesine dayanmış ise de, eldeki uyuşmazlığın çözümünde davalı yüklenicinin, diğer davalı arsa sahipleri ile düzenlemiş olduğu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki edimlerini yerine getirip getirmediği tartışılacaktır....

    Mahkemece, davalılar arasındaki 27.08.1992 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi geriye etkili olacak şekilde feshedildiğinden, davacılar feshedilen sözleşmeye dayanarak istemde bulunamayacağından bahisle dava reddedilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmiştir. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi istisna (eser) sözleşmesinin bir türüdür. Bu sözleşmeyle, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklenmektedir. Burada, bir diğerinden farklı iki ayrı hukuki müessese vardır. Bunlardan ilki, geçerliği bir şekle bağlı olmayan inşaat yapım sözleşmesi (eser sözleşmesi) “yüklenicinin borcu”, diğeri ise kamu düzeni bakımından resmi şekilde yapılmadıkça hüküm doğurmayan taşınmaz malda pay mülkiyetinin devri “arsa sahibinin borcu”dur. Bu özelliği gereği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri çift tipli karma sözleşmelerdendir....

      Noterliği'nin 26.05.2011 tarih ve 12299 yevmiye no'lu düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat yapım ve satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, davalının makul süre içinde ruhsat alamadığı gibi bu konuda bir girişiminin de bulunmadığını belirterek dava konusu arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshini ve tapudaki şerhin kaldırılmasını talep etmiş, davalı vekili ise; dava konusu arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin 8 no'lu parsele ilişkin olduğunu ancak 6 ve 7 no'lu parseller ile tevhit edildikten sonra inşaat yapılabileceğini, 7 no'lu parsel ile ilgili arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi imzaladığını ancak 6 no'lu parselin malikleri ile anlaşma zemini aranırken davacı tarafından azledilip eldeki davanın açıldığını, davacının kendisini temerrüde düşürmeden açtığı davanın hukuka aykırı olduğunu, sözleşmede belirtilen 18 aylık inşaat yapım süresinin henüz başlamadığını belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davasında ise; davacının dava konusu arsa payı...

        Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri bedel olarak taşınmaz mal mülkiyetinin geçirimi borcunu içerdiğinden, TMK'nın 706, Borçlar Kanunu'nun 213, Noterlik Kanunu'nun 60 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri uyarınca resmi şekle bağlı tutulmuştur. Başka bir anlatımla, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçerliliği, bu sözleşmelerin noterde "düzenleme" şeklinde yapılmasına bağlıdır. Öte yandan, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri eser ve satış vaadi sözleşmelerinden oluşan karma nitelikli akitlerden olup, satış vaadini (arsa payının devrini) de içerdiğinden, tek taraflı irade beyanı ile feshi mümkün değildir. Dairemizin kararlılık gösteren içtihatlarında bu tip sözleşmelerin tarafların iradelerinin birleşmesi halinde ya da haklı sebeplerin bulunması durumunda mahkemenin vereceği fesih kararı ile sona ereceği kabul edilmektedir....

        den 10/05/2017 tarihli sözleşme ile satın aldığını, ödemelerin müvekkil tarafından yapıldığını ve dairenin tapusunun da müvekkili üzerine alındığını, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu, davacıların kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile ilgili olarak tapuya şerh vermediklerini, bu durumda iyi niyeli üçüncü kişinin hakkının genel ilkeler çerçevesinde korunacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Dava; arsa sahibince yükleniciye ve yükleniciden kat irtifakı satın alınanlara karşı açılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin geriye etkili feshi ve tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Öncelikle belirtmek gerekir ki her ne kadar dava dilekçesinde açıkça sözleşmenin geriye etkili feshi talebi yer almıyor ise de; davacı tapu iptali ve tescil talep ettiğine göre sözleşmenin ayakta kalmasını istemediği hususu açıktır....

        - KARAR - Davacı yüklenici şirket vekili, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkilinin inşaatları tamamlayarak kat irtifakı kurduğunu, 26.03.2014 tarihinde iskan ruhsatlarını aldığını, sözleşme gereği tapuların iskan aşamasında devri gerekirken, davalının tapu devrine yanaşmadığını, satış sezonunun geçmesi nedeniyle zarara uğradıklarını, vergi, harç ve masraflar, inşaatın maliyet bedeli ve yüklenici kârı ile KDV'nin davalıdan tahsili gerektiğini ileri sürerek, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, şimdilik 1.230.000,00 TL'nin %18 KDV'si ve %30 yüklenici kârı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....

          Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda .../k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

            paylaşım durumuna göre yükleniciye kalan arsa payı ya da bağımsız bölüm sayısına uygulanarak yüklenicinin hak ettiği arsa payı ya da bağımsız bölümlerin yükleniciye bırakılarak, yüklenicinin hak etmediği arsa payları ve bağımsız bölümler ile üçüncü kişilerde bulunan paylara yönelik tapu iptâl ve tescile karar verilmesi gerekirken tasfiye yapılmaksızın sadece ileriye etkili fesih kararı verilmesi doğru olmamış, bozulması gerekmiştir....

              Ancak Somut olayda öncelikle kural olarak, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine dayalı tapu iptal ve tescil isteminin, sözleşmenin feshi talebini de içerdiği Yargıtay'ın yerleşik kararlarında kabul edilmiş olmakla mahkemece tapu iptali ve tescil istemine karar verilmiş olmakla davacı ile davalı yüklenici arasında yapılan Konya 2....

              Davalı arsa maliki, yüklenici şirketin inşaatı yarım bıraktığını, yüklenici şirket aleyhine akdin feshi ve alacak istemiyle dava açtığını belirterek dava ve birleşen davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı arsa maliki tarafından temyiz edilmiştir. Dava, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün ondan temlik alındığı iddiası ile açılan tapu iptal tescil ve tazminat, birleşen dava ise aynı nedenle açılan tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. 1-Yapılan yargılamaya toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davacıların temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-HUMK.nun 45. maddesi gereğince, aralarında bağlantı bulunan davaların birleştirilmesine karar verilebilir....

                UYAP Entegrasyonu