Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

(TBK'nın 470. vd.) maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi” satış vaadini (arsa payının devrini) de içerdiğinden, tek taraflı irade beyanı ile feshi mümkün değildir. Dairemizin kararlılık gösteren içtihatlarında bu tip sözleşmelerin tarafların fesih iradelerinin birleşmesi halinde ya da haklı sebeplerin bulunması durumunda mahkemenin vereceği fesih kararı ile sona ereceği kabul edilmektedir. Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da tarafların sözleşmenin yükümlerinden kurtulmaları, başka bir anlatımla, sözleşme ilişkisinin tasfiyesi gerekir. Geriye etkili fesihte alacaklı BK'nın 108/I maddesine dayanarak yükleniciye veya onun halefi durumundaki kişilere verdiği tapuları geri isteyebilir. Geriye etkili feshin en önemli sonucu tarafların sözleşmenin yapıldığı tarihteki mal varlığına getirilmeleridir. Bunun anlamı, geriye etkili fesihte yükleniciye inşaatın fesih tarihindeki fiziki durumuna uygun bağımsız bölüm verilmez....

    Açıklanan bu sebeplerle arsa sahibi Borçlar Kanunu'nun 106/I. maddesi gereğince yanlar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili sonuç doğurur şekilde feshini dava etmesinde haklıdır. 25.01.1984 tarih ve 84/3-1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, olayın özelliği ve niteliğinin haklı gösterdiği durumlarda Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi hükmü gözetilerek sözleşmenin ileriye etkili sonuç doğuracak şekilde mahkemece feshine karar verilebilir. Ancak, Dairemizin yerleşen uygulanmasına göre mahkemece arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ileriye etkili sonuç doğuracak şekilde feshine karar verilebilmesi için inşaatın, yasal olması ve tamamlanma oranının da %90 oranının üzerinde gerçekleşmesi gerekmektedir....

      Arsa sahipleri asıl ve birleşen 2015/362 Esas sayılı davalarında diğer talepleri yanında menfi zarar isteminde de bulunmuşlardır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17.01.1990 gün 1989/13 Esas 1990/1 Karar sayılı ilamında da belirttiği gibi menfi zarar sözleşmenin yapılmamış olması halinde alacaklının uğramayacağı zarar olarak tanımlanmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin haklı nedenle feshi halinde menfi zararın, sözleşmenin yapıldığı tarihte sözleşme yapılan diğer başka bir yüklenici ile davaya konu arsalar üzerinde ne miktarda daire veya arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi yapılabileceği belirlenerek bu miktar ile sözleşmenin feshinden sonra makul süre içerisinde başka bir yüklenici ile imzalanacak sözleşmeye göre arsa sahibine-alacaklıya verilecek arsa payı veya bağımsız bölümler arasındaki fark olarak verilecek bağımsız bölümler veya arsa payının dava tarihi itibariyle piyasa rayiçlerine göre değeri olacaktır....

        mülkiyet kazanamadığı için üzerine konulan haciz ve ipoteklerin de geçerli olmadığını ileri sürerek, 06.10.2009 tarih ve 8420 no'lu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi ile taşınmaz üzerindeki ipotek ve hacizlerin kaldırılmasına, davalı yüklenici ... adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/133 esas sayılı dosyasında sözleşmeye konu 9166 ada 5 parsel sayılı henüz üzerinde inşaata başlanmamış arsanın iadesi istemiyle açılan dava aynı zamanda taraflar arasındaki adi yazılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi isteğini de zımnen içermektedir. Bilindiği üzere arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi halinde tarafların birbirlerine verdiklerini geri istemleri mümkün iken ileri etkili fesih halinde inşaatın tamamlanma seviyesine göre sözleşmenin tasfiyesi söz konusu olacaktır. Ancak mahkemece tüm parseller üzerindeki mevcut inşaat seviyesi projenin bütününe göre belirlenip sözleşme feshedilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi mümkün değildir....

          Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2)Davada, 26.07.2004 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi talebi yanına kira tazminatı da talep edilmiş, mahkemece, sözleşmenin geriye etkili feshi ve kira tazminatının tahsiline karar verilmiştir. Somut olayda talep edilen kira mahrumiyeti, hukuki niteliği itibariyle, TBK 118. (BK md. 106/II) gereğince gecikme tazminatı olup, müspet (olumlu) zarardır ve sözleşmede aksine hüküm bulunmadığı takdirde, sözleşmenin geriye etkili feshi halinde istenemez. O halde, davacıların geriye etkili fesih talebi kabul edildiği halde, kira (gecikme) tazminatının reddi yerine kabulü doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/103 ESAS - 2021/53 KARAR DAVA KONUSU : Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin Geriye Etkili Olarak Feshi KARAR : Dairemizin 21/10/2021 tarih, 2021/701 E - 2021/922 K sayılı kararı Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 03/11/2022 tarih, 2021/6514 Esas 2022/5166 Karar sayılı ilamı ile bozulmakla, yukarıda esasa kaydedilerek yeniden yapılan yargılama sonucu, dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 08/11/2017 tarihinde müvekkilleri T2 ve Ayhan Yıldırım ve diğer arsa sahibi ile davalı müteahhit şirket arasında Gebze 14....

            sözleşmesinin feshedilmiş olması sebebine dayanarak arsa sahibinin kendisinin sattığı bağımsız bölüm ya da arsa paylarıyla ilgili tapu iptali ve tescil isteminde bulunamayacağını, arsa sahipleriyle ilgili yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshedildiğine göre dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 61 ve devamı maddeleri gereğince ve haksız iktisap kuralları uyarınca yüklenici ile onun devrettiği ya da yüklenicinin talimatıyla arsa sahiplerince üçüncü kişilere yapılan pay devirlerinin edinme sebebinin hukuksal dayanaktan yoksun kaldığını, dava konusu taşınmaza ilişkin resmi şekilde düzenlenmiş satış ve vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin kendilerince mahkemeye ibraz edildiğini, bu konuda taralar arasında da bir ihtilaf bulunmadığını, bilirkişi raporuna göre inşaatın seviyesinin %40 olduğunu, dolayısıyla yüklenicinin edimini yerine getirmediğini, bu bağlamda yaklaşık ispata yarar delilleri ibraz ettiklerini...

            Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davaya konu parselin komşu parsellerle şüyulu olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle yüklenicinin edimini tamamlayamadığı, sözleşmenin 5. maddesindeki "İnşaat ruhsatı alındığı tarihten itibaren inşaat süresinin 18 ay olduğu ancak inşaat süresinin savaş, tabi afet, belediyede v.s. resmi ve hususi dairelerde prosedürlerin uzaması gibi mücbir sebeplerden dolayı inşaat süresinin uzatılabileceği" hükmü kapsamında davalı inşaat şirketinden kaynaklanmayan nedenlerle inşaat sürecinin uzadığı, bu nedenle davalı inşaat şirketinin temerrütünden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davacı tarafın sözleşmenin geriye etkili feshi talebine yönelik davasının reddine, sözleşmenin ayakta kalması nedeniyle davalı karşı davacı tarafından açılan karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. Asıl dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, maddi ve manevi zarar tazminine ilişkindir....

              O halde; arsa sahibi, arsa payı karşığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili sonuç doğurur şekilde feshine ilişkin davasında haklıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, tapulu taşınmazın ya da tapulu taşınmaz payının kayden temlikini de içerdiğinden tarafların sözleşmenin feshine yönelik iradelerinin birleşmesi halinde; aksi halde ise mahkeme kararı ile fesih olunabilir. Yanlar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshinde taraf iradeleri birleşmemiştir. Bu durumda; mahkemece, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin “geriye etkili sonuç doğurur şekilde” feshine karar verilmesi gerekirken; sözleşmenin feshedildiğinin tespitine karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece, karşı davada manevi tazminatın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL manevi tazminatın fesih tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru değildir....

                UYAP Entegrasyonu