Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

yapıldığı ve kayyum atanan şirketin malvarlığının boşaltıldığının anlaşıldığını, şirket adına kayıtlı ... plakalı aracın 20/11/2015 tarihinde o tarihte şirket çalışanı olan davalıya satıldığını, ancak satış bedelinin ödenmediğinin anlaşıldığını, yapılan satışın muvazaalı olduğunun diğer bir kanıtı ise kasko bedelinin çok altında satılmış olduğunu belirterek, araç satış sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunun tespitine ve dava konusu aracın davacı adına tesciline ve teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davacı satış işleminin muvazaalı olduğunu, aynı tarihte başka araçların da satışının yapıldığını, şirket hakkındaki ceza soruşturması nedeniyle malvarlığını kaçırmak amacıyla satış işleminin şirketin çalışanı olan davalıya yapıldığını, kasko değeri 63.735,00 TL olduğu halde aracın 45.000,00 TL’ye satıldığını, davalının satış bedelini şirkete ödemediğini belirterek, muvazaa nedeniyle araç satışının geçersiz olduğunun tespitine ve dava konusu aracın müvekkili şirket adına tescili ile aracın davacıya teslimine karar verilmesini istemiş; davalı ise satış işleminden önce şirkette çalışmadığını, daha önceki bir tarihte işten ayrıldığını, işten ayrıldığında “ yılsonu performans priminden “ kaynaklı 40.000 TL tahakkuk etmiş alacağı bulunduğunu, şirketten bu alacağı da mahsup edilmek kaydıyla 45.000 TL’ye araç satışı için anlaşıldığını, bakiye 5.000 TL borcuna karşılık olarak da aracı şirkete kiraladığını belirterek davanın reddini talep etmiş; mahkemece ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine...

      Mahkemece, aracın gerçek değeri ile satış değeri arasında fahiş fark olması satın alan kişilerin mirasbırakanla birlikte yaşaması, mirasbırakanın araç satmaya ihtiyacının bulunmaması gözetildiğinde temlikin gerçekte satış olmayıp bağış niteliğinde olduğu bu nedenle araç satış işleminin geçersiz olup, bağışın ise yasal şartlarına uygun yapılmadığından geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. ./.. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; tarafların mirasbırakanının ..... plaka sayılı ticari aracını 21.12.2009 tarihinde davalılara satış suretiyle devrettiği kayden sabit olup, davacının bu devirlerin mirasçılardan mal kaçırmak maksadı ile muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı aynı zamanda tenkis talebinde de bulunduğu anlaşılmaktadır....

        "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç mülkiyetinin tespiti ve tescili davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalı adına kayıtlı olan iş makinesinin devir işleminin noterlikçe yapılmaması ve davacı şirketin kestiği faturadaki imzanın şirket temsilcisine ait olmaması iddialarına dayalı olarak Ticaret ve Sanayi Odasındaki kaydın iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir. Davalı vekili, B.K.'nun 31. maddesine göre hata ve hile iddialarının bir yıl içinde ileri sürülmesi gerektiğini, bu sürenin geçtiğini, makinenin faturalı olarak sicile tescil edildiğini, harici satış olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            . - K A R A R - Davacı vekili, davalıların murisi ile müvekkili arasında 14.05.2007 tarihinde bir araç alım satım sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre ...- plakalı aracın mülkiyetini müvekkili üzerine geçirmeyi üstlenen murisin bu edimini yerine getirmediğini belirterek aracın müvekkili adına tescilini, bunun mümkün olmaması halinde ticari plakanın güncel plaka bedelinin belirlenerek kendilerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, noter tarafından yapılmayan araç satış sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, dava konusu yapılan aracın murislerine ait olmadığını ve bu plakadan haberdar olmadıklarını belirterek, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı ile davalıların murisi arasında 14.05.2007 tarihinde harici sözleşme ile ......

              Noterliğinin 5309 yevmiye nolu 12 Ağustos 2014 tarihli satış sözleşmesi ile davalı ...'a sahte kimlik ve evraklar kullanmak suretiyle satıldığını, yapılan satış işleminin geçersiz olduğunu, araç maliki olarak böyle bir satış yapmadığını, aracının kardeşi olan ... ve yanında çalışan ... tarafından işletilen araç kiralama işyerinde dava dışı... ve... adlı kişilere kiraladığını,... ve... tarafından aracının kendisine ait sahte kimlik bilgileri oluşturarak ve yerine geçen bir kişiyi de kullanarak ... Noterliğinde davalıya sattığını, ... C. Başsavcılığının 2014/3919 soruşturma sayılı dosyasında yürütülmekte olan soruşturmanın halen devam ettiğini belirterek ... 3. Noterliğinde yapılan 5309 yevmiye nolu 12 Ağustos 2014 tarihli araç satış sözleşmesinin iptaline, satış işleminin geçerli olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

                Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanun'un 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 271,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine ve aşağıda yazılı ret karar harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine 02/03/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi. KARŞI OY YAZISI Dava, araç mülkiyetinin tespiti ve tescil ist... ilişkindir. Uyuşmazlık taraflar arasında noter satış senedine konu olan aracın mülkiyetinin aidiyeti ve aracın noter satışının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır. Bilindiği üzere Noter tarafından düzenlenen sözleşmeler resmi senet niteliğindedir. Resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur....

                  'nın arsa üzerine binalar inşa edip satmak suretiyle kar elde etmeye başladığını, bu nedenle anılan taşınmazın davalı ... adına olan tescilinin geçersiz olduğunun tespiti ile davacı şirket ile davalı ... şirketi arasında kurulan adi ortakılık ilişkisinden kaynaklanan kar payının tespiti ve tahsilini dava ve talep etmiştir. Davalı ..., davanın husumetten aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ... inş ve ... cevabında; davaya konu taşınmazın davalı ... adına olan tescil işleminin geçersiz olduğunun tespiti davası yönünden eksik harcın ikmal edilmesi gerektiğini, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı gerekçesiyle adi ortaklığa dayanan alacak davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                    Araç atış işleminin resmi yazılı şekle tabi olması ve şekil şartına uyulmadan yapılan araç satış sözleşmesinin geçersiz olacağı, bu sözleşmeye istinaden alınan dava konusu bononun takibe koyulmayıp iadesinin gerektiği açıktır, kaldı ki davalı taraf dava konusu icra takibini bir hukukçu olan vekili aracılığı ile başlatmış olup hukuku bilmediğini, iyi niyetli olduğunu iddia edemez bu nedenle davalının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu kabul edilmiş ve dava konusu asıl alacağın % 20'si oranında Kötü Niyet Tazminatınına mahkum edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu