Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sonuç olarak, hukuki el atma nedeniyle mülkiyet hakkından kaynaklanan davalar, öncelikle imar kanununun uygulanmasından doğan idari işlemlerin iptali istemiyle idari yargıda açılan iptal davaları, akabinde bedele ilişkin Asliye Hukuk Mahkemelerinde açılan bedel tespiti ve tescil davalarından oluşmaktadır. Açılan bütün davaların ortak özelliği, mülkiyetin bedele dönüştürülmesi suretiyle, kısıtlılığın giderilmesi ve taşınmaz bedelinden oluşan zararın ödenmesi istemlerine ilişkin olmasıdır....

    İddiada ileri sürülen maddi olgulara ve hukuki nitelendirmeye göre, kural olarak bu tür muhdesatın tespiti davaları, paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi taşınmazlarda, tapu paydaşları arasında hukuki yararın bulunması durumunda görülen bir davadır. Malik olmayan davacıların, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talepte bulunması mümkün iken, muhdesatın tespiti davasını açmasında hukuki yararları bulunmamaktadır. O halde; hukuki yarar yokluğu nedeniyle muhdesatın tespiti davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

      Somut olayda, davacı tarafından 4955 ada, 11 parsel 4 nolu bağımsız bölüm ile 394 ada, 54 parsel 21 nolu bağımsız bölüm ve araç için ortaklığın giderilmesi isteminde bulunulduğu, mahkemece 4 nolu bağımsız bölümün hükümle birlikte tefrikine, kalan taşınmaz ve araç yönünden davanın kabulüne karar verildiği, yapılan değerlendirmede taraf teşkilinin sağlandığı, 4 nolu bağımısız bölüm için (hakkında özgüleme davası açıldığı belirtilen) tefrik kararı verildiği, özgüleme davalarında terekenin tamamı dikkate alınacağından ortaklığın giderilmesi davasının o davanın sonucunu beklemesi gerektiği, kabule göre de dava konusu araç için ayrıca harç alınması gerektiği, yine araç için dağıtım şeklinin kararda gösterilmediği anlaşılmıştır. Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı hem maddi olay, hem de hukuka uygunluk bakımından incelenmiş olup tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve yasal gerektirici nedenlere göre, ilk derece mahkemesi kararında belirtilen eksiklikler tespit edilmiştir....

      Dava, mülkiyet tespiti ve sahiplik belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacının yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun HMK 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Ancak her zilyet araç işleteni olmadığı gibi her araç sahibi de zilyet ya da işleten olmayabilir. Trafik kaydı ve araç tescil belgesi mülkiyet ilişkisinin belirlenmesinde sadece bir karine fonksiyonuna sahiptir. İşletme ilişkisiyle mülkiyet ilişkisi ve zilyetlik ilişkisi tamamen birbirinden farklıdır (Eren, F.: Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Ankara 2018, s. 704 vd). Bu karine işletenin kim olduğunu gösteren mutlak bir karine olmayıp, işletenin kim olduğunu belirleyen güçlü bir delil niteliğindedir. Bu nedenle KTK’da işleten ve araç sahibi ayrı ayrı tanımlanmıştır. Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. maddesinde işletenin tanımı yapılırken şekli ölçüt değil maddi ölçüt esas alındığından işletenin belirlenmesinde; araç üzerinde kurulan fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yararlanma, aracı kendi hesabına işletme, aracın masraf ve rizikolarına katlanma ilişkisi esas alınır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu mülkiyet, daimi ve geçici irtifak hakkı bedellerinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın ve irtifak haklarının davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare ve davalı ... vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu mülkiyet, daimi ve geçici irtifak hakkı bedellerinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın ve irtifak haklarının davacı idare adına tescili istemine ilişkindir....

        Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, dava konusu 119 ada 72 ve 75 parsel sayılı taşınmazların uygulama tespiti gibi tescillerine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Uygulama kadastrosunun genel amacı, teknik açıdan yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden, eksikliği görülen veya zemindeki sınırları gerçeğe uygun göstermediği anlaşılan kadastro haritalarının yenilenmesi ve uygulanabilir hale getirilmesi olup; mülkiyet ihtilaflarını canlandırmak veya çözmek değildir. Davacı ...’ın gerek dava dilekçesinin içeriğinden gerekse keşifteki beyanlarından, tapuda adına kayıtlı taşınmazın sınırlarına ilişkin gösterimleri ve tüm dosya kapsamından, davanın uygulama kadastrosuna yönelik olmadığı, tesis kadastrosundan önceki nedenlere ve mülkiyet hakkına dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Kadastro tespiti kesinleşen taşınmazlar hakkında mülkiyet iddiası ile açılacak davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleridir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu mülkiyet, daimi ve geçici irtifak hakkı bedellerinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın ve irtifak haklarının davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davacı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu mülkiyet, daimi ve geçici irtifak hakkı bedellerinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın ve irtifak haklarının davacı idare adına tescili istemine ilişkindir....

            - K A R A R - Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve mülkiyet yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın ... adına tescili birleştirilen dava ise maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Arsa niteliğindeki ...ili ... Mahallesi 105 ada 63 parsel sayılı taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde, taşınmazın niteliği, yüzölçümü, geometrik durumu ve boru hattı güzergahı dikkate alınarak değer düşüklüğü oranı belirtilmek suretiyle mülkiyet kamulaştırmasına konu olan alan bedeli ile irtifak hakkı karşılığının tespit edilmesinde ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine maddi zararın tazminine karar verilmesi ve davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

              - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan araç satın alması konusunda anlaştıklarını, alınacak aracın bedelini hemen ödemeyeceğinden, müvekkiline ait ticari otonun teminat olarak gösterildiğini, davalının başlattığı takibe istinaden çıkarılan ödeme emri üzerine borcu kabul ettiğini, ancak davalı ile aralarında araç satışı gerçekleşmediğini, buna rağmen icra takibinin devam ettiğini beyan ederek, müvekkilinin araç satışından borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının icra dosyasına verdiği 18.10.2001 tarihli beyanı ile borcu kabul ettiğini ve tüm itirazlarından feragat ettiğini belirterek,davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                UYAP Entegrasyonu