Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı; davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı davacıya ait aracın kızının kullanması esnasında hasar gördüğünü, davalı tarafından zarar bedelinin karşılanması talebinin reddedildiğini, ağır hasarlı aracı nedeniyle uğradığı zararının ve kullanamadığı süre için uğradığı zararın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; sürücü değişikliği yapıldığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur" hükmü öngörülmüştür. Bu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere davalı ... şirketi meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup, sigortalı araç hurdasını sigorta ettirenin kendisine verilmesi istenmedikçe, hurda bedelinin tazminattan düşülmesi olanaklı değildir. Zira, kasko sigortasında amaç zarar bedelinin tamamen karşılanmasıdır. Yukarıda açıklamalar karşısında mahkemece, davacının uğradığı zararın tümüne hükmetmek gerekirken, hurda bedelinin tazminattan düşülmesine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir....

      Bu durumda değeri tamamen ödenen araç ve aksamı, talep ettiği takdirde sigortacının malı olur" hükmü öngörülmüştür. Bu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere davalı ... şirketi meydana gelen hasar bedelini tamamen poliçe limitleri içerisinde ödeme yükümlülüğü altında olup, sigortalı araç hurdasını sigorta ettirenin kendisine verilmesi istenmedikçe, hurda bedelinin tazminattan düşülmesi olanaklı değildir. Zira, kasko sigortasında amaç zarar bedelinin tamamen karşılanmasıdır. Yukarıda açıklamalar karşısında mahkemece, davacının uğradığı zararın tümüne hükmetmek gerekirken, hurda bedelinin tazminattan düşülmesine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir....

        Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline kasko poliçesi ile sigortalı aracın, davalı ...'ın sürücüsü olduğu diğer davalıya ait araç tarafından trafikte önünün kesildiğini, kaskolu araç sürücüsünün davalı ... tarafından darp edildiğini, daha sonra da davalının aracına binip sigortalı araca sol taraftan çarparak hasar verdiğini, sigortalı araçta 3.328,88 TL hasar tespit edildiğini, müvekkili tarafından sigortalı araç malikinin zararının ödendiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere TTK'nın 1301. maddesi gereğince 1.783,24 TL'nin rücuan tahsili için yapılan icra takibine davalıların itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ......

          Mahkemece, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davacı ile davalı taraftaki araçların karıştığı kazanın farklı olduğu, her iki araç arasında temas olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan alacağın rücuan tahsili istemine ilişkindir. Dosyada mevcut kaza tespit tutanağında, kazanın belirtilen oluş biçimi içerisinde zincirleme kaza olup, davalı sürücü ... 'un asli kusurlu olduğu yönünde kanaat belirtilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise her bir kaza ayrı ayrı değerlendirilip bir kısım araç sürücülerine tam kusur izafe edilmiştir. Bu hali ile alınan rapor hüküm kurmaya yeterli değildir....

            DAVA KONUSU : Tazminat (Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketi nezdinde kasko sigortalı bulunan vekil edenine ait 34 XX 602 plaka sayılı aracın, 15/07/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hasarlandığın, hasar bedelinin 25.828,52- TL olduğunun ekspertiz raporu ile belirlendiğini, davalı sigorta şirketine yapılan başvurudan ise sonuç alınamadığını belirterek, fazlaya ilişen haklar saklı kalmak kaydıyla 15.000,00- TL kasko hasar tazminatı alacağının kaza tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini istemiş; 24/07/2018 günlü ıslah dilekçesi ile de istek miktarını 25.800,00- TL'ye çıkardıklarını açıklamıştır....

            Davacının talebini dayandırdığı olay, sigortalı araç dışında iki aracın çarpışması sonucu doğduğu iddia olunan zararlara ilişkin olup bundan doğan zararlar davacı tarafından ödendiğinden rücuen tazmini talebinde bulunulduğu, bu sebeple, sigorta konusu araçta kaza sonucu oluşmuş bir zarar bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : ... dairesinin ... sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmiştir. ... Ticaret Mahkemesinin ... esas sayılı dosyasını getirtilmiş, incelenmiştir. ... Sigortadan meydana gelen kaza ile ilgili ... plakalı araca ait hasar dosyası getirtilmiş, incelenmiştir. ... Sigortadan meydana gelen kaza ile ilgili ... plakalı araca ait hasar dosyası istenmiş, hasar dosyasının olmadığı ancak kasko poliçesinin gönderildiği görülmüş, incelenmiştir. ... Sigortadan ... plakalı aracın ZMMS poliçe sureti gönderilmiş, incelenmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinden doğan rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde birleşen davada davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Davacı vekili; 31.07.2007 tarihinde birleşen dava davalısı kasko sigortalı ...'ın maliki ve asıl dava davalısı ...'in sürücüsü olduğu araç ile gerçekleşen tek taraflı kaza sonucu davacıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın hasarlandığını, sigortalısına 13.900,00 TL hasar ödemesi yapıldığını belirterek TTK bağlamında halefiyet ilkesi gereği ödenen bu bedelin ödeme tarihi 31.08.2007 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan rücuen tahsilini talep etmiştir. Davalı ... davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

                Bu hükümden araçta meydana gelen hasar bedelinin sigortacı tarafından ödenmesi gerekeceği ortaya çıkmaktadır. Somut olayda; araç, sigorta tazminatı ödenmeden ve dava açıldıktan sonra 15.6.2006 tarihinde bulunmuş, davacı sigortaya 19.6.2006 tarihinde teslim edilmiş ve 5.9.2006 tarihinde hasarlı haliyle sigortacı tarafından 9.000.YTL'ye satılmıştır. Oysa hükme esas alınan bilirkişi raporunda aracın hasarlı haliyle değerinin 14.567.YTL olduğu, ek raporda da araçta meydana gelen hasar miktarının 2.183.YTL olduğu belirtilmiştir. Bu durumda, davalının araçta meydana gelen 2.183.YTL tutarındaki gerçek zarar miktarından sorumlu olması gerektiği gözetilmeden, hasarlı haliyle 14.567.YTL'na satılabilecekken davacı tarafından 9.000.YTL bedelle değerinden daha düşük satılması nedeniyle oluşan zarardan sorumlu tutulması doğru görülmemiştir....

                  Mahkemece; toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre, kazanın oluşumuna davalının %100 kusurlu ve hasar bedelinin 5.725.60 TL olduğunun anlaşıldığından bahisle davanın kısmen kabulü ile 5.725,60 TL'nin 09.06.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava,kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacakla ilgili itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 293,32 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 10.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu