Tenfiz ile yabancı ülkenin egemenlik tasarrufuna, diğer bir bağımsız devletin ülkesinde etkinlik, icra edilebilirlik tanınmasıdır. Yabancı mahkeme kararlarını tanıyan, tenfiz eden devlet, prensip olarak kendi mahkemelerinin çözmeye yetkili olduğu bir uyuşmazlığı çözme yetkisinden vazgeçmekte, adeta uyuşmazlık üzerindeki egemenlik tasarruf yetkisinin başka bir devlet tarafından yargı yetkisi kullandırarak ortadan kaldırılmasına izin vermektedir. Özellikle, tenfiz sonucunda kararın, ülkesinde icra edilen devletin icra organlarının, yabancı bir mahkemenin emriyle harekete geçecek olmaları tenfize çok daha etkinlik kazandıracak ve içeriği tetkik edilebilirlik şüphesini de birlikte getirecektir. Kamu düzeninin belirsiz niteliğinin sonucu olarak hangi kriterlerin kullanılması ile ortaya çıkacağı hususu yabancı ilamda gösterilen gerekçede ve ittihaz olunan hüküm ile ortaya çıkacağını kabul etmek gerekecektir....
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacıya takip konusu miktar kadar borcunun bulunmadığını, müvekkili tarafından 13/11/2023 tarihinde yapılan 904.814,00 TL'lik ödeme dikkate alındığında ve tarafların cari defterleri incelendiği müvekkili şirketin davacıya kalan bakiye borcu olmadığı dolayısıyla icra takibinin haksız yere başlatıldığını belirterek haksız ve kötü niyetli davanın reddine davacının %20 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir. ---------- İcra Müdürlüğü' nün ------------ E. Sayılı dosyası UYAP üzerinden celp edilip incelenmiştir....
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava hukuki niteliği itibariyle icra müdürlüğünce yapılan icra takibine İİK 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.Usulünce duruşma açılarak; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip ihtilaflı ve ihtilafsız konular ön inceleme duruşmasında resen belirlenerek uyuşmazlığın çözümü doğrultusunda tarafların tüm delilleri tahkikat duruşmalarında toplanmıştır.-------- Sayılı dosyası celp edilip incelenmiştir.Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın, davalının ------ sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, %20'dten aşağı olmamak üzer icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu belirlendi. Davacı vekili tarafından mahkememize verilen 06/07/2022 tarihli dilekçe ile; yargılama esnasında edinilen bilgiler kapsamında, işbu itirazın iptali davasına konu -------- Sayılı dosyanın kapatılmış olduğunu, işbu davanın konusuz kaldığını beyan etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2012/12051 E. sayılı dosyasından 19.12.2012 tarihli haciz şerhi bulunduğundan gerekçeli kararın haciz şerhi lehtarı Türkiye ... Bankası A.Ş'ne 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanarak, yasal temyiz süresi beklenilmesi, 3- Dava konusu 635 ada 26 ve 27 parsel sayılı taşınmaların ... kaydı üzerinde 13.01.2009 tarihinde ... 1. İcra Müdürlüğünün 2006/323 Esas sayılı dosyasından ve 23.06.2010 tarihinde ... 1....
E. sayılı vesayet dosyasına müracaat edileceğinin bildirildiğini, bu doğrultuda vesayet mahkemesince 22.03.2023 tarihli ek karar verilerek vasiye bu hususta yetki verildiğini, davalı tarafın arabuluculuk anlaşma belgesi kapsamındaki markanın devrine ilişkin edimini ifa etmekten sürekli kaçındığını, anlaşma bedeli olan 75.000,00 TL'nin çok düşük miktar olduğunu, 500.000,00 TL ödenmesi halinde markanın devrinin sağlanacağı hususunun belirtilerek hukuksuz talepte bulunulduğunu, arabuluculuk anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi, taraflarınca ödenmesi gereken bedelin depo edilebilmesi ve tevdi mahal tayini belirlenmesi için taraflarınca ... 10. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ...E. Sayılı dosyasıyla talepte bulunulduğunu, ikame ettikleri davanın henüz derdest olduğunu, davalı ...'...
Bu itibarla, davada istenilen tazminatın önceden belirlenebilirlik, bilinebilirlik, hesap edilebilirlik vasfı ve dolayısıyla likit alacak niteliği taşımadığı kuşkusuzdur. Bu durum karşısında, İİK’nun 67. maddesi hükmündeki koşullar gerçekleşmediğinden, davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin reddine karar vermek gerekirken, bu istemin kabulü doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiş ise de anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden, kararın HUMK’nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....
Şirketinin 18.02.2021 tarihinde ihtiyari arabuluculuk yolu ile dava konusu alacakları müzakere ederek anlaşmaya vardıklarının anlaşıldığı, buna göre 6325 sayılı Kanun'un 18 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca aynı alacaklar için dava açılmasının mümkün olmadığı gibi arabuluculuk tutanağına şart konulmasının da kanun olarak mümkün olmadığı, anlaşma tutanağında belirlenen alacağının ödenmemesi halinde davacının yapması gerekenin arabulucuk tutanığını icra edilebilirlik şerhini alarak takibe koymak olduğu, dava açıldıktan sonra bakiye alacağın davalı ... Şirketi tarafından davacıya ödendiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri Davacı vekili; arabuluculuk anlaşmasının tarafının sadece davalı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Düşme Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.12.2012 tarih ve 2011/3-222-2012/5, 25.09.2007 tarih ve 194-189, 27.12.2005 tarih ve 121-171, 16.12.1997 tarih ve 307-318 sayılı kararlarında açıkça vurgulandığı üzere, önödeme sonucu verilen düşme kararları da 5271 sayılı CMK'nin 223. maddesinde sayılan hükümlerden olup, bu kararların temyiz edilebilirlik sınırının, 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 305. maddesinin 2. fıkrasının 1. bendine göre saptanması gerektiğinden, temyiz edilebilirlik sınırının önödemeye esas alınan miktara göre belirlenecek olması; 14.04.2011 tarih ve 27905 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un geçici 2. maddesi uyarınca temyiz kesinlik sınırının 14.04.2011 tarihinden itibaren 3.000 TL'ye çıkartılmış...
SUÇ : 2873 sayılı Kanun'a muhalefet HÜKÜMLER : Önödeme nedeniyle düşme TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Zamanaşımı nedeniyle düşme Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen kararın, katılan vekili tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde gereği düşünüldü: Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.01.2012 tarihli ve 2011/3-222 Esas, 2012/5 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, önödeme sonucu verilen düşme kararlarının da 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223 üncü maddesinde sayılan hükümlerden olup, bu kararların temyiz edilebilirlik sınırının 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesinin ikinci fıkrasının bir numaralı bendine göre saptanması gerektiği ve önödemeye esas alınan miktarın temyiz edilebilirlik sınırını tayin edeceği nazara alındığında; sanıklar hakkında verilen ve 2873 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan önödemeye esas alınan doğrudan adlî para cezasına ilişkin 910,54...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Değişen suç vasfına göre 5809 sayılı Kanun'a aykırılık Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 31.12.2012 tarihli 2011/3-222 Esas ve 2012/5 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ön ödeme sonucu verilen düşme hükümleri de 5271 sayılı CMK'nin 223. maddesinde sayılan hükümlerden olup, bu kararların temyiz edilebilirlik sınırının 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince hüküm tarihi itibarıyla halen uygulanma zorunluluğu bulunan 1412 sayılı CMUK’nin 305. maddesinin 2. fıkrasının 1. bendine göre saptanması gerektiğinden, ön ödemeye esas alınan miktarın temyiz edilebilirlik sınırını tayin edeceği; 14.04.2011 tarihli ve 27905 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile değişik 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un geçici 2. maddesi uyarınca temyiz kesinlik sınırının 14.04.2011 tarihinden itibaren 3000 TL'ye çıkartılmış olması karşısında, sanık hakkında verilen...