Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davada, davacı ile davalı arasındaki sözleşme kullanım ödüncü sözleşmesidir. Borçlar Kanunumuzun 379. Maddesinde, kullanım ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin bir şeyin karşılıksız olarak kullanılmasını ödünç alana bırakmayı ve ödünç alanın da o şeyi kullandıktan sonra geri vermeyi üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. Kullanım ödüncü sözleşmesinde, ivazsızlık önem arz etmekte beraber; sadece ariyet verenin münhasır bir menfaati olmaması kaydı ve ariyet alanla birlikte ariyet verenin de bir menfaatinin bulunması halinde ivazsızlığa halel gelmediği kabul edilmektedir. Dava konusu olayda, dosya içerisinde yazılı bir sözleşme bulunmamakta, dosya içerisinde, teslim edilen---------karşılığı verildiğini gösteren bir belge bulunmadığı gibi ilgili sektörde genelde bu tür eşyalar, perakende satıcılarına ivazsız olarak, birlikte çalışıldığı sürece verilmektedir....

    Somut olayda davacı ile davalının 11/05/2012 tarihinde imzaladıkları araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan kira bedeli, haksız kullanım bedeli ve aracın teslimi istemli davaya bakma görevi HMK'nın 4/1. maddesi gereğince değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesine aittir. Buna göre kira sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenecek olan uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... (Karabük) Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29.05.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Kanunda bu teslim borcuna bağlı olarak kullanım ödüncü verenin ayıptan ve zapttan sorumluluğu öngörülmüş değildir. O halde ariyet veren ayrıca ve açıkça üstlenmedikçe, ariyet konusu malın ayıplı olmasından ya da zapta karşı tekeffül sorumluluğu bulunmamaktadır. Ancak kullanım ödüncünün konusu olan malda var olan bir ayıp ya da kusuru ödünç veren özellikle saklamış ve ödünç alana belirtmemişse; bu gizlemeden dolayı ödünç alan zarara uğraşmışsa ödünç verenin sorumluluğu söz konusu olacaktır. Ayrıca " kullanım ödüncü alanın menfaati üzerine kurulu bir sözleşme olmasından dolayı sorumluluğu bağış sözleşmesinin sorumluluğu gibidir. Bu bakımdan ödünç verenin ağır ihmali ya da kasti zararından dolayı oluşan zararlardan; bir de açıkça belirtilen ödünç alana karşı sorumlu olduğu durumlarda ortaya çıkar." ( Aydoğdu Nalan, a.g.e. s. 629.) Açıklanan nedenlerle ariyet veren davalı tarafça gizlenen bir ayıp bulunmamaktadır. Üretimli ilgili varsa kusurlardan bundan üretici firma sorumludur....

        Otomotiv Ltd.Şti'ne ait işyerinde müşteri olan 3.kişi aracının çalınması nedeniyle hırsızlık ve 3.şahış mali sorumluluk klozları gereğince sigortalıya araç bedelinin ödendiği, daha sonra emniyet birimlerince aracın bulunup araç bedeli ödenmeden önce davalılara ait otoparka çekildiğinin tesbit edildiği ve otopark sahibi davalıların aracın teslimi için yüksek miktarda otopark ücreti talep etmesi sebebiyle otopark ücreti ödenmeden aracın teslimi yada sigortalı işyerinden çalınan araç için ödenen 26.800 TL'nin tahsili istemine ilişkindir. Davacı ... ile aracı davacıya sigortalı işyerinden çalınan 3.kişi müşteri arasında araçla ilgili bir sigorta sözleşmesi bulunmadığı gibi davacı, işyeri sigortası poliçesi gereğince hırsızlık ve 3. Şahıs mali sorumluluk klozları gereğince sigortalısına ait işyerinde meydana gelen riziko nedeniyle sigortalısının zararını karşılamıştır. Bu durumda temyiz inceleme görevi Yargıtay Yüksek 11....

          ye çeşitli tarihlerde farklı miktarlarda paralar gönderildiğini, bunların haricinde davalılar tarafından davacının şahsi kredi kartının da izinsiz olarak yüklü miktarda tutarlar için kullanıldığını, tüm bu ödemeler ve harcamalar ışığında davalıların davacılara toplamda 221.854,00 TL tutarında borcu mevcut olduğunu, davalılar ile davacılar arasında karz akdine dayanan bir ilişki olduğunu, davacıların vermiş oldukları kullanma ödüncü niteliği taşıyan borç paraların tahsili amacıyla Düzce İcra Müdürlüğünün 2021/3572 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıklarını, takibe karşı davalılar tarafından itiraz edildiğini, davacılar tarafından yapılan ödemelerin açıklamalarında yer alan "araç için, T5 araç bedeli" gibi ibarelerin yer aldığını ve bu süreçteki diğer tüm ödemelerin de ödünç ilişkisi kapsamında yapıldığını gösterdiğini, davalıların başkaca borçları olması sebebiyle engelli statüsündeki dava konusu araca yakalama şerhine istinaden polis tarafından alıkonulduğunu, bununla birlikte mal kaçırma...

          hakkının ancak tarafların anlaşması ile tesis edilebileceği, kendiliğinden meydana gelemeyeceği, kaptanın gemiyi rehnetmesinin söz konusu olmadığı, olaydaki deniz ödüncü senedinde ödünç alınan paranın sarf edileceği masrafların, yatın genel ve devamlı olarak yaptıkları masraflar olduğu, davaya konu deniz ödüncü senedinde TTK'nun 1160, 1161, 1162, 1164 ve 1235. maddelerinde yer alan şartlarından hiç birinin mevcut olmadığı, davalının takibine dayanak kıldığı senedin, adi bir alacak senedi olduğu, alacak ve rehin hakkının kendiliğinden doğmayacağı, TTK'nun 1235. maddesinde sayılan alacaklar alacaklıya kanundan doğan rehin hakkı verirken sadece deniz ödüncünün verdiği kanuni rehin hakkı deniz ödüncü sözleşmesi ile meydana geleceği, davalının adi senetten dolayı rüçhanlı bir alacağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı alacaklının alacağını derece kararından çıkartılmasına ve çıkarılan bu alacağın davacı alacaklıya ödenmesine karar verilmiştir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/348 Esas KARAR NO: 2021/1019 Karar DAVA: İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 27/05/2021 KARAR TARİHİ: 05/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket tarafından, davalı aleyhine ----- sayılı dosyası ile detaylıca açıkladıkları ---- bedeli için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ilgili dosyadan davalı tarafa ödeme emri tebliğ edilmiş olduğu, davalı şirketin tebliğ almış olduğu işbu ödeme emrine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edip icra takibini durdurduklarını, bu sebeple ---- dosyası ile başlatılmış olan icra takibine devam edilebilmesi amacıyla huzurdaki itirazın iptali davasının açılması zarureti hâsıl olduğunu, taraflar arasında ---- maddeleri anlamında kullanım ödüncü sözleşmesi mevcut olduğu davalı tarafın ariyet koşullarına...

              Maddesi uyarınca aracın ----------- içerisinde teslim edilmesi gerekirken davalılar tarafından araç teslimi gerçekleştirilemediğini, müvekkilinin sürecin akıbeti ile ilgili bilgi talep ettiğinde----- aracın ----- takibinin davalı ... tarafından yapıldığını belirterek müvekkilini .....

                Mahkememizde açılmış olan dava bu yasa kapsamında arabuluculuk dava şartına bağlı olup arabuluculuk son tutanağının dosyaya sunulduğu anlaşılmakla davanın esasının incelenmesine geçilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 386'ya göre; "Tüketim ödüncü sözleşmesi, ödünç verenin, bir miktar parayı ya da tüketilebilen bir şeyi ödünç alana devretmeyi, ödünç alanın da aynı nitelik ve miktarda şeyi geri vermeyi üstlendiği sözleşmedir." Taraflar arasında yapılan genel kredi sözleşmesi tüketim ödüncü sözleşmesi niteliğindedir. Tüketim ödüncü sözleşmeleri karşılıklı edimleri içeren nitelikte sözleşme olup tüketim ödüncünü alan taraf sözleşmede kararlaştırılan tarihte aldığı ödüncü iade etme yükümlülüğü altındadır. Davacı bankanın davalıya verdiği tüketim ödüncü niteliğindeki kredinin geri ödendiğini ispat yükü davalı tarafta olup davalı taraf aldığı kredi borcunu ödediğini yazılı belge ile kanıtlamakla yükümlüdür....

                  Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda tüm delilleri toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, dava konusu araç için, davalı firma tarafından 29/02/2016 tarihinde uygulanan Seramik Teknolojili Boya Koruma neticesinde, araç karoserisi üzerindeki orijinal fabrikasyon boyanın dış yüzeyindeki vernik tabakanın özelliğini kaybetmesi ve işlevini tam olarak yerine getirememesi sebebiyle davaya konu kabarma, iz ve soyulmaların meydana geldiği ve meydana gelen kabarma, iz ve soyulmaların kullanım hatasından kaynaklanmayan, imalat hatasına dayalı, satın alma esnasında makul ve yeterli bir süre inceleme ile anlaşılamayacak olması, beklenen fayda ve yararı azaltması sebebiyle, dava konusu boya korumanın ayıplı mal olarak nitelendirildiği hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporuyla da saptandığı, mevcut ayıp nedeniyle aracın modeli, kullanım yılı ve ayıbın giderilmesi aracın komple boyanmasını gerektirmesi ve bu hususunda tüketicinin araçtan beklediği faydayı azaltıcı mahiyette...

                  UYAP Entegrasyonu