Tüketici Mahkemesi'nde dava açtığı, alacaklının da karşı dava olarak sözleşmenin feshi davası açtığı ve sözleşmenin feshine ilişkin dava açılmışsa da davanın derdest olduğu verilmiş bir karar olmadığından senetlerin bedelsiz kalmadığını beyan ettiği ve davaların derdest olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, takibe konu bononun sözleşme kapsamında verildiği, alacaklının kabulü ile çekişmesiz hale gelmiş olup, tam iki tarafa borç yükleyen sözleşme olduğu, sözleşme kapsamındaki edimlerin yerine getirilip getirilmediği senetten doğan alacağın varlık ve miktarı ile tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiği anlaşılmıştır. O halde; mahkemece takibin İİK'nun 169/a maddesi geregince borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir....
Davalılar tarafından davaya cevap verilmemesi nedeniyle, takibe dayanak araç satım sözleşmesi ve ------yönünden davalı--------- imzası bulunmaması yönünden yalnızca ----- yönünden davalı-----isticvabına karar verilmiş, bu kapsamda takip dayanağı satım sözleşmesi ve -----asılları Mahkememiz kasasına alınmış, tetkik edilmiş, davalılar adına isticvap davatiyesi usulünce tebliğ edilmiş olmakla, anılan belgelerdeki imzalarının davalılarca ikrar edildiği değerlendirilmiştir. Davacı tarafça alacağının dayanağı olarak açıklanan araç satım sözleşmesinin tetkikinde satıcının dava dışı --- olduğu, alıcının davalı ---- olduğu, iki adet aracın satışının kararlaştırıldığı, bunlardan --- plaka sayılı araç için satım bedelinin ---- olarak öngörüldüğü belirlenmiştir....
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin resmi şekilde yapılmadığından, mülkiyet talebinde bulunulamayacağı, araç bedelinin de ödendiği usulünce ispat edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar 5.12.2007 tarihinde araç devrini öngören sözleşme düzenlemişler, 17.12.2007 tarihinde de davalı adına dava ve sözleşmeye konu araç kayıt altına alınmıştır. 5.12.2007 tarihli sözleşme bütün halinde değerlendirildiğinde kabulün aksine alım satım sözleşmesi dışında davaya konu aracın davacıya ait olduğunu gösteren inançlı işlem sözleşmesi niteliğindedir. Öyle olunca, Mahkemece sözleşmenin bu niteliği ve kapsamda değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN İPTALİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; satım sözleşmesinin feshi istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 13.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,12.7.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini ispatlayamadığı, davacının ikinci avans taksidini haklı bir neden olmaksızın yatırmadığı, bu nedenle sözleşmenin feshi nedeniyle uğradığı zararı ve yoksun kaldığı kârı talep edemeyeceği, davalının sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle tarafların aldıklarını geri vermeleri gerektiği, bu nedenle davacının 26.000 Euro avansın iadesini talep etmekte haklı olduğu gerekçeleri ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki 15.9.2008 tarihli sözleşmenin 5.bendinde kararlaştırılan avansın ikinci taksiti olan 19.500 Euro’nun “Fidanlar Kasım ayında İspanya’da sağlıklı bir şekilde görüldükten sonra” satıcının hesabına yatırılması öngörülmüştür....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ: 20/10/2020 NUMARASI: 2019/534 Esas - 2020/418 Karar DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/03/2024 Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, davalı ... ile sıfır km 2016 model transit marka araç için 27/09/2016 tarihinde alım satım sözleşmesi yaptıklarını, araç karşılığında 65.000,00 TL bedelli çek verildiğini, kredi kartından 5000,00 TL çekildiğini, davacının 2001 model aracının takasa verilerek 20000,00 TL ye sayıldığını ve elden 8.000,00 TL ödendiğini, sözleşmenin 4. maddesi uyarınca aracın 1 ile 7 gün içerisinde tamamlanacağının söylenildiğini, aracın davacı adına yapılması için Sultanbeyli ......
KARAR Davacı, araç satın almak üzere davalı ile 05/10/2012 tarihli harici sözleşme imzaladıklarını,sözleşmeye göre araç belirlenen tarihte teslim edilmez ise, 30.000 TL araç bedelinin davalı tarafından kendisine ödeneceğinin belirlendiğini ancak araç teslim edilmediği gibi bedelinde ödenmediğini, bu alacağın tahsili için başlattığı takibe vaki itirazın haksız olduğunda iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmenin haciren yapıldığından geçersiz olduğunu, sözleşmede yazan 30.000 TL tutarında cezai şart olarak düzenlendiğini, geçersiz sözleşmeden dolayı cezai şart istenemeyeceğini, 30.000 TL bedelin de kendisine ödenmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının yemin teklifi üzerine davalının yemin ettiği, bu nedenle davacının araç bedeli olarak 30.000 TL.yi ödediğini ispatlayamadığı gerekçesi ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Asıl ve birleşen davalar, ayıplı araç nedeniyle sözleşmenin feshi ile bedelin iadesi veya tenzili ve uğranılan zararın tazmini istemlerine ilişkindir. Davalı vekili, zamanaşımı süresinin geçtiğini, ayıp ihbar sürelerine uyulmadığını, dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklanan bir ayıbın bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davacının TTK’nun 25/4. maddesinde öngörülen 6 aylık zamanaşımı süresi ile iki ve sekiz günlük ayıp muayene ve ihbar yükümlülüklerine uymadığı, ancak aracın motor kaputunda meydana gelen boya kusurunun, üretim aşamasında ya da aracın tesliminden önce gerçekleşmiş olduğu, davalının bu ayıbı aracın ilgili kısmını boyamak suretiyle gizlediği ve aracı bu şekilde davacıya teslim ettiği, ayıp hile ile gizlendiğinden 818 sy....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, menfi tespit, istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde dahili davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı... ile müvekkili arasındaki satım sözleşmesine dayalı olarak davalıya 13.750,00 TL ödeme yapıp, 10.000,00 TL bedelli 5 adet çek verildiğini, buna rağmen davalının değeri 7.665,00 TL olan mal teslim ettiğini, ihtara rağmen teslimin gerçekleşmediğini, çeklerden 30.08.2011 tarihli olanın ... ...aktoring şirketinin davaya dahil edilmesini talep etmiştir. Dahili davalı vekili, dava konusu çekin faktoring sözleşmesi ile bedeli ödenerek diğer davalıdan alındığını, alacağın faturaya bağlı olduğunu, şahsi defilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini bildirerek, davanın reddini istemiştir. Davalı ...'...
"İçtihat Metni" Dava araç satım sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin iptali isteğine ilişkin olup Sulh Hukuk Mahkemesince hükme bağlandığından kararın temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 14.maddesi uyarınca 3.Hukuk Dairesinindir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 3.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....