Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

/Sakarya" adresinde ticari faaliyetini sürdürmekte olduğunu, ayıca taraflar arasında akdedilen alım-satım ve araç sipariş sözleşmesinin itilaf çözüm yeri başlıklı 7. Maddesinde bu sözleşmenin uygulanmasından veya buna bağlı oluşmuş borçların ödenmesinden doğacak itilaflarda ... Adliyesi ve İcra Müdürlüklerinin yetkili kılındığının hüküm altına alındığını, huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını , evvela Sayın Mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, Davacı yanın tüm iddia ve ithamlarının hukuka ve taraflar arasındaki sözleşmelere ve de ticari ilişkiye aykırı olduğunu, davacı araç alım satımından kaynaklı edimlerini ifa etmediğini ve sözleşmeden haksız surette caydığını, taraflar arasından araç bedelinin iadesi için yapılan 03.12.2021 tarihli protokolde "Alıcının sözleşme feshi talebi doğrultusunda iadesi sözleşmenin 5.1....

    Sözleşmenin 7. maddesinde de, alıcının tüm malları kontrol edip incelediğini, kalite, miktar vs. gibi yönlerden kendisini tam anlamıyla tatmin ettiğini beyan ettiği ifade edilmiştir. Davacı iki ayrı dekontla toplam 1.200.000,00 TL satım bedelini davalının hesabına ödemiştir. Satım sözleşmesinde satıcının ana edimi satılanı teslim borcudur. Davacı alıcı satım bedelini ödediğine göre, satıcının artık teslim borcunu ifa ettiğini ispatlaması gerekir. Tacirler arasındaki satım sözleşmesinde, teslimin kural olarak yazılı belgeyle kanıtlanması gerekmektedir. Davalı tarafından, emtiaların teslimine ilişkin sevk irsaliyeleri ile saha giriş ve çıkış kayıtları sunulmuştur. Mahkemece, davacı adına emtiayı teslim alan araç sürücüleri de bu belgelerdeki imzalara göre tanık olarak dinlenmiştir. Tanıkların irsaliyelerdeki imzalarını kabul ettikleri anlaşılmaktadır....

    -K A R A R- Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle sözleşmenin feshi ile satım bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalılar ayrı ayrı, davacıların TTK'nun 25/3.maddesi hükmü uyarınca süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını bildirerek, davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, aracın 26.04.2010 tarihinde satın alındığı, davanın ise 23.12.2010 tarihinde açıldığı, bu haliyle 6 aylık dava zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, satıcının ayıba karşı tekeffülü hükümlerine dayanmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nun 25/4.maddesi uyarınca tacirler arası satışlarda zamanaşımı süresi 6 ay ise de daha uzun süreli garanti verilmesi durumunda zamanaşımı süresinin garanti süresi sonuna kadar uzayacağı Yargıtay'ın yerleşik uygulaması ile kabul edilmektedir....

      Dava satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı, davalı .....'dan BMW marka bir adet araç satın aldığını, daha sonra aracı satmak için yapılan ekspertiz incelemesinde araçta değişen ve boyanın mevcut olduğunun belirlendiğini, davalılara bu konuda ihtarname gönderildiğini, ancak herhangi bir cevap verilmediğini, davacının elinde bu şekilde bir hasarın oluşmadığını, aracın teslim edilirken bu haliyle ayıplı olarak teslim edildiğini iddia etmiştir. Davalılardan .. ... A.Ş davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin genel yetki kuralı uyarınca Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürmüştür. Yetki itirazı ilk itiraz olup ön inceleme duruşmasında öncelikli olarak yetki ilk itirazı değerlendirilerek yargılamaya devam olunmalıdır. Dava konusu sözleşme satım sözleşmesidir. Davacı sözleşmenin feshini ve bedel iadesini istemektedir....

        in bakım merkezinden faydalanan engellilerin ve çalışanların servis hizmetlerini karşılamak üzere 16+1 kapasiteli araç satın almaya karar verdiğini, bu amaçla davalı şirket yetkilileri tarafından... ... şasi numaralı camlı van şeklinde araç gösterildiğini, gösterilen araç için karşı taraf ile şirket yetkilisi ...'in 09/12/2021 tarihli Alım Satım ve Araç Siparişi Sözleşmesi ile İç Dizayn sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme uyarınca müvekkili şirketin 09/12/2021 tarihinde davalı şirketin hesabına peşinat olarak iki ayrı seferde toplam 74.000 TL satış bedeli gönderdiğini, aracın alımı için müvekkili şirket tarafından kredi kullanılması gerektiğinden davalı şirketin araç alım satım sözleşmesinin yapılmasından sonra aynı gün içerisinde......

          Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında imzalanan mal alım satım sözleşmesinin 2.7.maddesine göre sözleşmeye aykırılık bulunması halinde müvekkili şirkete bu aykırılığı gidermesi için makul süre öngören ihtarname çekilmesi şartı koşulduğunu, ancak 39 ay boyunca davacı şirket tarafından müvekkile gönderilen böyle bir ihtarname bulunmadığını, davacı tarafından sözleşmenin feshi için öngörülen bu ön koşul yerine getirilmediğinden sözleşmenin feshinin hükümsüz olup hukuki sonuç doğurmasının mümkün olmadığını, yatırım destek sözleşmesi kapsamında yapılan ödemenin hibe sayılacağını savunarak, davanın reddini ve davacının % 20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini istemiştir....

            Satım akitlerinde akdin feshi istemi tek taraflı irade beyanı ile gerçekleştirilebileceğinden davacının ayrıca sözleşmenin feshini istemekte hukuki bir yararı bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde bu yöndeki istemi fesih için yeterli olur. Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; davacı taraf davalı ile aralarındaki satım akdi ilişkisini ve diğer iddialarını usulüne uygun yasal delillerle ispat edemediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın REDDİNE, 2-Alınması gerekli 35,90-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 6.796,32....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi, borçlu olunmadığının tespiti ve maddi manevi tazminat istemine ilişkin davada Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi ile Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, taraflar arasında aktedilen Ticari Unvan ve Marka Kullanım İzni Sözleşmesi ve buna bağlı olarak yapılan Yayın ve Hizmet Alım ve Satım Anlaşması'na aykırı davranılması nedeniyle sözleşmenin feshi, sözleşme karşılığı verilen bonolar açısından davacının borçlu olmadığının tespiti ve sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir. Ankara Asliye 8....

                  Davalı vekili uyuşmazlığın çözümünde ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, ecrimisil ve sözleşmenin iptaline ilişkin taleplerin zamanaşımına uğradığını, ticari hattın müvekkili üzerine tahsisli olduğunu ve davacının sadece araç üzerindeki hak sahipliğini devrettiğini, satış bedeli mukabilinde 113,-TL.lik bono düzenlendiğini ve ödendiğini, ödenmese bile zamanaşımına uğradığını; davacının vesayet altına alındığı 28.04.2003 tarihinin ibranamenin düzenlenmesinden sonra olduğunu, ibranamenin akdin geçerliliğini etkilemediğini; müvekkilinin söz konusu aracı satarak yeni bir araç satın aldığını ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuş; davacının Eskişehir 1. İcra Müdürlüğü’nün 2003/2187 sayılı dosya borcunun ödenmesi nedeniyle bu alacağın takas edilmesine karar verilmesini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu