Dava, noterde yapılan araç satış sözleşmesinin iptali talebine ilişkindir. Davacı, noter satışı yapıldığı halde araç kaydında hacizler olduğundan ruhsat çıkartma işlemlerinin tamamlanamadığını, aracın satıcıya iade edilip parasının büyük oranda geri alındığını belirterek araç satış sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davacı ile davalı şirket arasında 07/05/2003 tarihinde Üsküdar 6.Noterliğinde 011882 yevmiye numarasıyla 34 XX 274 plakalı ISUZU marka “Kapalı Kamyonet” araç için "araç satış sözleşmesi" yapıldığı görülmektedir. Kartal Kaymakamlığı İlçe Emniyet Müdürlüğü 31.03.2017 tarihli yazısı ile, dava konusu aracın 16.05.1989 tarihi itibariyle davalı T3 San. ve Tic. Ltd....
Dosyanın incelenmesinde; davanın muris muvazaası sebebiyle Türk Borçlar Kanunu’nun 19. maddesi kapsamında araç devir işleminin muvazaalı olduğunun tespiti ile miras payına tekabül eden satış bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere araç tescili, idari bir işlem olup trafik kaydındaki tescilin iptali ile yeni kayıt ve tescile karar verilmesi sonucunu doğuracak mahiyettedir. Oysa adli yargı yerinde, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemez. Şu hâlde, davacının dava dilekçesindeki talebi ve araç tescilinin davacı murisi adına eski haline iadesi yoluyla idareyi zorlayıcı işleme yönelik adli yargı yerinde karar verilmeyeceği hususları dikkate alındığında mahkemece davacının miras hissesine karşılık gelen bedelin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamış kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R Asıl dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava satış vaadi sözleşmesinin iptali, şerhin terkini ikinci kademede tasarrufun iptali istemlerine ilişkidir. Davacı vekili, davalı ...’nın 15/02/2011 tarihinde .... 3. Noterliğinde 02618 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 284 Ada 1 parsel nolu taşınmazda bulunan 2/8 oranındaki payını davacıya satmayı vaadettiğini, taraflar arasında düzenlenen bu sözleşmenin imzalandıktan sonra 22/03/2011 tarihinde tapuya şerh edildiğini, ancak davalının davacının tüm taleplerine rağmen dava konusu taşınmazdaki payını davacı adına tescile yanaşmadığını ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Birleştirilen .....ahkemesinin 2015/154 Esas sayılı dosyasında davacılar ..... vekili, davalılar arasında düzenlenmiş ........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvazaa nedeniyle iptal davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin babası muris...'in 19.12.2014 tarihinde vefat ettiğini, ölümünden önce 22.07.2013 tarihinde adına kayıtlı ... plakalı aracını torunu davalı ...'e sattığını, satışın mirasçılardan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı bir işlem olduğunu, davalının alım gücü bulunmadığı gibi, murisin aracı satmasını gerektirecek bir durumun da olmadığını, satış işleminin tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığı için iptali gerektiğini belirterek, satış sözleşmesinin muvazaa nedeniyle geçersiz olduğunun tespitini, trafik kaydının müvekkilin miras payı oranında iptaliyle davacı adına trafiğe kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla atanan kayyımlar tarafından yapılan araştırmada geçmişe dönük bir takım muvazaalı işlemlerle davacının mal varlığının azaltıldığının anlaşıldığını, davacı adına kayıtlı olan ... plakalı aracın davacı şirketin o tarihteki çalışanı olan davalıya satıldığını, bahse konu satış tutarının ödenmediği ve aracın da bu tarihten şirkete kayyım atandığı tarihe kadar şirket tarafından kullanıldığının anlaşıldığını, araç satış işleminin muvazaalı olduğunu ve yürütülen ceza soruşturmasından haberdar olunduktan sonra şirketin mal varlığını kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek, araç satış sözleşmesinin iptali ile aracın davacı şirkete adına tescil ve teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Hazine vekili, 26/07/2017 tarihli dilekçesiyle, davacının Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnameleri gereğince kapatılan ve Hazineye devredilen kuruluşlardan olduğunu belirterek davanın takibinin Maliye Hazinesince yerine getirileceğini bildirmiştir....
Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Olayımıza gelince;Önalım hakkına konu edilen ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 50/61 payı elbirliği mülkiyetine tabi olarak ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...., ..., ..., ... adlarına kayıtlı iken, davalı ...'e 23.3.2011 tarihinde toplam 100.000 TL bedelle satılması üzerine, davacı tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia ederek önalım davası açmıştır. Davacı bedelde muvazaa iddiasında bulunduğuna göre bu iddiasını kanıtlaması gerekir. Satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bu iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanması mümkündür....
Noterliği kanalı ile 15/09/2005 tarihinde 13725 Yevmiye No'lu Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesinin muvazaa sebebiyle kesin hükümsüzlüğüne ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut uyuşmazlıkta, davalıya çekişme konusu hissenin mülkiyetinin naklini sağlayan resmi senet içeriğinden payın 25.000,00 TL bedelle satışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ve müdahiller payın gerçekte daha düşük olduğunu önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmişlerdir. Davacılar, satış sözleşmesinin tarafı bulunmadığından bedelde muvazaa iddiasının tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanması mümkündür....
A.Ş. olduğu, fatura üzerinde şirketlerin adres ve vergi numaralarının farklı olduğunun da görüldüğü, davacının idiasını doğrular herhangi bir delil sunmadığı gibi toplanan delillerle tarafların arasında muvazaa olduğunun iddiasını kabule yarar delil bulunmadığı, borçtan muaf sözleşmesi yapıldıktan sonraki abonenin önceki abonenin borcundan sorumlu tutulamayacağının sabitt olduğu, netice itibariyle, müvekkili ile dava dışı 3. Şirket arasında bağ bulunmayıp ,dava dosyasında müvekkilinin dava dışı arasında muvazaa olduğu ispatlanmadığından, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, elektrik aboneliği sözleşmesinin muvazaa nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Yargıtay 3. H.D ve Hukuk Genel Kurulu' nca benimsenen ilke gereği, kural olarak sonraki abonelik, önceki abonenin borcunun ödenmesine bağlı kılınamaz....
sözleşmesinin muvaaza nedeniyle iptali ile davacıların 34 XX 824 plakalı (öncesi 34 XX 2671 plakalı aracın ) aracın 1/2 hissesinde Kayseri 3....