Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ve 00901 numaralı araç sipariş sözleşmesinin 6.maddesine göre; araç tesliminin, araç bedelinin ve iç dizayn bedelinin tamamının ödenmesinden sonra gerçekleşeceğinin kararlaştırıldığı, yukarıda 7 numaralı paragrafta belirtildiği üzere tarafların sözleşme serbestisi kapsamında böyle bir düzenleme yapabilecekleri, dosyaya sunulan ödeme belgelerine ve davacının beyanlarına göre, davacının davalıya 315.000 TL ödediği, bakiye kalan 30.000 TL yönünden bir ödemesinin bulunmadığı gibi, sözleşmenin 6.maddesine göre bedelin tamamının ödenmediği durumlarda araç bedelinde meydana gelecek artışlardan da davacının sorumlu olduğu, bu durumda, 6098 sayılı TBK’nın 97.maddesi ve taraflar arasındaki anılan sözleşmenin 6.maddesi gereği davacının araç bedeli ve dizayn bedelinin tamamı olan 345.000 TL’yi ve gecikmeden kaynaklanan bedel farkını ödemeden karşı taraftan aynen ifa talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından, davacının terditli taleplerinden ilki olan aynen ifa ve müspet zarar talebi yerinde görülmemiştir...

    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına araç devri için davacıya vekalet verilmesine göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA aşağıda dökümü yazılı 10,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 02/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, özellikle oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, 2918 sayılı kanunun 3. maddesine göre araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş kişinin gerçek araç maliki sayılmasına trafik siciline tescil edilmiş motorlu araçların mülkiyetinin noter tarafından düzenleme yoluyla yapılan satış veya devir işlemi ile devralana geçmesine, noterlerce yapılmayan her çeşit satış ve devrin geçersiz sayılmasına göre davalı ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ve aşağıda dökümü yazılı 371.52 YTL kalan onama harcın temyiz edenden alınmasına 29.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Gereği görüşülüp düşünüldü: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; servis işiyle uğraşan müvekkilinin 16+1 minibüsünü peşinata saydırarak 19+1 yeni araç aldığını, davalı ile dünür olması ve vergi indirimi dolayısıyla aracın davalı adına tescil edildiğini, müvekkilinin ait olan davalı adına kayıtlı ... plakalı ... marka minibüsün ruhsatının iptali ile bu aracın müvekkili adına kayıt ve tesciline ya da davalı şirket adına kayıtlı ... plakalı minibüsün araç ve plaka kayıtlarının iptali ile müvekkili adına kayıt ve tesciline, bu taleplerin mümkün olmaması halinde davalı şirketin ... plakalı minibüs ve öğrenci servis plaka bedelinin günümüz rayiç değeri ve faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20. maddesinde araç satışlarının yöntemi gösterilmiştir. Buna göre, noter satış senedi ile aracın mülkiyeti satın alana geçer. Aynı Kanunun 20/d maddesine göre trafikte kayıtlı motorlu araçların resmi şekilde yapılmayan satış ve devirleri geçersizdir. Somut olayda, araç tescil kaydına göre dava konusu traktörde taraflar eşit şekilde hissedardır....

          Mahkemece, toplanan delillere göre; mahcuz aracın mülkiyetinin haciz tarihinden önceki noter satış sözleşmesi ile davacı 3.kişiye geçtiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile araç üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, daval alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 19.12.2005 gün ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 140. Maddesi gereğince davalı alacaklıdan harç alınmamasına 1.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İlk derece mahkemesince; 2918 sayılı yasanın 20/d maddesi uyarınca tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirlerinin noterler tarafından yapılması gerektiği, davacının tescil isteminin dayanağı gösterilen sözleşmenin adi yazılı şekilde düzenlendiği, bu sebeple geçersiz olduğu , adi yazılı sözleşme ile araç mülkiyet payının devredilemeyeceği ve mülkiyetin davacıya geçmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 20/d bendi "Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır....

            Aracı noter satışı ile devralan adına tescil işlemi yaptırmamış olsa dahi aracın maliki olur. Somut olayda araç maliki olmayan ve başka bir nedenle de işleten olduğu kanıtlanamayan davalı ...’in zarardan sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              rehni sözleşmesine dayandığını ancak, yukarıda belirtildiği üzere, bu rehin kaldırılmış olup, halihazırda mevcut bile olmadığını, kaldı ki, işbu rehin sözleşmesi bir borcun karşılığı olarak değil, araç mülkiyetinin naklinin, bir başka deyişle, araç satışının teminatı olarak konulduğunu dolayısı ile, iddia olunan araç rehni sözleşmesinin yapılmış olması başlı başına müvekkili davacı tarafa gerçek bir borcu olduğunu göstermediğini, işbu rehin sözleşmesinin araç mülkiyetinin naklinin teminatı olarak yapıldığı ve müvekkili davacı tarafa gerçekte hiçbir borcunun bulunmadığı, Bursa 13....

                Kaldı ki tescil idari bir işlem olup trafik kaydındaki tescilin iptal ile yeni kayıt ve tescile karar verilmesi, idareyi işlem yapmaya zorlayıcı bir karadır. Oysa Adli yargı yerinde. İdareyi işlem yapmaya zorlayıcı türden bir karar verilemez. Yalnızca mülkiyetin tespiti hususunda hüküm kurmakla yetinilmelidir. Trafik tescil kaydının iptali ile yeni kayıt ve tescile karar verilmez....

                UYAP Entegrasyonu