Yukarıda belirtilen yasal değişiklikle, maddenin birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “ on “ ibareleri “dört olarak değiştirilmiştir. 30/5. fıkrada, 4056, 3465 ve sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işleticisi şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında cezanın genel hükümlere göre tahsil edileceği belirtilmiştir.Bu durumda yasanın emredici düzenlemesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 33.maddesinde yer alan, hakimin, Türk hukukunu resen uygulayacağına dair hükmü ve para cezasının tahsil edilmemiş olmasıda göz önünde bulundurarak, hükmün cezanın dört katı tutarında ceza şeklinde davalı yararına düzeltilmesi uygun görülmüştür.Davacı yönünden ise, ihlalli geçiş sonucu ödenmesi gereken gecikme zammı likit ve bilinebilir nitelikte olduğundan, davacı...
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasında, davacı tarafından talep edilen ihtiyati tedbirin ilk derece mahkemesince reddine dair verilen ara kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi....
Bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın anlaşarak, bu uyuşmazlığın çözümlenmesini özel kişi veya kişilere bırakmalarına ve uyuşmazlığın bu özel kişi veya kişiler tarafından incelenip karara bağlanmasına tahkim denir. Burada söz konusu olan ihtiyari tahkim, yani tarafların rızaları ile başvurabilecekleri tahkim yoludur. Tahkim sözleşmesinin tanımı ve şekli HMK 412. maddede düzenlenmiş, yasa da tahkim sözleşmesi, tarafların, sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşma olarak ifade edilmiştir. İkinci fıkrada, tahkim sözleşmesinin taraflar arasındaki sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabileceğine yer verilmiştir....
Davacı iddiasında, iptali talep edilen sözleşmeler ve eklerinin iradesinin bozularak imzalatıldığını ve mal varlığının ele geçirilmeye çalışıldığını ileri sürmüştür. Ancak bu iddiaya ilişkin, yaklaşık ispat ölçüsünde bir kanıt sunulmamıştır. İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda da, sözleme aşamasında davacının iradesinin bozulduğuna ilişkin TBK'nın 30 ve devamı maddelerinde düzenlenen hallerin bulunmadığı belirlenmiştir. İstinaf başvurusunda, somut olarak, sözleşmenin geçersizliğine ilişkin bir kanıt veya vakıa ileri sürülmemiş, genel olarak davacı iddiaları tekrar edilerek, tedbir kararı verilmemesi halinde, davacı lehine verilecek hükmün infaz edilemeyeceği belirtilmiştir. Dava konusu hakkında ihtiyati tedbir verilmesinin ilk koşulu, davadaki haklılığın yaklaşık ispat ölçüsünde, somut delil veya emarelerle kanıtlanmasıdır....
İİK'nın 277. maddesi anlamında iptal edilebilen tasarruflar, sadece malvarlığındaki bir hakka doğrudan etki yaparak, o hakkı başkasına nakleden veya sınırlayan, külfet yükleyen veya değiştiren veya sona erdiren hukuki işlemler olarak tanımlanan tasarruf işlemlerinden ibaret bulunmadığı gibi, tasarruf işlemlerinin ancak bir bölüm olarak dahil olduğu hukuki bir sonuç doğurmak üzere yapılan irade beyanları olarak tanımlanan hukuki işlemlerden de ibaret değildir. Bu madde gereğince borçlunun iptale tabi tasarrufları – kaynak yasanın Almanca metninde gösterildiği gibi – hukuki işlem kavramından daha geniş olan, onu da içeren ve kendisine hukuk düzenince hukuki sonuç bağlanmış olan hukuki fiillerdir. Borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan ve maddi hukuk bakımından geçerli olan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır....
İcra takibinin süresiz şikayet yoluyla iptalinin mümkün olmasının itirazın iptali davası sonuçlandıktan sonra dahi takibin iptal edilebileceği anlamına gelmektedir.Davacı vekili ;verilen kararın esastan red kararı olması gerektiğini ileri sürmüştür. Dava; esasa ilişkin nedenlerle (örneğin alacağın varlığı veya yokluğu, zamanaşımı gibi) red edilmediğinden karar usulden red kararıdır.Esastan red kararı olduğunun kabulü halinde ise alacaklı yeniden başlattığı icra takibinde mükerrer takip , itirazın iptali davasında kesin hüküm itirazı ile karşılacaktır.Zamanaşımı bakımından sakıncalı sonuçlar doğacağı ileri sürülmüş ise de TBK nın 158.maddesi bu haller için öngörülmüştür....
Mahkemece, davanın davacı ile davalı arasında satışı yapılan ve bedelinde uyuşmazlık bulunmayan 6.291,78TL asıl alacak 2.757,60TL işlemiş avans faizine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup davacı tarafından tüm takibe itirazın iptali talebiyle işbu davanın açıldığı, bu durumda alacak tutarının varlığı uyuşmazlık konusu olmadığından davalının bu miktar borcu olmadığını, borcun ödeme, ayıplı mal veya eksik teslimat nedeniyle sonlandığını kanıtlamakla yükümlü olduğu, davalının, dava tarihine kadar sözleşme konusu malzeme ve ekipmanların eksik veya hatalı olduğuna dair bir bildirimde bulunmadığı, ancak dava dilekçesine verdiği cevapta; davlumbaz ölçüsünün yanlış alındığını bu nedenle davlumbazın tekrar Bursa'ya götürülerek üst ve yanına eklemeler yapıldığını, yapılan bu eklemeler nedeniyle ilave bedelin kendilerine yansıtıldığını beyan ettiği, davalı tarafça ayıp ihbarının TTK 23/son maddesine göre davacıya yapılması gerektiği, somut olayda bu yönde yapılmış bir ayıp tespiti ve ihbarı...
İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir....
İlk derece mahkemesinin kabulü ve istinaf itirazları gözetildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık dava konusu "... " ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet "..." ibareli markalar arasında 6769 sayılı SMK'nın 6/1 maddesi uyarınca iltibas bulunup bulunmadığı, aynı Kanun'un 6/5 maddesindeki koşullarını gerçekleşip gerçekleşmediği ve dava konusu başvurunun kötü niyetli olup olmadığı noktasındadır. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 6/1 maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez....
İlk derece mahkemesince, taraf markaları arasında iltibas koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olup, davacının istinaf itirazları gözetildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlık taraf markaları arasında, 6769 sayılı SMK'nın 6/1. maddesi uyarınca iltibas koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 6/1 maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez....