Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

. - DAVA : Kayyımlık tayini DAVA TARİHİ : 07/02/2020 KARAR TARİHİ : 11/02/2020 YAZIM TARİHİ : 13/02/2020 Mahkememizde görülmekte olan Kayyım tayini davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket aile şirketi olarak kurulmuş olup, %48 hissesinin baba ..., %24 hissesinin oğlu ... ,%24 hissesinin damadı İbrahim Işık , %2 hissesinin eşi ..., %2 hissesinin davacı ...'ya ait olduğunu, ...'...

    Noterliğinden Hisse devri ve Şirket Kararlarının, hisse devrine ilişkin varsa ödeme belgelerini tarafına iletilmesi için ihtarname gönderdiğini, fakat, talebin gerçek dışı olduğu gerekçesi ile talebin reddedildiğini, mahkeme dosyasında yer alan, EK-1, EK-2, EK-3. EK.-4 no lu ıslak imzalı belgelerin altındaki imzaları kabul etmediğini ve imzalar ile ilgili olarak Adli Tıp Bilirkişi incelemesi talep ettiğini, CMK ve HMK ilgili maddeleri uyarınca Uzman Mütalaası taleplerinin reddedildiğini, belgelerdeki imzaların farklılık gösterdiğini, yapılan hisse devrinin usulsüz olduğunu, tüm hususlar incelenmeden ve delillerin gözetilmeden hukuku aykırı şekilde karar verildiğini, bu sebeplerden dolayı kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava, davacının davalı anonim şirkette pay sahibi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davalı şirket vekilinin davacının hisselerini ... ve ...'...

      da anonim şirket üyelerinin doğrudan yönetim kuruluna karşı dava açabilmesi için doğrudan zararlarının olması gerektiği, bilirkişi raporuna göre şirketin herhangi bir zararının olmadığı, şirketin mali durumunun iyi olduğunun belirtildiği, zararın davacı tarafça ispatı gerektiği, organ yokluğu söz konusu olmadığından ve bu durumda haklı sebep sayılamayacağından anonim şirket ortaklarının kanunda yazılı prosedüre göre genel kurulu toplayıp, yönetim kurulunu seçmesi gerektiği gerekçesiyle davacı tarafın anonim şirketin feshine yönelik davasının reddine, alınan bilirkişi raporuna göre de şirketin yönetimi nedeniyle maddi zararın olmadığı göz önünde bulundurularak açılan tazminat davasının reddine karar verilmiştir. Kararı davacılar ve davalı şirket vekilleri temyiz etmiştir....

        Anonim Şirketi'nde bulunan %15 oranındaki payının tamamının davalıya devrine yönelik işlemin murisin ehliyetsizliği ve devir sözleşmesinde murise atfen atılan imzanın sahteliği nedeniyle geçersiz olduğunun, bunun kabul görmemesi halinde devrin muvazaalı olduğunun tespiti ile iptali, murise ait payın miras payı oranında davacı adına tescili talebine ilişkin olup, muris ile davalı arasında yapılan hisse devrinin, ehliyetsizlik, sahtelik veya muvazaa nedeniyle geçersiz olup olmadığı hususlarında 6102 sayılı TTK'daki ilgili hükümler de gözetilmek suretiyle karar verilecektir. Anonim şirketlerde pay ve pay devrine ilişkin hükümler TTK'da düzenlenmiş olup, TTK'nın 4/1.a maddesi uyarınca eldeki dava mutlak ticari dava mahiyetindedir. Bu nedenle davaya bakma görevi asliye ticaret mahkemesine aittir....

          Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, hisse senedine bağlanmamış payların yazılı bir devir sözleşmesi ve yönetim kurulunun devir işlemini onaylaması üzerine devralanın pay defterine kaydedilmesine ile tamamlanmış olacağı, olayda devir işleminin ve yönetim kurulu kararının mevcut olduğu, hisse bedelinin ödenmemesinin pay defterine kayda engel olarak gösterilemeyeceği, davalının diğer kaydetmeme gerekçelerinin de yerinde olmadığı, anonim şirket pay devrine ilişkin sözleşmenin şekil şartına bağlanmadığı, şirketin 2011 yılında zarar etmesi nedeniyle kâr dağıtımı yapılmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davacının 11.02.2011 tarihi itibariyle davalı şirket ortağı olduğunun tespiti ile bu sıfat ile davalı şirket pay defterine kaydının yapılmasına, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

            Davalılar vekilleri, davalılardan ... davalı şirketteki davacıya ait hisseleri 500.000 TL. ödeyerek devraldığını, işlem tarihte davacının hukuki ehliyetinin yerinde olduğunu beyan ederek davanın reddini istemiştir. Davacı tarafından dava konusu pay devrine ilişkin Konya . Noterliği'nin 06/10/2015 gün ve ... yevmiye nolu anonim şirket pay devri sözleşmesi ile davalı şirket yönetim kurulunun 02/10/2015 gün ve 7 sayılı karar sureti ibraz edilmiş, davacıya vasi tayinine ilişkin Konya . Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 18/10/2017 gün ve ... E. ... K. sayılı kesinleşmiş karar sureti ile bu dosyaya ilişkin adli tıp raporu dosyamıza getirtilmiş, davalılar tarafından hisse devri karşılığında yapılan ödemeye ilişkin 2 ayrı dekont ibraz edilmiş, Konya Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları ile ilgili hastanelerden davacıya ait tedavi belgeleri suretleri getirtilmiş, taraf tanıkları dinlenilmiş, Adli Tıp Kurumu 4....

              tam fiil ehliyeti bulunmadığından şirket yönetimine kayyum atanması gerektiğini, öncelikle şirketin tüm mal varlığının tespiti ile şirket bünyesindeki aktif mal varlığının muhafazası ve pasif mal varlığının müvekkilin zararına olacak şekilde arttırılmasının engellenmesi amacıyla üçüncü kişiler lehine temlik ve sınırlayıcı hakların kurulmasını engelleyici ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yönetim kurulu başkanı Mustafa Suat Sucuka'nın hali hazırda davalı şirketin ticari faaliyetlerini yürütmesi şirket menfaatleriyle çakışacağından doğacak olan zararları önlemek amacıyla şirket yönetimine kayyum atanmasını, T3 Şirketi'nin haklı nedenle feshedilerek tüzel kişiliğinin sonlandırılmasını, aksi kanatte olunması halinde, müvekkilin hissesinin karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenerek şirket ortaklığından çıkartılmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              a ait hissenin davalı ... adına kaydedildiğini, aşamalarda bu sözlü anlaşmaya uygun olarak dava dışı şirketin iş ve işlemlerinin yürütüldüğünü, ancak sonrasında davalı ... tarafından davacıya ait hissenin devir işleminin gerçekleştirilmediğini, hisse bedelinin ödenmesi taleplerinin yerine getirilmediğini belirterek dava dışı şirket kayıtlarında davalı adına kayıtlı bulunan davacıya ait hisse bedelinin gerçek değeri üzerinden hesaplanması suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davalı şirketin dava dışı ... ve davalı ... tarafından kurulduğunu, hisselerinin tamamının davalı ... ile dava dışı ...'a ait olduğunu, davanın herhangi bir dayanağının bulunmadığını, haksız, yersiz ve dayanaksız olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; ticaret sicili kayıtlarına göre dava dışı ......

                yapılmadan karar verildiğini, vekil edeni T4 diğer vekil edeni şirketteki sermayesine haciz konulmasının yasa hükümlerine aykırı olduğu iddia edilmesine rağmen, mahkemece bu bağlamda bir inceleme yapılmadığını ve sermaye haczi yönünden bir karar verilmediğini, TTK'nın 133/2 maddesi gereği bir ortağın şahsi borcundan dolayı, o ortağın anonim şirketteki sadece hissesinin, kar ve tasfiye payının haczinin mümkün olduğunu, haczedilebilecek unsurlar arasında ortağın şirkete koyduğu sermayenin sayılmadığını, TTK'nın 128, 329/2 maddelerine göre, vekil edeni T4 tarafından konulan sermayenin, borçlu vekil edenine değil, 3. şahıs durumundaki diğer vekil edeni şirkete ait ve onun mamelekinde olan bir unsur olduğunu, Yargıtay kararlarında da sermaye koyma taahhüdü yerine getirildiğinde, sermayenin şirket malı olduğunun açıkça belirtildiğini, vekil edeninin şahsi borcundan dolayı, ortağı olduğu şirkete ait sermayeye haciz konulamayacağını, anonim şirket hissesinin haczi için İİK'nın 89. maddesi gereğince...

                den, 1/200'e düşürüldüğünü, davacı şirketin yokluğunda genel kurul toplantısı yapıldığını ileri sürerek genel kurul kararının hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap vermemiştir. Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin 28/.../1998 tarihli genel kurulunda alınan ana sözleşmenin sermaye maddesinin tadiline dair genel kurul kararının kesin hükümsüz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı şirket ve ... temyiz etmiştir. 1. Temyiz eden ..., davada taraf olmayıp, mahkemece aleyhine karar verilmediği anlaşıldığından kararı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir. .... Dava, anonim şirket genel kurul kararının hükümsüz olduğunun tespiti istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu