Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hisse devrinin yapıldığı 25/06/2014 tarihi itibarıyla değil, mahkeme kararının kesinleşmesi tarihi itibarıyla müvekkilinin çıkmasına karar verildiğini, hissenin devralındığı aynı gün hissenin devralınan ortağa geri devredildiğini, ancak hissenin geri devrinin davalı şirket pay defterine işlenmediğini, tescil ve ilan işlemlerinin yapılmadığını, ticaret sicil gazetesinde ilan edilen kararlardaki müvekkili imzasının sahte olduğunu, şirket pay defterinin müvekkilinin elinde bulunmadığını, davalının şirket hisse devrini ticaret sicil gazetesinde tescil ettirmekten imtina ettiğini, şirket karar defterine sahte imzalar atılarak kararlar alındığını, bu nedenle çıkma kararının 25/06/2014 tarihi itibarıyla verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, açılan dava, 6102 sayılı TTK hükümlerine tabi olduğunu, TTK 595 madde " Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse esas sermaye payının devri için ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur " hükmüne yer verildiğini, somut davada sadece noterlikte Limited Şirket hisse devir sözleşmesinin yapılması yeterli olmadığını, TTK 595 maddeye göre pay devrinin tamamlanabilmesi için genel kurul onayı gerekmekte olduğunu, bu icazet açılan davada mevcut olmadığından pay devrinin sicile tescili işlemlerinin kabulü mümkün olmayıp açılan davanın reddine karar verilmiştir....

      Dosyanın incelenmesinden; dava konusu e-haciz işlemine dayanak alınan ödeme emri, limited şirket ortaklarını, şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve hisseleri oranında sorumlu tutan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesi uyarınca düzenlenmiş ise de, olayda asıl borçlu şirket, limited değil; anonim şirket olduğundan davacının takibinin bu madde uyarınca yapılmasına kanunen olanak bulunmadığı gibi, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre anonim şirketlerde temsil yetkisinin yönetim kurulunda olduğu, kamu alacağının anonim şirket şeklinde örgütlenmiş tüzel kişiliğin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde, esas sözleşmede aksi öngörülmemişse temsil ve ilzama yetkisi bulunan, bir başka ifadeyle kanuni temsilci konumundaki yönetim kurulu üyelerinden takip ve tahsili cihetine gidilmesi gerekmekte olup, anonim şirket ortaklarının sorumluluğunu...

        İcra dairesinin bu ihbarnamesini (haciz bildirisini) alan anonim şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorundadır; ancak, çıplak pay haczi, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haciz bildirisinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılır (İİK. m. 94/1 CA Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004 baskı, s. 392, 393). İİK'nun 88. maddesinin birinci fıkrasına göre ise, haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve kıymetli şeyleri icra dairesi muhafaza eder. Bu fıkrada yazılan şeylere icra dairesi tarafından el konulması, bunların haczi için geçerlik şartıdır....

          İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacının davalı şirketteki hisse devrinin iptali ile pay miktarının tespiti ve pay defterine işlenmesi, şirket yöneticilerinin sorumluluğu nedeniyle uğranılan zararın davalı yöneticiler ve davalı şirketten tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davacının davalı şirkette pay sahibi olduğunun tespitine ve pay defterine işlenmesine, davalı şirket ve yöneticiler aleyhine açılan sorumluluk davasının ise zaman aşımından reddine karar verilmiş; bu karara karşı, bir kısım davalılar vekillerince, yasal süreler içinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalılar T9 Seçil Kasırga, T6, T7 vekili istinaf başvurusunun incelenmesinde; Mahkemenin de gerekçesinde belirtildiği üzere ve emsal gösterdiği Yargıtay 11....

          TTK'nın 34 ve Ticaret Sicil Tüzüğü'nün 28. maddeleri çerçevesinde işlem yaptığını, TTK'nın 520. maddesi uyarınca limited şirketlerde hisse devrinin, devre ortaklar kurulunda onay verilmesi ve bu hususun pay defterine kaydedilmesi ile tamamlandığını, tescili zorunlu hususlar arasında pay devrinin bulunmadığını, devrin tescili için ilgililerin yani şirket yetkililerin hisse devrine onaylarına ilişkin ortaklar kurulu kararının tescili talebinde bulunmaları gerektiğini oysa, böyle bir kararın alınmadığını ve davacının da şirketteki ortaklığının devam ettiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini ve dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ..., kendisinin şirketle bir ilgisinin bulunmadığını, hisse devrinden de haberdar olmadığını, davacıyı da tanımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir....

            Aynı Kanunun 33'üncü maddesinin birinci fıkrası, tescil ve ilan edilmiş konulardaki her türlü değişikliğin de tescil ve ilanını;38'inci maddesinin 1'inci fıkrası ise ticaret sicil kayıtlarının nerede bulunursa bulunsun, üçüncü kişiler hakkında kaydın tescili ve gazetede ilan edildiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceğini öngördüğü için evvelce şirketi tek başına temsil ve ilzam yetkisiyle donatılarak müdür atandığı tescil ve ilan edilen kimsenin ortaklık payını devretmesi, şirketin temsil ve ilzamı konusundaki dış ilişkide ancak, ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmekle hukuksal sonuç yaratabileceğinden, ticaret sicilinde şirket müdürü olarak tescili süren davacının bu sıfatının sona erdiği kabul edilemez....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Dava ve birleşen dava davalı şirketin 05/01/2017 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunun şirketin pay defterine göre yapılmamış olduğu, şirket hissedarı olmayanların genel kurula alınmasına rağmen şirket hissedarlarının genel kurula katılmasının engellendiği, hazirun cetvelinin kanuna ve pay defterine aykırı olarak düzenlendiği, toplantıya katılma ve oy kullanma yetkisi olmayan kişilerle toplantı yapıldığı öne sürülerek davalı şirketin 05/01/2017 tarihli genel kurulunun yoklukla malul olduğunun tespiti ve/veya genel kurulda alınan kararların iptali talebine ilişkindir....

                İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; "...Dava ve birleşen dava davalı şirketin 05/01/2017 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulunun şirketin pay defterine göre yapılmamış olduğu, şirket hissedarı olmayanların genel kurula alınmasına rağmen şirket hissedarlarının genel kurula katılmasının engellendiği, hazirun cetvelinin kanuna ve pay defterine aykırı olarak düzenlendiği, toplantıya katılma ve oy kullanma yetkisi olmayan kişilerle toplantı yapıldığı öne sürülerek davalı şirketin 05/01/2017 tarihli genel kurulunun yoklukla malul olduğunun tespiti ve/veya genel kurulda alınan kararların iptali talebine ilişkindir....

                Mahkeme gerekçesinde de açıkca belirtildiği gibi olay tarihinde yürürülükte bulunan BK'nın 182/2. maddesi uyarınca aksine adet veya sözleşme yok ise, alıcı ve satıcı borçlarını aynı zamanda ifa etmekle mükelleftir. Bu itibarla, tarafların imzasını taşıyan 10.03.2010 tarihli hisse devir senedine göre, menkul niteliği taşıyan anonim şirket paylarının devri davacıya yapılmakla, bedelinin de aynı zamanda ödendiğinin kabulü gerekir. Yine mahkeme gerekçesinde 10.03.2010 tarihli hisse devir senedine rağmen, pay devrinin veresiye satış olduğuna dayanak olarak davalının imzası bulunmayan 18.03.2010 tarihli dava dışı anonim şirket başkanı ve yünetim kurulu üyesi ile davacı arasında imzalanan protokollerin devir ile alakalı olduğu, dolayısıyla 10.03.2010 tarihli hisse devir sözleşmesi ile devir ilişkinin sona ermediği ve devrin veresiye olduğu kabul edilmiştir. Ancak yukarıda bahsi geçen iki adet protokolde davacının imzası yoktur....

                  UYAP Entegrasyonu