Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in çocuğu olup olmadığının tespiti bakımından DNA testi yapılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, sadece davacı iddiası davalı ...'in kabulü ve tanık beyanlarına dayanılarak davanın kabulü, 2-Kabule göre de; davalı ...'un annesi olduğuna karar verilen davalı ... ile arasında kayden bağ kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Kimlik numaralı İrfan ve Ayşe'den olma 01/01/1940 doğumlu , 09/07/2014 tarihinde vefat eden SEVDİYE olduğunun tespiti ile T1 ile SEVDİYE arasında nüfus kaydı itibari ile bağ kurulmasına, dair karar verildiği anlaşılmıştır. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilebilmesi için dna incelemesi yapılması gerektiğini, buna göre mahkemece eksik inceleme yapıldığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ GEREKÇE : Açılan dava, anne ile nüfus kayıtları arasında bağ kurulması istemine ilişkindir. Davacı taraf, nüfus kaydında anne adının Sevdiye olarak göründüğünü, ancak anne kaydıyla kendi kaydı arasında bağ bulunmadığını belirterek kayıtların düzeltilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır....

    Davacı vekili, davacı T1 annesi Muazzez'in 1995 tarihinde öldüğünü, anne ve babasının Mansur ve Huriye(Huri) olduğunu, nüfusa mükerrer kayıt edildiklerini, Huriye ve Mansur'un Yeşil soyadı ile nüfusa kayıtlı olduklarını ayrıca, farklı TC numarası ile Mansur ve Huri olarak nüfus kayıtlarının bulunduğunu, Mansur ve Huriye'nin (Huri) mükerrer kaydedildiklerini, davacının annesinin kardeşi Yusuf'un da ana adının yanlış yazıldığını beyanla mükerrer kaydın kapatılarak nüfus kaydının birleştirilmesine ve aynı kişi olduklarının tespitine karar verilmesini talep ettiği, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek hane 38 ve hane 27'de nüfusa kayıtlı Huriye Yeşil ile Huri'nin ve Mansur Yeşil ile Mansur'un aynı kişi olduklarının tespitine, 27 hanedeki kayıtların iptali ile her iki kayıt arasında bağ kurulmasına karar verildiği görülmüştür....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Kayıtlarının Düzeltilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde, vekil edeninin annesi ile arasında nüfus kayıtları yönünden bağ bulunmadığını açıklayarak, vekil edeninin nüfus kaydında anne adı olarak yer alan "..."nin kim olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, davalı ... takdiri mahkemeye bırakmıştır. Mahkemece, davacı ...'ın anne isminin ... ve ... kızı ... olduğunun tespitine dair verilen karar davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, annenin tespiti istemine ilişkindir....

      Somut olayda, mahkemece yukarıda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dosya kapsamı incelendiğinde davalının babasının ve annesinin SSK veya Bağ-Kur'a kayıtlı olup olmadığı kayıtlı ise ne zamandan beri kayıtlı oldukları, bu kurumların (SSK, Bağ-Kur) sağlık hizmetlerinden yararlanıp yararlanmadıkları, sağlık karnesi alıp almadıkları hususlarının SSK ve Bağ-Kur'dan (şimdi SGK dan) açık olarak sorulup tam ve kesin olarak tesbit edilmeden sadece davacı idarenin teftiş raporuna dayalı olarak ve davacı tarafından tek taraflı olarak sunulan fotokopi belgeler ile eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Diğer yandan işlemiş faiz alacağı ile ilgili olarakta; "BK 101.maddesine göre muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrid olur." hükmü getirilmiştir. Temerrüt, ya bir ihtar ile ya da dava açılması vs. suretiyle gerçekleşir....

        Mahkemece yapılan yargılamada; davanın TMK 301. ve devamı maddelerine dayanan anne ve babalığın tespitine yönelik olduğu, görevin kamu düzenine ilişkin oluduğunu ve yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un 4. Maddesi ile, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK.m.118- 395) kaynaklanan bütün davaların aile mahkemesinde bakılacağı gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Bu görevsizlik kararı taraflarca istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş ve dava dosyası HMK 20/1 maddesi uyarınca ilgili mahkemeye gönderilmiştir. DAVANIN GÖNDERİLDİĞİ MAHKEME TARAFINDAN YAPILAN İŞLEMLER: Görevsizlik kararı üzerine dosya kendisine gönderilen Bursa 6....

        Davacı, anne adının düzeltilmesini istediğine göre, çoğun içinde azı da vardır kuralı uyarınca düzeltme isteminin tespiti de kapsayacağı dikkate alınarak, her ne kadar ölü kişinin ismi değiştirilemez ise de; dosyada bulunan ve toplanacak kanıtlara göre koşulları oluştuğu takdirde davacının kendi nüfus hanesinde annesi olarak görünen “...” ile Cilt No: ..., Hane No: ..., BSN: ...'da nüfusa kayıtlı bulunan, ... ve ...'den olma, ... 01/07/1887 doğumlu, ... T.C.Kimlik Numaralı “...”nin aynı kişi olduğunun tespitine ve kayıtlar arasında bu şekilde bağ kurulmasına karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği dikkate alınmadan yerinde olmayan gerekçe ile davanın kabulüne ve davacının annesinin hanesinde “...” olarak yer alan isminin “...” olarak düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

          Davacının MERNİS doğum formu incelendiğinde; bildirim usulüne göre düzenlendiği, bildirimde bulunanın 2014 yılında vefat eden baba Rahmi Baş olduğu ve MERNİS doğum formunda anne olarak bildirilen ismin Emine olduğu davacının hastane doğum kaydının olmadığı bu bildirim üzerine davacının diğer kardeşlerinden farklı olarak anne adının nüfusa Emine olarak tescil edildiği görülmektedir. Açılan dava, davacının nüfus kaydındaki anne adının gerçek annesinin adı olarak düzeltilmesi ve gerçek annesi ile arasında bağ kurulması davasıdır....

          Anne olduğu iddia edilen ... ve Şerife kızı 1894 doğumlu ...'in mirasçılarının verilecek karar ile miras hakları etkileneceğinden mirasçılarının tespiti ile mahkemece bu kişilerin re'sen davalı sıfatı ile davaya katılmaları sağlandıktan ve varsa delilleri toplanarak işin esasının incelenmesi gerekirken bu husus gözetilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında karar verilmesi, 2. Kabule göre de; Dava, nüfus kayıtlarında davacının annesi ... ile anne olduğu iddia edilen ... arasında bağ kurulması istendiğinden kamu düzenine ilişkin olan bu tür davalarda, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği sonuçlara göre karar vermek zorundadır. Somut olayda sadece tarafların beyanları ile yetinilmeyip ...'in, davacının annesi ...'...

            Daha önce HUMK m.187/4'de bir ilk itiraz olarak nitelenen bu husus HMK m. 114/1- ı. hükmü ile dava şartı haline getirilmiştir. Dava, anneliğin tespiti ile nüfus kayıtlarının bu doğrultuda düzeltilmesi istemine ilişkindir. Dosya içeriğinde yer alan deliller ile dairemizin derdest olan 2020/135 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; T1 vekili tarafından Türk vatandaşlığı kazanmaya esas almak üzere anneliğin tespitine ilişkin olarak 25.05.2016 tarihinde açılan ve Gaziantep 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.09.2017 gün ve 2016/192- 2017/326 sayılı ilamıyla davanın esastan reddine dair kararın istinaf edilmesi üzerine dairemizin 24.04.2018 tarih ve 2018/209- 693 sayılı hükmüyle kararın düzeltilerek esastan reddine hükmolunduğu ve bu hükmün de temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 8....

            UYAP Entegrasyonu