Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fer'i müdahil SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın hizmet tespiti niteliğinde olduğundan eylemli ve gerçek biçimde çalışmanın varlığının hiçbir kuşkuya yer açmayacak şekilde somut ve inandırıcı delillerle ispatlanması gerektiğini, hizmet tespiti davalarının 5 yıllık hakdüşürücü süreye tabi olduğunu, hakdüşürücü süre itirazında bulunduklarını, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dairemizce dosya üzerinde ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK'nın 355....

un davacı hanesindeki kaydının silinmesini istemiş; mahkemece; davacı ile küçük ... arasında herhangi bir bağ olmadığı halde, sahte olarak kendi hanesine tescil edildiğini ileri sürmüş ise de; davacının bu iddiasını ispatlayamadığı gibi, aksine küçüğün tanıma yoluyla nüfusa tescil edildiği, davacının sanık olarak yer aldığı ceza mahkemesindeki yapılan yargılama sırasında tanıma senedindeki imzanın kendisine ait olduğu adli tıp kurumu raporuyla anlaşıldığı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; 27.05.2005 doğumlu ...'ın annesi ...'ın beyanı üzerine 13.06.2005 tarihinde düzenlenen doğum tutanağına göre annesinin bekarlık hanesine tescil edildiği, yine 13.06.2005 tarihli tanıma senedinin ...nezdinde düzenlendiği, anne ...'ın ... olan soyadının ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.01.2006 gün 2005/430 Esas 2006/57 Karar sayılı ilamı ile ... olarak değiştirilmesi üzerine küçük ...'...

    Bağ-Kur sigortalısı olduğunu Kurum’dan sormak, Kurum tarafından bildirilen bu hizmet süreleri yönünden davacının ... Bağ-Kur sigortalısı olduğunu kabul etmek, davacının ... Bağ-Kur sigortalısı olmadığı veya Kurum tarafından sigortalı olarak kabul edilen hizmet süreleri yönünden hüküm kurulmasında yarar olup olmadığını değerlendirmek ve davacının talebi 10.03.2014 tarihine kadar ... Bağ-Kur sigortalılığı hizmetinin tespiti istemi olup talepten fazlasına dair hüküm kurulamayacağını da gözeterek sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, 08.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

      müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle mahkumiyet ve beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA, 3-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma, sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında ise suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesine gelince; TCK'nın 220. maddesinde tanımlanan "örgütün" varlığının kabul edilebilmesi için hiyerarşik ilişki içinde olan en az üç kişiden teşekkül etmesi, örgütün yapısının sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan belirsiz sayıda suçları işlemeye elverişli bulunması, suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşme ile işbirliği, eylemli paylaşım anlayışı içinde hareket etmesi ve bu amaçlar doğrultusunda faaliyette bulunup, "devamlılık" göstermesi gerekir....

        Mahkemece, Dairemizin 2012/ 3009 - 14556 sayılı bozma ilamına uyulması sonrasında, tespitine karar verilen tarihten itibaren davacının Tariş'e bağlı Pamuk Tarım Satış Kooperatifine 1999-2009 yılları arasında ürün teslim ettiği ve hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de; Bozma ilamında belirtildiği üzere, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79 ve 5510 sayılı Kanunun 86.maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemesi, anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti"nin söz konusu olamayacağı gözetilmemiştir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, 20.08.2001-14.11.2001 ve 24.03.2008-22.04.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında geçerli sayılan sigortalılığı iptal edilerek anılan dönemlerde de 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin olup, mümkün olmaması halinde Kurumca, 20.08.2001-14.11.2001 ve 24.03.2008-22.04.2008 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında geçerli sayılan sigortalılık süresi dışında 2926 sayılı Kanun kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, asıl talebin reddine, Kurum işleminin iptali ile davacının 1479 sayılı Kanuna tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı dışındaki primi ödenmiş olan Tarım Bağ-Kur sigortalılığının geçerli sayılması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir....

            Eldeki dava dosyasına konu olayda, muhtar bildirimi ile davacının 01.09.1985 tarihi itibariyle Tarım Bağ-Kur sigortalı olarak tescilinin yapıldığı, 2009 yılında yaşlılık aylığı başvurusu üzerine 01.07.1985-01.12.1985 ve 01.12.1989-31.01.1991 tarihleri arası 4/I-a'lı sigortalılık bildirimi bulunduğu gerekçesi ile tescili iptal edilmiş ve ilk tevfikata istinaden 01.06.1998 tarihi itibariyle Tarım Bağ-Kur tescili yapılmıştır. Mahkemece 01.07.1985-01.12.1985 tarihleri arası 4/I-a'lı sigortalılık bildirimi iptal edilmiş ise de hangi tarihte Tarım Bağ-Kur tescilinin yapılması gerektiği ve hangi tarihler arasında Tarım Bağ-Kur'lu olduğunun tespiti hususunda bir karar verilmeden, yaşlılık aylığı bağlanma şartlarının ne şekilde oluştuğu irdelenmeden 01.02.2009 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmiştir. Karar bu haliyle infaza ve denetime elverişli bir karar değildir....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, Tarım Bağ-Kur sigortalılık tespiti ile hizmetlerinin birleştirilmesi durumunda kısmi veya tam yaşlılık aylığına hak kazanabileceğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus (Anne Adının Düzeltilmesi) Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R ... vekili müvekkilinin nüfus kayıtlarındaki anne-baba adının gerçeği yansıtmadığı gerekçesi ile anne ve baba adının düzeltilmesini istemiş,... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24.01.2008 gün 2006/9-2008/4 Karar sayılı dosyası ile baba adının düzeltilmesi yönünden davanın açılmamış sayılmasına, anne adının düzeltilmesi davası yönünden ise Aile Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir. Temyize konu kararda ise ...1. Aile Mahkemesi'nce davanın zamanaşımı ve usulden reddine karar verilmiştir....

                  ın babasının ... ... olmadığı iddiası bakımından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286. madde kapsamında soybağının reddi, biyolojik babanın ... olduğu yönünden ise aynı Kanun'un 301.maddesi gereği babalığın tespiti istemine ilişkindir. 1- Davacı ...'nin açtığı soybağının reddi davası yönünden; Dava, çocuk adına yasal temsilci sıfatıyla anne tarafından Türk Medeni Kanununun 286. maddesi uyarınca açılan soybağının reddine ilişkin olup somut olayda, davacı anne tarafından çocuğa velayeten açılan davada küçük ...'ın gerçek babasının ... ... olmadığının tespiti ile soybağının reddine karar verilmesinin istendiği ve davanın küçüğe kayyım tayin ettirilmeden karara bağlandığı anlaşıldığından; yasal düzenlemeler dikkate alındığında, her ne kadar soybağının reddi davası anne tarafından açılamayacak ise de eldeki davanın küçük ...'a velayeten anne tarafından açıldığı gözönünde bulundurulduğunda, mahkemece küçüğe kayyım tayin ettirilip davanın kayyıma ve baba ...'...

                    UYAP Entegrasyonu