Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şöyle ki; Davacı tarafından delil olarak sunulan Whatsapp yazışmalarının davalı tarafından açıkça itiraza uğramamasına karşılık , mahkemece bu konuda her hangi bir değerlendirme yapılmamış, davalı baba yönünden sosyal inceleme raporunun davalı babanın anne ve babası ile yaşadığı müşterek konutta düzenlenmesine rağmen uzmanlar tarafından davalının anne ve babası ile kreş ya da devam ettiği okul da görev yapan öğretmenleri dinlenmeden alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır....

Davacılar kayıt düzeltim isteğiyle eldeki davayı açtıklarından çoğun içinde azda vardır ilkesi uyarınca mahkemece davacı ile tapu malikinin aynı kişi olduklarının tespiti yönünde hüküm kurulması gerekirken kayıt malikinin anne adınının düzeltilmesine karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davalı vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1-c) bendinin son cümlesinde yeralan “..anne adı . ... anne adının ....” ibareleri çıkarılarak anılan cümlenin sonuna “... ve ...'dan olma ... ile tapu maliki ... oğlu ...'in aynı kişi olduklarının tespitine “ ibarelerinin yazılmasına, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK'nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 02.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    ın mirasçılarının hukukunu da ilgilendireceği gözetilerek bunların tespiti ile yöntemince davaya katılmalarının sağlanmasından sonra toplanan ve toplanacak olan kanıtlar doğrultusunda hüküm kurulması gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacının Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kadının boşanma davası, velayet, kusur, manevi tazminat yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı-davalı kadının velayet yönünden temyizinde; Velayette aslolan çocuğun menfaatidir. Çocuğun 2007 ...ayından bu yana anne yanında olduğu anne ile aralarında duygusal bağ oluştuğu, anneyi istediği, okul ve yaşadığı çevreye alıştığı, alınan uzman raporlarından da velayetin anneye verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, anne yönünden nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacılar... ve ... ...'in anneleri olarak görünen davacı adının sicilden silinmesini, adı geçenlerin gerçek annelerinin tespiti ile tesciline karar verilmesini istemiş, mahkemece, aile mahkemesinin görevli olması nedeni ile mahkenin görevsizliğine karar verilmiştir. Dava, nüfus kütüğündeki anne kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup Türk Medeni Kanunu'nun 282. maddesine göre çocuk ile ana arasında soybağı doğumla kurulacağından çocuğu doğuran kadının anne olduğunun tespiti için açılan dava, soybağı davası değil, doğuran kadının tespitine ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı anne tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba, evlilik dışı dünyaya gelen ve tanıma yoluyla aralarında bağ kurulan küçük ... velayetinin anneden alınarak kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın reddine, müşterek çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin kurulmasına karar verilmiştir. Davacının davası velayetin değiştirilmesine yöneliktir. Davacının kişisel ilişki düzenlenmesine yönelik dava dilekçesinde talebi bulunmadığı gibi harcı verilerek açılmış bir davası da (TMK m. 323 vd.) bulunmamaktadır. Davacı tarafça bu konuda bir ıslah talebinde de bulunulmamıştır....

              Somut olayda; davanın kabulüne karar verildiği belirtildiği halde davacının Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemini karşılamayacak ve infaz edilemeyecek şekilde davacının “...faaliyetinin Bağ-Kur kapsamında olduğunun tespitine...” şeklinde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6217 sayılı Kanunun 30'uncu maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen Geçici 3'üncü madde atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 438'inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. SONUÇ: Hüküm fıkrasına birinci bendine yer alan “...sürelerdeki faaliyetinin Bağ-Kur kapsamında olduğunun...” ibaresi silinerek yerine “sürede 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğunun” ibaresinin eklenmesine ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Davacı, 1994-08/02/2010 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile geçerli sayılmasına, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 1994 yılından 08.02.2010 tarihine kadar ... Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının ......

                  ın doğum tarihi ile anne adının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Doğum tarihinin düzeltilmesi davası ile ilgili olarak dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; ....'ın "..." olan anne adının "..." olarak düzeltilmesine karar verilmiş ise de, ...'nin kimliği belirlenmeden, sağ ise bizzat, ölmüş ise mirasçılarının yöntemince davaya dahil edilip beyanları alınmadan bu bağlamda ...'in gerçek annesinin tespiti için DNA testi yaptırılmadan salt anne ve babanın soyut anlatımlarına dayanılarak yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile ...'in anne adının istem gibi düzeltilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu