Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacı, davalı ile imzalanan “Anlaşmalı Boşanma Protokolü” başlıklı tarihsiz belge kapsamında ortak çocukları ...’nın tüm gider ve masraflarını ve geleceğini karşılamak amacıyla davalıya 300.000,00 TL’yi banka kanalıyla gönderdiğini bu paranın aylık olarak ödenecek olan nafaka yerine toplu ödeme olarak düşünüldüğünü ancak boşanma davasında mahkemece aylık nafakaya hükmedildiğinden toplu ödeme tutarı 300.000 TL'nin davalı yedinde sebepsiz kaldığını ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır. Dosyanın incelenmesinde, davacı tarafından ödemenin 28.10.2014 tarihinde yapıldığı, hakim tarafından onaylanmamış tarihsiz protokolün ise 12.11.2014 tarihinde açılan boşanma davasına ilişkin olduğu, bu kapsamda ödemenin boşanma davasından önce yapıldığı, yine ödemeye ilişkin dekontta da yapılan ödemenin protokol kapsamında olduğuna yönelik herhangi bir açıklamanın bulunmadığı anlaşılmaktadır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nın 166/3 maddesinde düzenlenen anlaşmalı boşanma isteğine ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir .Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava TMK'nın 166/3 maddesinde düzenlenen anlaşmalı boşanma isteğine ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir .Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

    Somut olayda; davacı taraf, anlaşmalı boşanma davasından sonra ekonomik durumunun kötüye gittiğini iddia ederek iştirak nafakasının azaltılmasını istemiyle bu davayı açmış olup, davacı tarafın dosyaya yansıyan yaşam standartları, davalı kadının protokol gereği yükümlülükleri yerine getirdiği, çocuğun yaşı, ihtiyaçları dikkate alındığında anlaşmalı boşanma davasından sonra, davacının ekonomik koşullarının olağanüstü bir şekilde aleyhine değiştiği hususunu ispat edememiştir. Bu haliyle, ilk derece mahkemesince davanın reddine dair verilen karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmakla davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/07/2020 NUMARASI : 2019/182 ESAS - 2020/374 KARAR DAVA KONUSU : İştirak Nafakasının İndirilmesi Ve Anlaşmalı Boşanma Davasındaki Protokol Hükmünün Kaldırılması KARAR : Van 1....

    Boşanma dosyasındaki mevcut protokol taraflarca 29.06.2007 tarihinde imzalanmış sonrasında boşanma dosyasının 03.07.2007 tarihli duruşmasında protokol hükümleri geçersiz hale getirilmiş ve taraflar imzalı beyanlarıyla müşterek çocuk Atakan için aylık 1000 TL iştirak nafakası ödenmesi hususunda anlaşmışlar ve bu mahkeme kararınca tasdik edilmiş ve kesinleşmiştir. O halde, mahkemece yapılacak iş; protokol hükümlerince değil, mahkemece karara bağlanmış ve kesinleşmiş aylık 1000 TL iştirak nafakasına göre birikmiş nafaka borcunun bulunup bulunmadığı bilirkişi incelemesi yaptırdıktan sonra sonucu dairesinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir..." gerekçesi ile bozulmuştur....

      Davacı bu ödemelerin kendisi tarafından yapıldığını, anlaşmalı boşanma ve protokol uyarınca davalıdan tahsil edilmesi için icra takibi yaptığını, davalının takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu belirterek, itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bu halde dava, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan alacağa ilişkin yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir. İtirazın iptali davasına bakmakla aile mahkemesi görevlidir (4787 s. K. m.4/1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup, taraflarca ileri sürülmese bile hakim tarafından davanın her aşamasında re'sen gözetilir. Bu açıklamaya göre görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.12.2017 (Per.)...

        ün yapılan yargılaması sonunda; sanığa atılı suçla ilgili olarak 5252 sayılı yasanın 7. maddesi uyarınca "gereğinin takdiri ve yerine getirilmesi için dosyanın İZMİR Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine" dair İzmir 5. İcra Ceza Mahkemesinden verilen 22.6.2005 gün ve 188 esas 1235 karar sayılı hükmün incelenmesi C.Savcısı tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından 28.4.2006 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: Sanıklara atılı suçla ilgili olarak 5252 sayılı yasanın 7. maddesi gereğince "gereğinin takdiri ve yerine getirilmesi için İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine" dair verilen kararın temyiz olanağı bulunmayıp itirazı kabil kararlardan olması ve mahkeme kararında Yargıtay yolunu değiştirilmemesi nedeniyle C.Savcısının itiraz istemi hakkında itiraz merciince bir karar verilmek üzere mahalline gönderilmesi için dosyanın incelenmeksizin Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE 2.10.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" Mal beyanında bulunmamaktan sanık ...’nun yapılan yargılaması sonunda; Sanığa atılı suçla ilgili olarak 5252 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince, gereğinin takdiri ve yerine getirilmesi için dosyanın İzmir C.Başsavcılığına gönderilmesine dair ( İZMİR ) 3....

            ‘nın yapılan yargılaması sonunda; Sanığa atılı suçla ilgili olarak 5252 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince, gereğinin taktiri ve yerine getirilmesi için dosyanın ... C.Başsavcılığına gönderilmesine dair ... 5. İcra Ceza Mahkemesinden verilen 29.6.2005 gün ve 3226 esas 1368 karar sayılı hükmün süresi içinde, Yargıtay’ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından 25.11.2005 günü daireye gönderilmekle incelenip gereği düşünüldü: Sanığa atılı ilgili suçla ilgili olarak 5252 sayılı yasanın 7. maddesi gereğince "gereğinin takdiri ve yerine getirilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine" dair verilen kararın temyiz olanağı bulunmayıp itirazı kabil kararlardan olması nedeniyle, sanık müdafiinin temyiz isteminin itiraz niteliğinde kabülü ile itiraz merciince karar verilmek üzere mahalline gönderilmesi için dosyanın incelenmeksizin Yargıtay C. Başsavcılığına TEVDİİNE 12.10.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu