DAVA KONUSU : Anlaşmalı Boşanma İlamından Kaynaklı Tazminat Nedeni ile Borçlu Olmadığının Tespiti KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/301 esas 2013/292 karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, kararın aynı tarihte kesinleştiğini, tarafların boşandıktan sonra 2017 yılı ekim ayına kadar birlikte yaşadıklarını, buna rağmen davalının Kuşadası 3....
KARAR Davacı, boşanma davası açması için 26.04.2011 tarihli vekaletname ile davalıyı vekil tayin ettiğini, davalının sözlü olarak talep ettiği tutarın 1.500,00 TL olması nedeni ile 2.000,00 TL yı banka havalesi ile davalıya gönderdiğini, davalının anlaşmalı boşanma için sözkonusu tutarın yeterli olduğunu, anlaşma sağlanamazsa ücret için sözleşme yapabileceğini söylemesine rağmen, 2.000,00 TL yı gönderdikten sonra avukatlık ücreti talep ettiğini, davalıyı defalarca aradığını, ancak davanın açılışı, dilekçe içeriği konusunda davalının kendisini bilgilendirmediğini, dava dilekçesine ulaştığında eşine karşı asılsız suçlamalarla, yüksek nafaka ve tazminatlarla dolu bir dilekçe verdiğini gördüğünü, davalı ile görüşmek istediğinde telefonlarına çıkmaması üzerine 09.06.2011'de davalıyı vekillikten azlettiğini, davalının boşanma dilekçesine yazdığı asılsız isnatlar nedeni ile eşi ile anlaşmalı olarak da boşanamadığını ileri sürerek, davalının vekalet ücreti alacağı nedeniyle başlattığı icra takibinden...
Aile Mahkemesinin 2017/504 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı erkek tarafından TMK 166/3 maddesine dayalı olarak boşanma davası açılmış, taraflarca mahkemeye sunulan 20/06/2017 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünde, boşanma sebebiyle her iki tarafın birbirlerinden tedbir, yoksulluk nafakası veya herhangi bir şekilde maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmadığı, tarafların çeyiz ve özel ev eşyaları konusunda anlaştığı, birbirlerinden eşyalar ve ziynet eşyaları konusunda başka bir talepleri olmadığı belirtilmiştir. 20/06/2017 tarihinde tarafların her ikisinin katılımı ile gerçekleşen duruşmada, taraflar karşılıklı olarak boşanma ve boşanmanın mali sonuçları kapsamında sunulun protokol dairesinde anlaştıklarını beyan etmişlerdir....
Davalı duruşmaya katılarak; 12/10/2022 tarihli protokol altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, davacıdan maddi ve manevi tazminat, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası, talebinin bulunmadığını, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı bir alacak istemediğini, ziynet alacağı bulunmadığını, ilerde bu hususlar ile ilgili dava açmayacağını belirterek anlaşmalı boşanma kararı verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; açılan davanın kabulü ile tarafların TMK 166/3 gereği anlaşmalı olarak boşanmalarına, nafaka ve tazminat talepleri bulunmadığının tespitine, birbirinden katılma alacağı talebi bulunmadığının tespitine, karşılıklı ziynet eşya alacağı olmadığının tespitine, 12/10/2022 tarihli protokolün tasdikine karar verilmiştir....
KARAR Davacı, davalı ile ... 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.06.2002 tarihinde kesinleşen 2002/324 esas, 2002/364 sayılı kararı ile anlaşmalı boşandığını, ilamda davalıya 75.000.00 YTL tazminat ödemeyi kabul ettiği ve bunun 15.000.00YTL’ sının boşanma anında ödeneceğinin hüküm altına alındığını, 15.000.00 YTL’ sini boşanma anında davalıya elden ödendiğini,daha sonrada 05.06.2003 tarihinde 25.000.00 YTL ,05.07.2003 tarihinde 25.000.00 YTL olarak ödeme yaptığını,buna rağmen davalının alacağı hiç almamış gibi ... 2.İcra Müdürlüğünün 2007/12142 esas sayılı dosyası ile aleyhine icra takibi başlattığını fazlasıyla ödeme yaptığını ileri sürerek olarak borçlu olmadığının tespiti ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
KARAR Davacı, davalının eski eşi olduğunu, 12.03.2010 tarihinde birbirlerinden herhangi bir tazminat ve nafaka talep etmediklerini belirtir boşanma anlaşması yaparak anlaşmalı olarak boşanmak üzere mahkemeye başvurduklarını, aynı gün davalının kendisine olan borcuna karşılık olarak banka aracılığıyla hesabına 15.000.00.TL yatırdığını, mahkeme tarafından 17.03.2010 tarihinde anlaşmalı olarak boşanma kararı verildiğini ve bu kararın 30.03.2010 tarihinde kesinleştiğini, kendisinin kanser tedavisi gördüğü sırada davalı tarafından 15.000.00.TL yönünden aleyhine icra takibinde bulunduğunu öğrendiğini ve icra tehdidi altında borcu olmamasına rağmen toplam 23.141.05.TL ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespiti ile ödenen 23.141.05.TL' nın istirdadına ve %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....
boşanmanın dayandığı boşanma protokolünden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti gerektiğini belirterek davacı ile davalı arasında geçerli bir icra takibine konu bir borç ilişkisinin bulunmadığının tespitine İstanbul Anadolu 5....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2020 NUMARASI : 2020/993- 2020/852 DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı ile evlilik birliğini devam ettirmelerinin mümkün olmadığını, müşterek çocukları olmadığını, kendisi için davalıdan herhangi bir nafaka, maddi-manevi tazminat ile mal rejiminden kaynaklı alacak, ziynet eşyaları, çeyiz eşyaları ve kişisel eşyalar yönünden alacak talep etmediğini, bu haklarından feragat ettiğini, 02/10/2020 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünün onaylanmasını ve gerekçeli kararın eki sayılmasını talep ve dava etmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında müvekkilinin oğlunun davalıdan anlaşmalı olarak boşanmasını sağlamak için protokol imzalandığını, davacının oğlunun davalıya 30.000.00.-YTL.manevi tazminat ödeme yapmasının kararlaştırıldığını, bunun için davaya konu aynı miktarlı senedin verildiğini, protokol ve protokolün hükümlerinden biri olan 30.000.00.-YTL.ödeneceğine ilişkin kaydın mutlak butlanla batıl olduğunu ileri sürerek senetten dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında müvekkilinin davacının oğlundan anlaşmalı olarak boşanmasının sağlanması için protokol yapıldığını, davacının müvekkilinin boşanması sonucu uğrayacağı maddi zarara karşılık 30.000.00.-YTL.maddi tazminat ödemeyi kabul ettiğini beyan ederek davanın reddini savunmuştur....
Esas 2006/91 Karar sayılı ilamından davalıların anlaşmalı boşanma ile boşandığı ve 8.3.2006 tarihli protokol gereği dava konusu taşınmazların davalı borçlu tarafından eşi ... 'a bırakıldığı, taşınmazların 10.3.2006 ve 17.3.2006 tarihlerinde davalı ... adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Yine 31.5.2006 tarihinde kesinleşen mahkeme kararından da davalı ...'ın boşandığı eşi ... 'in soyadını kullanmasına izin verildiği görülmektedir. Davalı ... vekilinin 16.3.2009 tarihli dilekçesinden davalı ...'ın dava dışı takip borçluları UKİ şirketler grubunun hissedarlarından olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, dosyada mevcut takip konusu kredi sözleşmelerinin düzeleme tarihi olmadığından ......