Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava, taraflar arasındaki boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 2.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 2.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,6.2.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. .......

    Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi tarafların anlaşmalı boşanma hükmünü gerçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Açıklanan sebeple karşılıklı açılan boşanma davaları hakkında usulüne uygun şekilde toplanan deliller değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.03.2017 (Çrş.)...

      Dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/3 maddesine dayalı anlaşmalı boşanma istemine ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

      (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, § 2. II, B, 2, b, aa.) Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma da¬valarında bir bakıma “iki davacı ve iki davalı” olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma , s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; -Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, -Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz. O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren “temyiz davasının davacısı” eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f....

        Eldeki dosyada davacı vekilinin dava dilekçesindeki açıklamasına göre dava; davalılardan Servet yönünden anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, davalı T3 yönünden ise şahsi hakka dayalı muvazaa nedeniyle açılan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Her ne kadar davalılardan Servet yönünden açılan dava Aile Mahkemesi'nin görevine girmekte ise de dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle tapuda T9 adına kayıtlı olmadığı ,davacı vekili davalı eski eşin dava konusu taşınmazı muvazaalı olarak diğer davalı T3'e anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı hakkını kullanmasını engelleyecek şekilde mal kaçırmak amacıyla devrettiğini ileri sürerek istekte bulunmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine göre, davacının davalılardan T3'e karşı açmış olduğu davanın yasal dayanağının Türk Borçlar Kanununun 19. (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 18.) maddesi olduğu anlaşılmaktadır....

        Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma da¬valarında bir bakıma iki davacı ve iki davalı olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844) Anlaşmalı boşanma ancak tarafların (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti ve kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz. O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren temyiz davasının davacısı eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasına yönelik olarak varsa delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum....

          Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Anlaşmalı Boşanma Paylaşımından Kaynaklı İntifa Şerhinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 176.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 01.07.2019 (Pzt.)...

            Dava, TMK'nın 166/3. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Taraflar Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi uyarınca boşanmışlar, hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvuruda bulunulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....

            Davalı 07/02/2022 tarihli dilekçesi ile, davacı ile anlaşmalı boşanma protokolü düzenlediklerini belirterek, protokol doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın boşanma protokolünden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu, boşanma davası sırasında imzalanan protokolden kaynaklanan davaya bakma görevinin, 4787 sayılı Kanunun 5133 sayılı Kanunla değişik 4/1 maddesi uyarınca 4721 sayılı TMK'nun 2. kitabından kaynaklanması nedeniyle Aile Mahkemelerine ait bulunduğu, ancak uyuşmazlığa konu protokol aile hakimince onaylanmadığından davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesinin olduğu, taraflar arasında 29.11.2018 ve 22.09.2017 tarihli boşanma protokollerinin düzenlendiği, 12.10.2017 tarihinde Adana 4. Aile Mahkemesi'nin 2017/777 esas sayılı dosya ile anlaşmalı boşanma davası açıldığı ancak anlaşmalı boşanma davasında uyuşmazlığa konu protokol onaylanmadığından protokolün geçerliliğinin kalmadığı, bu durumda boşanma protokolü nedeniyle düzenlenen tazminat maddelerinin de hükümsüz kaldığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının Adana 7....

            UYAP Entegrasyonu