DAVA Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflann aralarında anlaşarak boşanma protokolü düzenlediklerini, ... 9. Aile Mahkemesi'nin 2017/1386 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, anlaşmalı boşanma hususunda davacı tarafından davalıya banka havalesi yolu ile 125.000,00 TL gönderildiğini, ancak anlaşmalı boşanmanın davalı tarafından çekişmeli boşanmaya dönüştürüldüğünü belirterek, davalıya ödenen bedelin 02.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
İstinaf Sebepleri Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları ve anlaşmalı boşanmaya dair protokol hükümlerinde mal rejiminden kaynaklanan alacaklar hususunda anlaşma sağlanmadığı, kaldı ki anlaşmalı boşanma protokolünde boşanma ve boşanmanın fer'î olan talepler ile ilgili düzenlemenin yapılmasının zorunlu olduğu, mal rejiminden kaynaklanan alacaklara dair düzenlemenin yer almasının zorunlu olmadığı, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının boşandığı eşinin soyadını kullanma konusundaki menfaatinin devam ettiği, davacının boşandığı eşinin soyadını kullanmasının kendisine zarar verdiği konusunda kabul edilebilir bir gerekçe ileri sürmediği, davalının sosyal ve çalışma hayatında Ruşen ... adıyla tanındığı, anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklı davalı tarafından açılan davanın "hak arama özgürlüğü" ve "adil yargılanma hakkı" kapsamında olduğundan verilen iznin kaldırılmasını gerektirir nitelikte olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....
Noterliğinin 16.06.2015 tarih ve 6248 yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesi ile; "anlaşmalı boşanma davası ile taahhüt altına alınmış olan 01.11.2014 tarihine kadar davacı tarafın bayinin devri için herhangi bir girişimde bulunmadığını, boşanma davası devam ederken Biga 1. Noterliğinin 27.11.2013 tarih ve 17420 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıya ganyan bayinin bila bedel devralınmasının ihtar edildiğini, hem protokolde yer alan süre şartına riayet edilmediğini, hem de davacının bağışta bulunan müvekkiline ve yine müvekkilinin babasına karşı birçok ağır suç işlediğini, bu durumda anlaşmalı boşanma protokolünde yer alan bağışlanma sözünün BK'nun 295. maddesi uyarınca geri alındığını ve böylece ganyan bayiliğinin müvekkili tarafından davacıya bağışlanmasının ve bedelsiz devredilmesinin mümkün olmadığını" bildirdiğini belirterek, anılan sebeplerle, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava anlaşmalı boşanma protokolünden kaynaklanan alacağa ilişkin yapılan takibe itirazın iptali istemiyle açılmıştır. Davalı taraf; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak süresinde istinaf talebinde bulunmuş ve kararın kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Tarafların 23/05/2017 tarihinde kesinleşen Sivas 2.Aile Mahkemesi'nin 16/03/2017 tarih ve 2017/69 Esas, 2017141 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma protokolünün 2,3,6,7,8 . maddelerinin onaylanmasına karar verildiği görülmüştür....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2017/899 Esas, 2017/808 Karar sayılı 29.11.2017 tarihli, 29.12.2017 kesinleşme tarihli kararı ile anlaşmalı olarak boşanmaları, 16.11.2017 tarihli ek protokol başlıklı anlaşmalı boşanma protokolünün gerekçeli kararın eki sayılmasına karar verildiği, anlaşmalı boşanma protokolünün altı numaralı maddesinin, "tarafların adlarına kayıtlı gayrimenkuller üzerindeki hakları aynen devam edecek, birbirlerinden gayrimenkuller ve diğer menkul değerlerle ilgili hak talep etmeyeceklerdir." içeriğini haiz olduğu, tarafların mal rejiminin tasfiyesi konusunda anlaştıkları, karşılıklı olarak mal rejiminden kaynaklanan alacak haklarından feragat ettikleri, her ne kadar davacı kadın vekili tarafından 10.03.2020 tarihli sözlü yargılama duruşmasında dava konusu taşınmazın paylaşılmasına ilişkin taraflar arasında imzalanan 16.11.2017 tarihli sözleşme fotokopisi sunulmuşsa da iddia ve savunmanın dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması ve ön inceleme aşamasından sonra değiştirilip...
Aile Mahkemesinin 2016/30 Esas sayılı dosyasında yargılamanın iadesi talebinin hak düşürücü süre geçtiğinden reddine karar verildiği, iddiaların esastan incelenmediğinden anlaşmalı boşanma davasındaki beyanlarının mahkeme içi ikrar kabul edilmesinin hatalı olduğu, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma davasında anlaşmalı boşanmanın koşullarını belirleyen ayrı bir boşanma protokolü düzenlenmediği, o nedenle gerekçe ve hükümde de mal rejiminin tasfiyesine yönelik bir hüküm kurulmadığını, anlaşmalı boşanma davasında mahkeme içi ikrar kabul edilen feragatin kayıtsız ve şartsız, somutlaştırılmış bir hak ile ilgili, herhangi bir kuşkuya yer vermeyecek biçimde açık olması gerektiği, müvekkilinin 4 ayrı psikolojik rahatsızlığı nedeniyle serbest iradesi ile sağlıklı karar veremeyeceğinin sağlık kurulu raporlarıyla sabit olduğu, 6100 sayılı Kanun'un 311 inci maddesi uyarınca irade bozukluğu hallerinde, feragatin iptali istenebileceğini, irade bozukluğu iddiasının tüm davalarda ön mesele olarak...
alacak talebi olmadığına ilişkin iradesi yönünde olduğunu destekleyecek şekilde; "Davacı Nuran Çiçek ile 23.03.2012 tarihinde anlaşmalı boşanma talebiyle mahkemenize başvurmuş ve bunun üzerine 07.03.2013 tarihinde boşanmamız gerçekleşmiştir....
Somut olaya gelince, tarafların boşanma dosyasına malvarlığı haklarına ilişkin düzenleme içeren yazılı boşanma anlaşması sundukları, ancak TMK 166/1. maddesi uyarınca anlaşmalı boşanma koşulları oluşmadığından mahkeme boşanma davasını çekişmeli boşanma davası (TMK m. 166/2,3) olarak yürütüp boşanmaya karar verildiği, yazılı boşanma anlaşmasının boşanmanın eki haline getirilmediği anlaşılmaktadır. -//- Yazılı boşanma anlaşmasındaki boşanmanın fer'i niteliğinde olmayan mali haklara ilişkin düzenleme, anlaşmalı boşanma şartına bağlı bir sözleşme niteliğinde olup, anlaşmalı boşanma şartı gerçekleşmediğinden herhangi bir hukuki sonuç doğurmaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava TMY. 166/3 gereği anlaşmalı boşanmaya ilişkindir. Mahkemece, Türk Medeni Yasası'nın 166/3. maddesi gereği tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verilmiş, davacı kadın tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmelerini engelleyici yasal bir hüküm bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki anlaşmanın bozulması ile anlaşmalı boşanma hükmü bütünüyle geçersiz hale gelir. Bu halde anlaşmalı boşanma davasının "çekişmeli boşanma" (TMY m. 166/1- 2) olarak görülmesi gerekir....