"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (koca) tarafından kadının kabul edilen birleşen boşanma davası fer'ileri, kusur belirlemesi, aleyhine hükmolunan yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden; davalı-davacı (kadın) tarafından kocanın kabul edilen boşanma davası, yoksulluk nafakasının miktarı ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı koca, 26.03.2013 havale tarihli dilekçesi ile, davalı-davacı kadının, kabul edilen birleşen boşanma davasında, boşanma hükmüne yönelik temyiz isteğinden ve davalı-davacı kadın da 16.03.2013 havale tarihli dilekçesi ile, davacı-davalı kocanın kabul edilen boşanma davasında boşanma hükmüne ve vekalet ücretine yönelik temyiz isteğinden feragat ettiğini...
Davacı-karşı davalı kadın dava dilekçesinde hayata kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış sebebine (TMK m.162) dayalı olarak boşanmaya karar verilmesini talep etmiş, mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir. Özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada genel boşanma sebebiyle (TMK m.166/2) boşanma kararı verilemez. O halde mahkemece, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasında, delillerin özel boşanma (hayata, kast, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış) sebebi yönünden değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, evlilik birliğinin sarsılması (TMK m.166/2) sebebi ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca, her iki boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece davacı-davalı erkeğin boşanma davası kabul edildiği için, davalı-davacı kadının boşanma davası yönünde hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Davalı-davacı kadının boşanma davası hakkında olumlu olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru bulunmamıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nde (Aile mahkemesi sıfatıyla) birleşen boşanma davası açılmış, bu birleşen boşanma davasına, kadın boşanma davasına “cevaplarım ve delillerimdir", başlıklı dilekçe sunmuş, bu dilekçe içeriğinde karşı dava başlığı altında yalnızca 5.000 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, birleşen davanın yapılan ön inceleme duruşmasında, kadının birleşen davaya cevap olarak sunduğu dilekçesini karşı dava dilekçesi olarak yorumlanmış ve kadına karşı davasına yönelik olarak harcını ikmal etmesi içinde süre verilmiştir....
, Türk Medeni Kanunu m.166/1'de gösterilen hukuki sebeple boşanma isteminde bulunmuştur....
boşanma davasından feragati, boşanma hükmü kesinleştiğinden sonuç doğurmayacağına göre, davacı-davalı kocanın tüm, davalı-davacı kadının ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 3-Toplanan delillerden; davalı-davacı koca tarafından ... 8....
Anlaşmalı boşanma kararı bu değişiklikleri taraflar kabul ederse verilebilir. (Ömer Uğur GENÇCAN, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu, Bilimsel Açıklama-İçtihatlar-İlgili Mevzuat, : I. Cilt (TMK. m. 1-351), Ankara 2004 , Kısaltma: GENÇCAN-TMK, s. 858) Diğer yandan; Aile mahkemesi (=yoksa Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye hukuk mahkemesi) hâkimi boşanma düzenlemesini uygun bulmadığını duruşmada açıklamamış ve uygun gördüğü değişiklikleri eşlerin bilgisine sunmamış bulunmasına göre boşanma düzenlemesini “uygun görmüş” sayılır. (Turgut AKINTÜRK, Aile Hukuku, İstanbul-2002, s. 263) O halde mahkemece yapılacak iş boşanma düzenlemesini eda hükmü içerecek şekilde hüküm fıkrasına almaktan ibarettir. Boşanma düzenlemesinin 2/c, e ve f bentlerine “aykırı olarak” ve bu bentleri “yok sayarak” hüküm kurulması isabetli değildir. Bu sebeplerle değerli çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....
KARŞI OY YAZISI Davalı-davacı erkek 9.9.2013 tarihinde anlaşmalı boşanma davası açmış, davacı-davalı eşinin evi bir başka erkek için terk ettiğini öğrenmesi üzerine, açtığı anlaşmalı boşanma davasından, 7.10.2013 tarihinde, yeni bir boşanma davası açmak amacıyla feragat etmiştir. Davalı-davacı erkeğin, yeni bir dava açmak amacıyla anlaşmalı boşanma davasını sonlandırdığı konusunda hiçbir uyuşmazlık yoktur. Değerli çoğunlukla aramızdaki uyuşmazlık, davalı-davacı erkeğin yeni bir dava açmak amacıyla davasından feragati, davalı-davacı erkeğin önceki olayları affetmiş veya en azından hoşgörü ile karşılamış sayılıp sayılmayacağı noktasında toplanmaktadır. Davalı-davacı erkek açıkca, anlaşmalı boşanma davasından yeni bir boşanma davası açmak amacıyla feragat ettiğini beyan etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2005/156 esas sayılı dosyasında birleştirildiği ve yapılan yargılama sonucunda verilen 21.07.2009 tarihli karar ile taraflar eşit kusurlu kabul edilerek her iki tarafın boşanma davalarının kabulü ile Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanmalarına karar verildiği, kararın davacı kadın tarafından "kocanın kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, gerekçe, tazminatlar ve nafakalar yönünden" temyiz edildiği, kadının boşanma davasında verilen boşanma hükmünün ise taraflarca temyiz edilmeyerek 27.10.2009 tarihinde kesinleştiği; böylece bu tarih itibariyle taraflar arasındaki evlilik birliğinin "boşanma" ile sona erdiği, davacı kadının zina (TMK md 161) hukuki sebebine dayalı eldeki bu boşanma davasının 25.11.2009 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır....
O halde; davalı-karşı davacı erkek de dava açmakta haklı olup, davasının kabulüne karar vermek gerekirken, reddi doğru görülmemiş ise de; davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmiş, boşanma hükmü temyiz edilmediğinden kesinleşmiştir. Bu durumda, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasındaki boşanma talebinin konusu kalmamıştır. O halde, bu husus gözetilerek davalı-karşı davacı erkeğin boşanma talebi hakkında, "konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi ile yargılama gideri ve vekalet ücreti konularında, davada haklılık durumuna göre (HMK m. 331/1) karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....