Bu halde, kadın da boşanma davası açarak boşanmayı talep ettiğine göre, davacı- davalı kadının erkek tarafından açılan boşanma davasına karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup, erkeğin davası bakımından Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki şartların gerçekleştiği gözetilerek, erkek tarafından açılan boşanma davasının da kabulü gerekirken, bu davanın reddi doğru görülmemiştir. Ne var ki, kadının boşanma davasının kabulü suretiyle verilen boşanma hükmü, erkek tarafından temyiz edilmediğinden boşanma gerçekleşmiş, erkek tarafından açılan boşanma davasındaki boşanma talebinin esası hakkında gelinen bu aşamada bir karar verilmesine artık gerek kalmamıştır....
Görüldüğü üzere anlaşmalı boşanma ancak tarafların (=kadın ve erkek) anlaşması ile olanaklıdır. O halde mahkeme kararında eşlerin “davacı-davalı” ve “davalı-davacı” biçiminde gösterilmeleri uygun olacaktır. (Ömer Uğur GENÇCAN, Boşanma Hukuku, Yetkin Yayınevi, Ankara 2006, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma-2, s. 358) Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma da¬valarında bir bakıma “iki davacı ve iki davalı” olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844, Ömer Uğur GENÇCAN, Öğreti ve Uygulamada Boşanma, Tazminat, Nafaka, Yetkin Yayınevi, Ankara 2000, Kısaltma: GENÇCAN-Boşanma , s. 680-682) Anlaşmalı boşanma ancak “tarafların” (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi; - Anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti, - Kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz....
Öte yandan, davalı-davacı erkek karar düzeltme isteğinde bulunmadığından davacı-davalı kadının boşanma hükmü kesinleşmiş olduğuna göre, erkeğin boşanma davasında boşanma istemi konusuz kalmıştır. Ancak konusuz kalan davada dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden bir karar verilmesi gerekir. Davalı-davacı erkeğin boşanma davası hakkında açıklanan yönde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. Açıklanan sebeplerle davacı-davalı kadının karar düzeltme isteminin kabulüne; Dairemizin temyiz incelemesi sonucu verilen 2014/17327 esas, 2015/8033 karar ve 21.04.2015 tarihli ilamın 1. bendinin kaldırılmasına ve erkeğin boşanma davasında yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.m.440-442)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek, Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesinde gösterilen terk hukuki sebebiyle boşanma isteminde bulunmuştur. Davacı erkeğin genel boşanma sebebine (TMK m. 166/1) dayalı bir talebi bulunmamaktadır. Münhasıran özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında genel boşanma sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır (HMK m. 26/1). Mahkemece kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında herhangi bir kanun maddesi belirtmeksizin davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....
Mahkemece; erkeğin karşı boşanma davası hakkında, "kadının boşanma davasında boşanma hükmü verildiği" gerekçesiyle "karar verilmesine, yer olmadığına" karar verilmiştir. Kadının davasının kabulü suretiyle verilen boşanma kararı kesinleşmedikçe, erkeğin karşı boşanma davasındaki boşanma talebi hukuki varlığını devam ettirir ve konusuz hale gelmez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş; her iki boşanma davasının esası hakkında ayrı ayrı hüküm kurmaktan ibarettir. Bu husus nazara alınmadan, kadının davasında boşanma kararı verildiği gerekçesiyle erkeğin boşanma davası hakkında yazılı şekilde karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı ise de; ne var ki kadının kabul edilen boşanma davası temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olmakla erkeğin boşanma davasının konusu kalmamıştır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından her iki boşanma davasının tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince, her iki tarafın da boşanma davalarının kabulüne karar verilmiş, taraflarca hükmün tamamına yönelik olarak istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, görevli .... Bölge Adliye Mahkemesi 2....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı hem Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi hem de Türk Medeni Kanununun 163. maddesine dayanarak boşanma davası açmıştır. Boşanma davasının Türk Medeni Kanununun 163 ve 166/1. maddelerine dayanılarak birlikte açılması mümkündür. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davacının davalının evlenmeden önce işlediği suçu bilerek davalı ile evlendiği anlaşılmaktadır....
Affedilen ya da hoşgörüyle karşılanan davranışlar boşanma davasında diğer tarafa kusur olarak yüklenemez ve buna dayanılarak boşanma kararı verilmez. Davalı-davacı kadının başkaca kusurlu bir davranışı da kanıtlanamamıştır. Durum böyleyken davacı-davalı erkeğin boşanma davasının da reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı-davalı erkeğin boşanma davası yönünden BOZULMASINA, kadının boşanma davasına yönelik bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka Artırımı-Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı (koca)'nın, davacı-davalı (kadın)'ın nafakanın artırılması davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı-davacı kocanın kendi birleştirilen boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davalı-davacı (koca) "aynı'' boşanma davasında iki ayrı sebeple (TMK. md.165 ve 166/1) boşanma isteminde bulunmuştur....
Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi gereğince boşanmalarına karar verilse dahi, davacının anlaşmalı boşanma hükmünü gerkçekleşen anlaşmaya rağmen temyiz etmesi davadan açıkça feragat etmedikçe anlaşmalı boşanma yönündeki iradesinden rücu niteliğinde olup, bu halde anlaşmalı boşanma davasının "Çekişmeli boşanma" (TMK m. 166/1-2) olarak görülmesi gerekir. Ne var ki dosya içeriğinden tarafların ... 9. Aile mahkemesinin 2015/1175 esas ve 2015/1150 karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları ve kararın 07/09/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, tarafların boşanma talebi konusuz kalmış olup, tarafların boşanma talebine yönelik olarak karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir....